Amerika’nın Rakka operasyonlarında bulunma sebebi, Kürt Devleti adı altında, Suriye’deki denklemlerde yeni Kürt aktörler oluşturarak, sadece Batı ve Amerika’nın menfaatleri temin etmek ve garantilemek değil, Direniş Ekseni ve İran İslam Cumhuriyeti üzerindeki baskıyı artırmaktır.

 

Felluce operasyonları basının manşet konusu haline geldi ama Suriye’den iyi haberler gelmiyor. Rakka’da Kürt operasyon güçlerinin yanında, Amerika’nın komutası altında 500 özel kuvvetle, Türkiye’nin, Halep şehrinden Hamam’ın işgal bölgelerine kadar, Suriye’nin kuzey topraklarına girmesi, önemli gerçeklerdir ve asla göz ardı edilecek konular değildir.

 

Suriye’nin demokrat güçlerinin operasyonları (Kürt Hareketleri) IŞİD’in başkentinde (Rakka’da) başladığı zaman, Amerika Kongresi 18 Eylül 2014’te bu ülkenin Savunma Bakanlığına ılımlı silahlı gruplar ve muhaliflerin (bazılarına göre Amerika’nın iyi teröristlerinin) IŞİD karşıtı güçler olarak eğitilmesine izin veren yasa tasarısını imzalamıştı.

 

Taslağa göre, yaklaşık 577 milyar dolar Amerika Savunma Bakanlığına ayrıldı ve bunun 64 milyar doları Afganistan, Irak ve Suriye savaşlarının payıydı.

 

Amerika yasa tasarısının en önemli noktası, IŞİD ile mücadele bahanesiyle iki yıl boyunca, Suriyeli muhaliflere askeri eğitim iznini vermesiydi ve bu muhalifler, IŞİD dışında Suriye ve Irak’taki tüm terörist grupları ve aynı zamanda Kürt güçlerini de kapsıyordu.

 

Amerikan güçleri bu yasa tasarısı çerçevesinde yine bu bahaneyle geçtiğimiz yıl kasım ayında Suriye’de “Kürt Demokrat Güçleri” adıyla yeni bir koalisyon kurma girişiminde bulundular ve aslında Özgür Suriye Ordusu teröristleriyle bazı Kürt güçleri karıştırarak bu yeni savaş örgütü koalisyonu şekillendi.

 

Ama bu gün, Kürt güçlerinin Rakka’daki operasyonları ve Türkiye ve IŞİD’in Halep’in kuzeyinde ilerleyişi de Amerika’nın bu eylemlerinden kaynaklanmaktadır.

 

Suriye’de Kürtlerin Bölünmesi:

 

Suriye’deki Kürtler; Halep’in kuzeyinde Afrin bölgesinde bulunan, Haseke ve Kamışlı’da yaşayan ve Kobani’de bulunan Kürtler olmak üzere üç gruba ayrılıyorlar.

 

Halep’in kuzeyinde Afrin bölgesinde yaşayan Kürtler, Suriye Merkez Hükümeti’nin ciddi müttefikleri değillerdi ve hatta Nubul ve Ez-Zehra bölgelerinde Şiilerin ablukasının ilk dönemlerinde sert bir tavır almışlardı. Ama nihayetinde Suriye Hükümeti, Suriye Ordusu ve Direniş Güçleriyle ciddi anlaşmazlıklar yaşamadılar. Nubul ve Ez-Zehra’yı kurtarma operasyonlarında, Suriye Ordusu ve Direniş Güçleri arasında yapılan müzakerelerde işbirliği yaptılar. Nubul’un Halep’in kuzeyine ve Aziz bölgesine katılmasında önemli rol oynadılar.

 

Suriyeli ikinci grup Kürtler’i, Kamışlı ve Haseke’de oturan Kürtler oluşturuyor. Bu grup Kürtlerde hükümet ve orduya karşı değiller. Ayrıca direniş ve Suriye Merkez Hükümeti’ne karşı bir eylemde bulunmuyorlar.

