Arap Krallıkları İşbirliği Örgütü kurmaya çalışan Suudi Arabistan’ın Fas kralını Riyad’daki Körfez İşbirliği Örgütü toplantısına davet ettiğine dikkat çeken ve Cezayirli bakanın Şam ziyaretinin buna alternatif bir ittifak olup olmadığı sorusunu gündeme getiren gazete, haberine şöyle devam etti:

 

Bazı Cezayirli yetkililer, bunu reddediyor ve bu ziyaretin, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in geçen ay yaptığı Cezayir ziyaretine karşılık vermeye yönelik planlı bir ziyaret olduğunu söyleyip bu ziyaretin Fas kralının Riyad ziyaretiyle bir ilgisinin olmadığını ifade ediyor.

 

Cezayir, adımlarını dikkatli hesap eden bir ülkedir. Suriye’ye giden Abdulkadir Mesahil, Cezayir’de Fas ve Arap Birliği’nden sorumlu bir bakandır ve gerek siyasi gerekse diplomatik açıdan da oldukça güçlü biridir.

 

Cezayirli bir üst düzey kaynağın bildirdiğine göre, Suriye ziyareti için onun seçilmesi, sebepsiz değil. Suudiler Cezayir’i yanlarına çekmek istediler ve Veliahd Muhammed bin Naif’i Cezayir’e gönderdiler. Muhammed bin Naif, Cezayir’e birkaç milyar dolarlık bir yatırım teklifiyle gitmişti. Ama gözüken o ki bu teklif Cezayir hükümeti için yeterli olmadı.

 

Cezayir, Arap Birliği’nin Suriye’yi yalnızlaştırmayı öngören kararına karşı çıktı, Hizbullah’a yönelik terörist suçlamasını da kabul etmedi.

 

Suudi Arabistan Kralı, Fas Kralı’nı büyük bir ilgiyle ağırladı ve Körfez İşbirliği Örgütü’nün Fas’la ekonomik ve siyasi alanlarda en yüksek düzeyde işbirliği yapmak istediğini açıkladı.

 

Böylece, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinin Suudilerin kurduğu ittifaka yanaşmayan Cezayir’e sırt çevirme ve tüm yumurtalarını Fas’ın sepetine koyma kararı verdiği anlaşılıyordu.

 

Ancak Körfez İşbirliği Örgütü toplantısından bir hafta sonra Abdulkadir Mesahil’in Fas’a yaptığı ziyaret Körfez ülkelerine şu mesajı verdi: Cezayir, artık kış uykusundan uyandı ve tüm dünyada bir siyasi ve diplomatik hareketlilik başlattı.

 

Cezayir Başbakanı Abdulmelik Sellal’ın Çarşamba günü yapacağı Moskova ziyareti de bu çerçevede gerçekleşiyor.

 

Bu ziyaret ve görüşmeler sayesinde, Şam’a yönelik Arap kuşatması da Cezayir gibi büyük bir ülke tarafından kırılmış oluyor.