12-05-2016 tarihinde eklendi
Suudi Arabistan’ı Bekleyen Beş Tehlike
Birinci tehlike, dahili bir tehlikedir; çünkü Şahzade Muhammed bin Selman’ın önerdiği reform paketi, petrol sonrası ekonomiyle sınırlı kalmayıp şimdiye kadar vahhabilik için tapu sayılan eğitim, sanat, kadın ve benzeri bütün alanları da içermektedir. Vahhabi alimlerin bu duruma gösterdiği memnuniyetsizlik ve tepki, ilerde daha da genişleyip tehlikeli hale gelebilir.

Arap dünyasının analistlerinden Sami Kuleyb, Es Sefir gazetesinde yayınlanan yazısında Suudi Arabistan’ın halihazırda beş büyük tehlikeyle karşı karşıya olduğunu yazdı: 
 
Birinci tehlike, dahili bir tehlikedir; çünkü Şahzade Muhammed bin Selman’ın önerdiği reform paketi, petrol sonrası ekonomiyle sınırlı kalmayıp şimdiye kadar vahhabilik için tapu sayılan eğitim, sanat, kadın ve benzeri bütün alanları da içermektedir. Vahhabi alimlerin bu duruma gösterdiği memnuniyetsizlik ve tepki, ilerde daha da genişleyip tehlikeli hale gelebilir. 
 
İkinci tehlike, İran’dan kaynaklanan bir tehlikedir; zira İran oturup kendisinin Arabistan tarafından kuşatılma projelerinin tamamlanmasını izleyecek değildir. Tahran farklı oranlarda Arabistan etrafında veya yakınındaki üç sıcak cephede yani Irak, Suriye ve Yemen’de varlığını sürdürmektedir. Tahran ayrıca, Suudi Arabistan’ın yanına çekmek istediği ülkelerle de güçlü ilişkiler kurmak için bir takım girişimlerde bulunmuştur ( İran-Pakistan arasında ortak askeri tatbikat, Şangay zirvesi ve Hazar denizini denetleyen ülke liderlerinin zirvesine müşarekette bulunmak, Ermenistan ve Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, bunun yanı sıra Rusya ile devam eden stratejik ilişkiler vs. bu alanda örnek olarak verilebilir). 
 
Üçüncü tehlike, Suriye’dir; halihazırda Suriye’nin kuzeyinde devam eden volkanik çatışmalar, her türlü ihtimali önümüze getirmektedir. Suudi Arabistan, Amerika’nın şu anki kayıtsızlığı dikkate alındığında eğer Suriye, Rusya, İran ve Hizbullah eksenine karşı savaşı Suriye’de kaybederse ne olacak? Bu soruda oldukça kilit bir sorudur. 
 
Dördüncü tehlike, İsrail’dir; açıktır ki İsrail, Riyad’ı kendisiyle aleni ilişkiler kurma zorunda bırakmanın peşinde. Hakeza Amerika kongresinde Siyonist lobinin Riyad aleyhindeki baskısı, muhtemelen Suudi yönetiminin İsrail’le yakınlaşmayı İran tehlikesinden kurtulmanın çaresi olarak kabul etmesi doğrultusunda yapıldığı da ortada. Böyle bir gelişmenin yaşanması durumunda, Suudi Arabistan aslında en büyük hediyeyi İran ve direniş eksenine vermiş olacak ve kendi aleyhinde içerde ve dışarıda tehditleri artırmış olacaktır. 
 
Beşinci tehlike, uluslararası tehlikedir; Yemen meselesi yüzünden ve Batının insan hakları konusunda doruğa çıkan eleştirilerinden ötürü Avrupa parlamentosunun Arabistan’a silah satışını askıya alma yönündeki kararı ve buna karşın, İran’ı olumlu karşılamaları, Suudi krallığını savuma pozisyonuna sokmuştur.  
http://caferider.com.tr/suudi-arabistani-bekleyen-bes-tehlike_h16779.html