Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Suriye-Irak bağlamında, Ortadoğu denkleminde Türkiye'nin güçlü bir aktör olmasını istemeyenlerin de bu anlamda terör örgütlerini, taşeron örgüt olarak kullandıkları aşikardır. Maalesef ortaya son derece acı verici bir tablo çıkıyor. Türkiye bununla ilgili gerekli tedbirlerini alıyor" dedi.
Kurtulmuş, Habertürk Televizyonu'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Türkiye'nin 20 Temmuz'dan bu yana, son derece sistematik bir saldırı altında olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Sanki bir yerde planlanmış, bunun bir stratejik zamanlaması da yapılmış ve her saldırıyla birlikte Türkiye'ye bir türlü cevap verilmiş ya da Türkiye'ye mesaj verilmiş olan saldırılar zincirini yaşıyoruz" diye konuştu.
Önce Suruç, arkasından Ankara ve daha sonra da İstanbul Fatih'te saldırılar gerçekleştiğine dikkati çeken Kurtulmuş, Türkiye ne zaman belli bir şekilde siyasi ve iktisadi bakımdan yükselişe geçse, Türkiye'nin önüne önce sağ-sol çatışmaları, birtakım iç kavgalar, darbeler getirildiğine işaret etti.
"Şimdi de de uzunca bir süredir terörü maşa olarak kullanarak Türkiye'ye gözdağı vermek, Türkiye'nin ayağına çelme takmak, daha ileriye gitmesini, ekonomik ve siyasi reform süreçlerini tamamlayan, gerçekten dünya ile her alanda rekabet edebilen güçlü, büyük bir ülke olmasını istemeyen çevrelerin, terörü maşa olarak kullandığından hiç şüphe yok" diyen Kurtulmuş, Suriye'de 5 yıldır yaşanan sürece dikkati çekti.
Suriye'de birinci dönemin iç savaş olarak tamamlandığını, ikinci döneminde de vekalet savaşlarının görüldüğünü belirten Kurtulmuş, "Nedir o vekalet savaşları. Çoğu ülke, bu terör örgütlerini kullanarak, terör örgütleri üzerinden bölgesel ve küresel hakimiyetlerini artırabilecek bazı güç kazanımları elde etmeye çalışıyor. Hiç kuşkusuz, 20 Temmuz'dan sonraki bu saldırıların böyle özel bir anlamı da var. Suriye-Irak bağlamında, Ortadoğu denkleminde Türkiye'nin güçlü bir aktör olmasını istemeyenlerin de bu anlamda terör örgütlerini, taşeron örgüt olarak kullandıkları aşikardır. Maalesef ortaya son derece acı verici bir tablo çıkıyor. Türkiye bununla ilgili gerekli tedbirlerini alıyor" ifadesini kullandı.
"20 Temmuz'dan sonra bütün terör örgütleri, eş zamanlı olarak harekete geçirildi" diyen Kurtulmuş, o dönem geçici bir hükümet olmasına rağmen, büyük bir kararlılıkla terörün üstüne üstüne gidildiğini belirtti.
Sultanahmet'teki terör saldırısının ardından gündeme gelen istihbarat zafiyeti olduğu iddialarına ilişkin bir soru üzerine de Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Dünyanın en büyük istihbarat birimlerine sahip, en gelişmiş istihbaratlara sahip ülkelerde de terör olayları oluyor. Fransa'da, İngiltere'de, Londra Metrosu'nda, Amerika'da ikiz kuleler indiriliyor. Terör örgütlerinin böylesine maalesef son derece hain bir tarafı var. Ayırt edemiyorsunuz. Hele bir de Türkiyeyi düşünün. 911 kilometre Suriye ile sınırınız var, Irak sınırını da toplarsanız bin 251 kilometre ediyor. Sınırın her iki tarafında da istikrarsızlık var. Özellikle 911 kilometrelik Suriye sınırının karşı tarafının çok büyük bir kısmı, Türkiye'ye dost olmayanlar tarafından kontrol ediliyor. Dolayısıyla bir de Türkiye'ye girmiş olan 2 milyon 400 bini aşkın Suriyeli mülteci var. Buna rağmen istihbarat birimlerinin takip altına aldığı, şüpheli gördüğü, sürekli üzerinde analiz yaptığı çok sayıda insan var. O insanları takip ediyorlar, kontrol ediyorlar. Geçtiğimiz hafta Ankara'da bütün düzenekleri hazırlanmış, canlı bomba olacak insanlar yakalandı, onların yakalanmasıyla birlikte arkalarındakilere de kısmen ulaşıldı."
