Uluslararası insan hakları izleme örgütleri ve ilgili BM kuruluşlarının raporlarına göre, Alevi-Şii Müslümanlara yönelik şiddet eylemleri, nefret suçları ve insan hakları ihlalleri Muharrem ayıyla birlikte kayda değer oranda arttı.

Muharrem’in ilk 2 haftasında tekfirci teröristlerin 9 ülkede düzenledikleri saldırılarda 446 kişi hayatını kaybetti, 332 kişi yaralandı.

Tekfirci terör örgütleri ve derin devlet unsurlarının sene başından beri kaçırdıkları 119 kişinin akıbeti ise belirsizliğini koruyor.

Baskıcı ve dikta rejimlerin yıldırma politikaları sonucu ise aralarında dini liderler, bilim adamları, gazeteciler, iş adamları, hukukçular ve eğitimcilerin de bulunduğu 348 kişi tutuklandı.

Raporlarda, 20’yi aşkın ülkedeki otorite boşluğu, sansür, baskı, tehdit, faili meçhuller ve diğer sebeplerden dolayı tam verilere ulaşılamadığı belirtilirken can kaybı, yaralama, tutuklama ve adam kaçırma olaylarının çok daha fazla olduğuna dikkat çekiliyor.

Tekfirci teröristlerin, dikta-kukla rejimlerin, Suudi Arabistan destekli Selefi-Vahabi grupların ve gericilerin eliyle yapılan Alevi-Şii katliamının aylara göre dağılımı:

Alevi-Şii halka karşı yılın ilk 10 ayında şiddet eylemleri, insan hakkı ihlalleri ve nefret suçlarının işlendiği ülkeler:

Afganistan, Azerbaycan, ABD,  Bahreyn, BAE, Bangladeş, Danimarka, Endonezya, Fas, Hindistan, Irak, İngiltere, Kuveyt, Lübnan, Madagaskar, Mısır, Nijerya, Pakistan, Suudi Arabistan, Somali, Suriye, Yemen.

Ehl-i Beyt Mektebi’ne mensup Müslümanları hedef alan terör saldırısı ve şiddet eylemlerinin 1 Ocak-31 Ekim döneminde meydana geldiği bazı ülkelerin tablosu:

Irak, Suriye,  Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan ve Bahreyn’e ait verilerin tam ve sağlıklı bilgi edinilemediği için eksik olduğu kaydedildi.

“Raporlardan Notlar”

Aralarında Malezya, Türkiye, Endonezya ve Ürdün’ün de bulunduğu diğer bazı ülkelerde Alevi-Şii vatandaşlara yönelik hak ihlalleri, nefret suçu, toplumsal baskı ve ayrımcılık gibi konuların zaman zaman gözlendiği ve yakından takip edildiği ayrıca BM nezdinde girişimlerin sürdüğü kaydedildi.

Tekfirci terör örgütlerine karşı bölgesel ve uluslararası düzeyde yapılacak ciddi ve samimi mücadeleyle terör saldırılarının azaltılabileceğine dikkat çekildi.

Halk desteğinden yoksun, baskıcı ve dikta rejimler ile darbe yönetimlerinin, uluslararası toplum tarafında tecrit edilmeleriyle bu ülkelerdeki insan hakları ihlallerinin önemli ölçüde önüne geçilebileceği belirtildi.

Terör, şiddet, hak ihlali ve nefret suçuna maruz kalan Alevi-Şii halkın, can ve mal güvenliği başta olmak üzere diğer tüm haklarının korunması için dünya kamuoyunun daha aktif olması gerektiği vurgulandı.

Söz konusu ülke yönetimlerine yapılan çağrılarda da vatandaşın can ve mal güvenliği ile hak ve hukukunu korumanın, gözetmenin ve garanti altına almanın uluslararası sözleşmelerde yer aldığı hatırlatılarak gereğinin yapılması istendi.