17-05-2016 tarihinde eklendi
Suudi Müftüsü Vahhabiliğin yayılmasını istedi
Arabistan'da daimi fetva komitesi üyesi ve Suudi müftüsü Şeyh Salih el-Favzan, dünyanın muhtelif bölgelerinde Vahhabi düşüncesinin yayılmasını istedi.

Riyad'ın Dar'ul Ulum üniversitesinde konuşan Suudi müftü Salih el-Favzan, Arabistan ve öteki dünya ülkelerinde bugün Vahhabilik düşüncesinin yayılması ve kitlelere tanıtılmasının bir zaruret olduğunu ve bu yönde gerekli tüm maddi, siyasi, kültürel imkanların ortaya konulmasını istedi. Fawzan, vahhabilik düşüncesinin öğrenilmesi ve öğretilmesinin ve bu inanç mensupları arasında korunmasının farz olduğunu bildirdi.
 
Elbette sapık Vaahbism ekolünün önemli müftülerinden olan bu kişinin benzer sapık fetvalar vermesi herkesçe bilinen bir konuda. Bu kişi daha öncede verdiği bir fetvada Arabistan'da tüm Şiilerin öldürülmesinin farz olduğunu açıklamış ve bununla da vahhabilerin Şii Müslümanlara yönelik cinayet ve saldırılarına zemin hazırlamış ve Arabistan'a Şiilere yönelik yapılan bombalı terör eylemleri veya öteki cinayetlere sebebiyet vermişti. Veya bu şahıs yine bir başka fetvasında, Beşar Esad'ın öldürülmesinin farz olduğunu buna karşılık siyonistlerle hiç kimsenin işinin olmaması gerektiğini bildirmişti.
Vahabbilek, terörizmin ana kaynaklarından bir olarak günüz dünyasında ortaya çıkmaktadır. Bugün Taliban'dan IŞİD'a veya en Nusra'dan Boko Haram'a veya el-Kaideye kadar bir çok terör örgütünün fikri bakımdan ana kaynağı Vahhabiliğe dayanmaktadır.
Arabistan ise Vahhabilik ve Seleficiliğin asıl merkezi ve destekçisi olarak bugün teröristlerin dünyanın muhtelif ülkelerindeki terör eylemlerinin arkasındaki temel güçlerden ve finansörlerden biri olarak kabul ediliyor.
 
Suudi krallık rejimi tekfirci teröristleri örgütleyip destekleyerek İslam ve Arap ülkelerinde kargaşa ve çatışma çıkarıyor.
Arabistan fikri ve ideolojik açıdan verdiği desteğin yanı sıra bölge çapında hemen hemen tüm radikal, şiddet yanlısı terör örgütlerine her türlü maddi ve silah desteği vermekte ve bölgenin kana gölüne dönmesine katkıda bulunmaktadır. Suudi hanedanı, İslam aleminde kendi konumlarını güçlendirmek ve aleyhine yapılacak her türlü faaliyeti etkisiz bırakmak için Harameyni Şerifeynin hizmetçisi ve sorumlu olduğununu ön plana çıkararak İslam alemini bu yolla kendi yanına çekmeye de çalışıyor. Yeri geldiğinde parayla, rüşvetle, imkanlar vererek ülke yönetimlerini, liderlerini kendi yanına çekmeye çalışırken yeri geldiğinde kendisinin gerçek İslam devleti olduğunu iddia ederek, İslam şemsiyesi altında sağlanmaya çalışmakta ve yeri geldiğinde de saf müslümanları, Mekke ve Medine'nin hizmetçiliğiyle kandırmak istemektedir.
Ama artık, bugün dünyada en büyük darbenin bizzat İslam adına ortaya çıkan bu şiddet yönetimleri ve terör örgütlerinden geldiğini, bu terör örgütlerinin İslam'la hiç bir irtibatının olmadığını bilmeyen kalmamıştır. Terör açısından dünyada belki de eşine rastlanılmayan sözde bu İslam kılıfındaki terör örgütlerinin arkasındaki asıl güçlerden birinin de bizzat Vahhabi inancının merkezi Suudi rejimi olduğu da artık dünya halkları tarafından biliniyor. Ama ne varki ABD emperyalizmi ve dünya siyonzminin sultası altında boyun eğme mecburiyetinde kalan satılık yönetimler veya Suudilerin verdiği rüşvetler ve imtiyazlarla dünya malı ve nimetine gark olanlar bu cinayetlerde Suudi vahhabi terörizminin birer kolu, destekçisi olarak görev yapmaya devam ediyorlar.
 
Kendini İslam aleminin merkezi niteleyen Suudi rejimi bugün İslam aleminin ihtilafının baş aktörüdür, bir yandan müslümanların kanının akıtılması yönünde fetva verirken diğer yandan uzun yıllarda Filistin topraklarını işgal ederek İslam aleminin en kutsal beldelerinden biri Mescidi Aksa'ya musallat olan ve Filistinli müslümanların kanını akıtmakta olan siyonist katillere arka çıkmaktalar.
Nitekim bugün Arabistan'ın, Lübnan Hizbullah'ın karşı siyonist İsrail ile işbirliğinde bulunması ve bunun en son örneği olarak da uzun yıllardır siyonist katillere karşı amansız bir mücadele veren ve siyonist düşmana çok ağır darbeler vuran Lübnan Hizbullah hareketinin yiğit komutanının bizzat Suudi rejimi ve Türkiye'ye bağlı terör örgütlerinin topçu birliği atışı sonucu şehit düşmesidir.
http://caferider.com.tr/suudi-muftusu-vahhabiligin-yayilmasini-istedi_h16805.html