05-11-2015 tarihinde eklendi
Ali Haydar Haksal: 28 Şubat sendromunu yaşayan bu millete CHP iktidara gelecek korkusu yaşatıldı
Milli Gazete Yazarı Ali Haydar Haksal, 1 Kasım seçim sonuçlarını ve Saadet partisinin konumunu değerlendirdi.

Milli Gazete Yazarı Ali Haydar Haksal, 1 Kasım seçim sonuçlarını ve Saadet partisinin konumunu değerlendirdi. Haksal "Bir önceki seçimde AK Parti’nin birçok seçim bölgesinde küçük oylar ile seçimi yitirmiş olmasının bedeli Saadet Partisi tabanına çıkartıldı. Saadet Partisi, AK Parti’nin bir stepnesiymiş gibi davranıldı. Oysa aralarında çok fark var. Milli Görüş tabanı bu ağır baskı altında kaldı. 28 Şubat sendromunu yaşayan bu millete CHP iktidara gelecek korkusu yaşatıldı" dedi.
 
BBP ile ittifak Saadet'e zarar verdi
 
Bir önceki seçimde Büyük Birlik Partisi ile kurulan ittifakta öne çıkan Türkçü söylemin Saadet Partisi'ne zarar verdiği eleştirisini de getiren Haksal, bu seçimde Kamalak'ın Doğu turunun önemli bir hamle olduğunu ve iktidar çevresindekilerin hedefi haline geldiğini belirtti. 
 
Haksal'ın yazısının tamamı şöyle:
 
Özelde Saadet Partisi’ni ele alışımızın nedeni bu köklü dava hareketinin son seçimlerde aldığı oy oranı ve bunun üzerinde yürütülenler üzerine ciddi ve yoğun bir bakış gerekiyor.
 
Milli Görüş siyasal hareketi salt bir parti değil, bir düşünce hareketidir de. Hedefleri ve tezleri var. İslâm medeniyeti, düşüncesi, kültürü, İslâm coğrafyası önceleniyor. Bu, doğal olarak sadece içerideki siyasal partilerin hedefi olmuyor. Büyük İslâm milletinin sözcüsü, düşüncesinin savunucusu köklü ve güçlü bir gençlik teşkilatı bulunuyor. Bunu parti gençliği ile sınırlamıyorum. İktidar partisinin onca çabasına, gücüne, maddi olanaklarına rağmen bir gençliği yoktur. Bütün hamleleri cılız kalmıştır. Oysa maddî olanakları çok sınırlı olan Anadolu Gençlik büyük bir çaba ve özveriyle gücünü artırarak koruyor. İktidar çevresinde bulunan iş adamlarının desteğini alamadan, iktidar çevresinin kimi engellemelerine rağmen.
 
Bu seçimde elbette çok düşük bir oy oranında kaldı. Fakat bu Milli Görüş’ün karşılığı değil. Özellikle bu seçimde Saadet Partisi üzerinde ciddi yoğunlaşıldı, manipüle edildi. Bir önceki seçimde AK Parti’nin birçok seçim bölgesinde küçük oylar ile seçimi yitirmiş olmasının bedeli Saadet Partisi tabanına çıkartıldı. Saadet Partisi, AK Parti’nin bir stepnesiymiş gibi davranıldı. Oysa aralarında çok fark var. Milli Görüş tabanı bu ağır baskı altında kaldı. 28 Şubat sendromunu yaşayan bu millete CHP iktidara gelecek korkusu yaşatıldı. Son seçimde görüldü ki CHP bir türlü %25’i geçemiyor. Ama bu korku ve öcülük hali ısrarla sürdürülüyor.
 
Bu son seçim kampanyasında AK Parti bir Türkçü parti gibi davrandı. Güneydoğu’da kaybettiği oyları Güney Doğu ve Doğu bölgesi dışında kalan bölgelere psikolojik yaklaşımda bulundu. 7 Haziren seçimlerinden sonra tırmanan terör olaylarından sonra yoğun olarak operasyonlarda bulundu. Şu ana kadar yaklaşık iki bin terör elemanı öldürüldü. Bu da Türk milliyetçilerinin beklediği, arzu ettiği bir sonuçtu. Özellikle MHP tabanının büyük kayma göstermesinin nedeni budur.
 
Bir önceki seçimde Büyük Birlik Partisi ile yapılan ittifakta Türkçü söylem Saadet Partisi’ne zarar verdi. Çünkü Saadet Partisi düşünce olarak büyük İslâm milletinin bütünlüğünü önceliyor. Bu seçimde Mustafa Kamalak Hoca önemli bir hamlede bulundu, girilemez diye düşünülen Diyarbakır, Van ve Cizre bölgelerine korumasız girdi. Bu önemli ve ciddi hamle iktidar çevresindeki Türkçü ruhu olanların hedefi haline geldi. Eğer bir milletin bütünlüğü, birlikteliği sağlanacaksa özde Müslüman olan ancak psikolojik nedenlerle Kürt kavmiyetçiliği dalgasına kapılanlarla halleşmekten rahatsız olundu. Kimi medya grupları bunu teröristler ile kucaklaşma olarak sundu. Bu da ciddî anlamda Milli Görüş tabanını etkiledi. Yakın çevremizde bunu yaşadık ve gördük. İzahta da zorlandık. Öylesine bir baskı oluşturuldu ki soluk aldırılmadı. Şehit cenazeleri gelince Doğu’dan otobüsler Kayseri’den bu yana geçemedi, aktarma yaptı. Otobüsler taşlandı, insanlar linç edildi. Anadolu’nun çeşitli kasabalarında yıllardır ticaret yapan Kürt işadamlarının mağazaları ateşe verildi, inşaatlarda çalışan işçiler linç edildi. Terörün sorumluları olarak gösterildi. Bu durum ne hikmet ise AK Parti’ye yaradı.
 
Saadet Partisi’nin insanımızla buluşma girişimi, birliktelik sağlama çabası bu anlamda manipüle edildi. Geçmişte AK Parti’nin Oslo görüşmeleri, Sayın Cumhurbaşkanı’nın Diyarbakır ziyaretinde Büyükşehir Belediye Başkanı’nı makamında ziyareti, Abdullah Öcalan ile doğrudan bulunulan temas ve ilişkiler görmezden gelinerek. Eğer terör bitecek ise atılacak her adım elbette milletimiz için önemli. Hemen her kesim bir oyuna geliyor ve tuzağa düşüyor. Sanki bu millet parçalara bölünsün, birbirine hasım ve düşman edilsin, birbirini öldürsün diye beklenti içinde olan çevreler var.
 
Ne hikmet ise bunun vebali de Saadet Partisi’ne çıkarıldı. Haksız yere ağır suçlamalarda bulunuldu ve hakaret edildi. Saadet Partisi’nin bu hamlesi önemliydi, gelecek açısından da umut vericiydi. Bunu mutlak surette sürdürülmesinde yarar var.
 
http://caferider.com.tr/ali-haydar-haksal--28-subat-sendromunu-yasayan-bu-millete-chp-iktidara-gelecek-korkusu-yasatildi--_h15616.html