 

Ama bu Kürt grupları arasında Kobani Kürtleri,  Suriye Merkez Hükümeti’nin ve hatta Direnişin çok sert karşıtlarıdır ve son zamanlarda IŞİD’i Kobani’de yenip, Haseke Kürtleri’nin işbirliği ile Suriye’nin iç sınırlarına doğru ilerleyerek, sınırlarını birleştirmeyi başarmışlardır. Bunun sonucunda da Türkiye sınır bölgelerinden Irak sınırına ve Halep’in kuzey kısımlarına kadar olan bölgeleri ellerinde bulunduran Suriye’deki Kürtlerin tamamı, ılımlı ve aşırıcı olmak üzere iki gruba ayrıldılar.

 

Ama Amerikalar tarafından geçen yıl oluşturulan Demokratik Güçler isimli yeni örgüt, bu iki gücün toplamından oluşan ve bu bölgelerde şekillenen bir örgüttür.

 

Amerika’nın Rakka’da bulunmasının ve bu bölgedeki operasyonunun en önemli sebebi:

 

Rakka Operasyonlarından üç gün önce, IŞİD teröristleri hakkında, Rakka’dan geri çekilerek Deyrizor’a doğru hareket ettikleri yönünde haberler çıktı. Bu konu hem Amerikalı yetkilileri hem de onların bu bölgedeki işbirlikçilerini o kadar sevindirdi ki, bu haberlerin yayınlanmasından sadece 48 saat sonra Rakka operasyonlarını başlattılar.

 

Operasyonların gerçekleştirilmesinden ve Amerikan Güçleri’nin Kürt Demokratik Güçlerinin Komutanlığı adıyla varlığının ardından; aniden beklenmedik bir olay yaşandı. O da, sadece IŞİD’ın geri çekildiğine dair çıkan haberlerin yalan değil, hatta IŞİD teröristlerinin yaklaşık 80 intihar eylemi gerçekleştirerek, bu bölgede çok sayıda ölü ve yaralıyı Amerikalıların ve müttefiklerinin eline verdiğiydi. Bu eylemlerini öyle bir şekilde gerçekleştirmişlerdi ki, operasyona katılan güçler geri çekilmekle beraber eski konumlarından Rakka’nın 40 km uzağına kadar geri dönmek zorunda kaldılar.

 

Basından ısrar Amerika’dan İnkâr

 

Amerikan Güçlerinin Suriye’deki operasyonlarının ve Fransa Haber Ajansının (AFP) Amerika’nın özel kuvvetlerinin Rakka’nın kuzeyinde ( IŞİD’in Suriye’deki ana merkezi) ön saflarda yer alan resimlerini yayınlamasının ardından, Amerika, ciddi bir tepki göstererek bu konu hakkındaki bütün haberleri yalanladı. Amerika Savunma Bakanlığı, bu güçlerin hiçbir operasyona katılmadığını vurguladı.

 

CNN kanalı Pentagon Sözcüsü Peter Cook’tan naklen, “Amerikan Güçlerinin Irak ve Suriye’de görevleri belli ve açıktır ve onların talimatlarına göre komutanlık yapamaz ve kendini savunamaz ve aynı zamanda askeri güçlere istenen yardımı ve tavsiyeyi verebilecek konumda olmalıdır” dediğini belirtti.

 

Meydandaki gerçek nedir?

 

Amerika’nın iddiaları basını kendileriyle meşgul etti ama Rakka’daki operasyonlarda bulunduklarına dair inkâr edemeyecekleri açık deliller bulunmaktadır.

 

IŞİD terör örgütü, Irak ve Suriye savaşlarının başında Rakka’yı başkentleri olarak seçtiler. Bu şehri seçmelerindeki en önemli sebep, Amerikalıların askeri güçlerini Rakka’da operasyonlara göndermelerindeki sebeple aynıydı.