"İç savaş potansiyeli Ortadoğu'da son limitlerine geldi"
Dünyanın neredeyse bütün ordularının şu anda Ortadoğu'da bulunduğuna işaret eden Numan Kurtulmuş, sadece karanın değil, aynı zamanda denizlerin de ciddi şekilde karıştığına dikkati çekti. Durumun, kimsenin lehine olmadığını ve sürdürülemeyeceğini aktaran Kurtulmuş, "Ben, iç savaş potansiyelinin bölgede son limitlerine geldiği kanaatindeyim. Allah muhafaza, bundan sonrası kontrol edilemeyen bölgesel savaşa doğru dönebilir. Bu da hiç kimseye fayda sağlamaz" dedi.
"Suriye halkının kabul edeceği bir barış diğer gerilimleri de azaltır"
"Suriye'de barış sağlanırsa mı biz huzura ereriz?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Bu, bölgedeki tansiyonu bir miktar hiç kuşkusuz azaltacaktır. Bunun mutlaka Irak'a yansıması olacaktır. Bunun mutlaka Suriye'deki, halkın istediği bir barış ama dayatılmış ve adil olmayan bir barıştan bahsetmiyorum, halkın istediği, Suriye halkının kabul edeceği bir barışın olması, bölgedeki diğer gerilimleri de azaltacaktır. Hatta Yemen'e kadar sirayet eden yeni bir dalgayı oluşturacaktır, diye temenni ediyorum" diye konuştu.
"PKK birilerinin vekalet savaşının parçası haline gelmiştir"
Numan Kurtulmuş, dünyanın hiçbir yerinde hiçbir terör örgütünün tek başına olmadığını belirterek şunları kaydetti:
"Hiçbir örgüt tek başına, kendi imkanlarıyla bağımsız, bağlantısız bir şekilde ortaya çıkmış ve kendi terör faaliyetlerini icra ediyor değil. Silahlarıyla, siyasetleriyle, lojistik destekleriyle zaman zaman siyasi destekleriyle birtakım yerlerden destek aldıkları aşikardır. Bu güçler desteklerini çekseler dünyada hiçbir terör örgütü 3 gün ayakta duramaz. Çünkü nihayetinde Fransız devletine karşı savaşıyor, Amerikan devletine karşı bir saldırıda bulunuyor, İngiliz devletine karşı saldırıda bulunuyor, Türk devletine karşı saldırıda bulunuyor. Dolayısıyla 100 tane 500 tane adam mı Amerikan devletine, Türk devletine kafa tutacak? Belli ki arkasında başka bir planlama, başka bir şey var. PKK da bölgedeki bu siyasi gerilimde birilerinin vekalet savaşının parçası haline gelmiştir, çok açıktır."
"Terörün iyisi kötüsü olmaz"
Terörle ağır sınav vermiş dünyada, terör örgütlerine karşı aynı karşı duruşun sergilenmesi gerektiğini vurgulayan Numan Kurtulmuş, "Terörün, iyisi kötüsü olmaz. Hiçbir terör grubu hiçbir ülkeye yar olmaz. Yani ‘Bu terör grubu benim menfaatlerime bir şekilde halel getirmiyor, bununla aram iyi olsun, öteki terör grubunu bertaraf edeyim’ demek doğru bir şey değil. Terör örgütlerinin, elinde silah olup yani makul, meşru siyaset zeminlerinin dışında elinde silahla ortalığı karıştırmaya çalışan herkesin bütün ülkeler tarafından gayrimeşru ilan edilmesi lazım. Bu, terörizme karşı asgari ortak bir zemindir. Bu zemin üzerinde bütün ülkelerin buluşmasının kaçınılmaz olduğu bir noktaya geldik” şeklinde konuştu.
