Yakın Doğu Enstitüsü’nde ki Ortadoğu oturumunda konuşan Suudi Prens Turki el-Faysal, İsrail ile Arap dünyası arasından barışın olduğunu söyledi.

 

Arap dünyası ile İsrail arasında yakın ilişkiler kurulması için atılması gereken adımlara değinen Prens Turki el-Faysal, “Suudi Arabistan’ın 2002 yılında sunduğu Arap Barış Projesinin Arap dünyası ve İsrail arasında barışın tesisi için en iyi formül olduğunu” vurgulayarak, “Arap dünyası ve İsrail’in çıkacak herhangi bir sorunu aşacak imkana sahip olduğunu” belirtti.

 

 Suudi Arabistan’ın 2002 yılında sunduğu Arap Barış Projesi konusunda Binyamin Netanyahu hükümetinin tavrını da eleştiren Prens Turki el-Faysal, “Arap Barış Projesini kabul etmek konusunda Netanyahu’nun tavrını anlayamadığını, barışın tesisi için İsrail’in ABD ile çalışmasının yeterli olmadığını, Arap dünyası ile de çalışması gerektiğini” ifade etti.

 

 İsrailli General Yakup Amidror’un sözlerine atıfta bulunan Prens Turki el-Faysal, “İster İran kaynaklı olsun ister başka kaynaklı olsun; sorunlar konusunda İsrail ve Arap devletleri işbirliği içerisinde olmalıdır” dedi.

 

 Arap ülkeleri ile İsrail arasında tesis edilecek barışın güçlü bir şekilde desteklendiğini ifade eden Prens Turki, “İsrail ve Arap ülkeleri arasında barışın tesisi için bir engel görmüyorum” şeklinde konuştu.

 

 Oturumda konuşan İsrailli General Yakup Amidror İran ile 5+1 arasında gerçekleşen Nükleer Anlaşmaya değinerek, “İran’ın nükleer dosyasından endişe duyuyoruz. İster anlaşmayı ihlal ederek ister anlaşmanın bitiminden on veya on beş yıl sonra İran her geçen gün kabiliyetini artırarak nükleer gücünü artıracak.

 

 İran’ın nükleer güç olma imkanına sahip olduğunu belirten Amidror, “Prensip olarak İran nükleer güç olma imkanına sahip. İsrail açısından bakıldığında, bu durum varlığımız açısından bir tehdittir” dedi.

 

 İsrailli General Yakup Amidror konuşmasına şöyle devam etti, “İster Amerika müsaade etsin ister etmesin; İran’ın nükleer bir güç haline gelmesine izin vermeyeceğiz. İsrail, İran’ın nükleer güç olma konusunda kendisini savunmaya hazırdır.

 

 Sorunun sadece İran’ın nükleer güç olma ihtimalinin olmadığını belirten Amidror, “İran’ın terörü desteklediğini” iddia ederek, “Hizbullah’ın elinde yüz bin roket ve havan var. İran Hizbullah’ı desteklemeye devam ediyor.

 

 Hizbullah’ın elinde ki silahlara da değinen Amidror, “Hizbullah’ın elindeki silahların çoğunun direkt İsrail’i ve İsrail’de ki hassas ve önemli yerleri tehdit ettiğini” ifade etti.

 

 Anti-Füze sistemleri geliştirmek için Amerika ile işbirliği içerisinde olduklarını belirten Amidror, “ABD ile Füze savunma sistemleri konusunda işbirliği yapıyoruz, örneğin Demir Kubbe sisteminde olduğu gibi. Lakin Hizbullah’ın elinde ki füze sayısı belli. Bu demek oluyor ki; Hizbullah ile yapılacak savaş, yıkıcı bir savaş olacaktır” dedi.