 

Rakka, Irak, Halep ve Şam’ı birbirine bağlayan transit bir yol ve aslında Musul’un Suriye ile irtibatı bu bölgedeki caddelerden sağlanıyor. Irak’ı Suriye’nin doğu bölgelerinden Suriye’ye bağlayan bir merkez sayılıyor. Rakka’da bulunan büyük petrol kuyuları da Amerikalıların ve teröristlerin Suriye’nin bu doğu bölgesinde bulunmalarının nedenlerinden biri. Kim Rakka’yı ele geçirirse Dicle ve Fırat kaynaklarına da hâkim olacak ve bu başlı başına büyük bir etkendir.

 

Görünenin ötesinde farklı delillerde bulunmakta

 

Amerikalıların Rakka’da bulunmalarının, diğer sebeplere oranla, daha önemli başka nedenleri de var. Ramadi ve El-Anbar’ın kurtarılmasının ve El-Haşd El-Şabi’nin (Gönüllü Halk Güçleri) Irak ve Suriye sınırlarına ulaşmasının ardından, Direnişin Deyrizor’a hareket etmesi için geri sayım başladı.

 

Böyle bir ortamda ve şartlarda Esad’ı ortadan kaldıramayan Amerika, kendi menfaatlerini temin etmeliydi. Suriye ve Iraktaki Kürtleri kullanarak, Suriye ve Uluslararası toplumda Kürt Devleti adıyla yeni bir aktör yaratma olasılığı, sadece Suriye, Irak ve Direniş Eksenine müdahale ve baskıyı artırmakla kalmayacak, hatta bölgede IŞİD’e karşı önemli ve güçlü bir alternatif olacaktı.

 

Irak ve Suriye haritasına baktığımızda, Irak’ın Kürt Bölgesinin bu ülkenin kuzeybatısına doğru, Suriye Kürtleriyle birleştiğini ve Haseke Kürtlerinin Halep’in kuzey kırsallarına kadar, Türkiye’nin bütün sınırlarını ele geçirdiklerini görebiliriz.

 

Amerika bir Kürt Devleti kurarak ve bu konuyu Kürt kamuoyunun zihninde söylence oluşturarak, bu aktörü Suriye ve Irak olmak üzere bölgedeki denklemlerinde yaratmanın peşindedir. Öyle bir aktör ki, daha önce ülke idare etme tecrübesi yok. Amerika buradaki tüm kontrolü ele alabilir ve silahtan petrol kuyuları satımına kadar onu yağmalayabilir. Sünni, Alevi, Demokrat, Barzani ve Irak ve Suriye Hükümetini onaylayan ve karşı çıkan ılımlı Kürtler ve…  bu yeni ülkede bütünlüğün olmadığını gösteriyor ki, bu, Amerika için en ideal ortamdır.

 

Amerika böyle bir örgütü oluşturarak, onun tüm parça ve yapısını kendi menfaatlerini elde etme doğrultusunda ele geçirmekle kalmayacak, aynı zamanda İsrail ile yakın ilişkileri olan Kobani ve Barzani Kürtleri, Direniş Ekseni ve İran için sürekli bir tehdit olacaktır.  Eğer Direniş ve ordu, teröristlerle savaşı kazansalar ve terörizmi ortadan kaldırsalar bile, Amerika, Batı ve Siyonizm’in bölgedeki diğer kolu, rol ve görevleriyle meşgul olacaktır.

 

Bu şartlarda eğer Siyonistler ve Amerika’nın ciddi oyuncular olduğu Batı Asya’nın bu savaşının onlar için hiçbir başarısı olmasa bile, Suriye’de yeni oyuncularını tanıtmakla, Batı Asya’nın büyük bir bölümünü parçalayıp ele geçirerek, Direniş için iyi bir tehdit modeli olarak ondan en iyi şekilde yararlanabilirler.