“Yaşadığımız durumu bir parantez arası olarak görüyorum”
Numan Kurtulmuş, Türkiye’de yaşanan terör olaylarının nereye varacağı, bu olayların nasıl biteceğinin sorulması üzerine de şöyle konuştu:
“Ben açıkça yaşadığımız bu durumu, bir parantez arası olarak görüyorum, arızi bir durum olarak görüyorum. Zap Suyu'na girmekten, Munzur'da suya girmekten, falanca dağda halay çekerek güvenli şekilde insanların oynadığı o günler, inşallah yakında gelecek. Bakın biz siyasi irade olarak, Türkiye’de barış ve istikrar iradesini, milli birlik ve kardeşlik iradesini ne kadar kuvvetli bir şekilde ortaya koyup, halkın da desteğini bu konuda gördükçe ne kadar cesaretli bir şekilde ilerlediysek aynı şekilde bazı hain çevreler bu süreci baltalamak için elinden geleni yaptı. Ama çok şükür ki bütün olumsuz şartlara rağmen iki şey Türkiye’de olmadı; bu terör gruplarını çıldırtan budur. Bunlardan birisi bu memlekette 37-38 sene oldu, 38 senedir PKK terör örgütü Türkiye’de silahlı mücadele veriyor ama asla ve asla bu memlekette Türkler ve Kürtler birbirlerine karşı düşmanca tavır içinde değil."
"Bildiri yanlı ve yanıltıcı"
"Bin 128 akademisyenin yayınladığını bildiriye" ilişkin soru üzerine de Kurtulmuş, herkesin fikrini tek başına veya topluca açıklayabileceğini söyledi. Ancak terörü desteklememek ve insan hak ve onurunun alenen çiğnememek gerektiğini belirten Kurtulmuş, "Bunu yapmadığınız sürece bütün fikrinizi açıklayın, dersiniz ki benim fikrimdir. Ama kusura bakmayın bu rapor son derece yanlı, son derece kamuoyunu yanıltıcı" dedi.
Kurtulmuş, "Allah için azıcık mı izan ve insafınız yok. Hiç mi terör örgütüne söyleyecek bir cümle lafınız yok? Burada kalkar böyle bir ortamda sadece devleti suçlarsanız bu hiçbir kimsenin kabul etmeyeceği, son derece tarafgir, son derece yanlı, son derece yanıltıcı, yanlı da olur bir de yanıltıcı bir bildiridir. Bizim karşı çıktığımız husus budur" şeklinde konuştu.
"Oy aldıkları millet ihanet etmemeliler"
"HDP talimatı nereden alıyor bilmem ama oyu milletten alıyor" ifadesini kullanan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Öncelikle oy aldıkları millet karşı ihanet etmemeleri lazım. Millet niçin kendilerine oy verdiyse ona göre hareket etsinler. Nereden alırlar bilmem onu kendileri biliyorlar. Burada en çok mağdur olan kitle HDP'ye oy veren kitledir."
Terör mağdurlarına yönelik destek
Kurtulmuş, terörden dolayı mağdur olan esnafa ve işçilere yönelik çalışmaların devam ettiğini ve bazı kolaylıkların da sağlandığını belirterek, "Milli eğitimden, sağlık alanına kadar, esnaf sanatkarın durumundan okulların yeniden yapılanmasına kadar bu anlamamda yeniden kentsel dönüşümle ilçelerin, şehirlerin imarına kadar çok kapsamlı bir rehabilitasyon süreci olacak" dedi.
"82 Anayasası'nın siyaset felsefesi 'faşist' bir felsefedir"
Şu anda ki 82 Anayasası'nın siyaset felsefesinin 'faşist' ve otokratik bir felsefe olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "Askeri darbe ürünü olan bir felsefe üzerine bina edilmiş, bir sistem inşa etmiştir. Şimdi biz sistemin aparatlarını değiştirmeye çalışarak, bu işi yapamayız" ifadelerini kullandı.