02-11-2015 tarihinde eklendi
Çöl Kaplanının “İdamlık” Konuşması!
Hicaz topraklarında, işgalci Suudi rejimi tarafından vurulduktan sonra tutuklanan ve aylardır süren “yargılamadan” sonra idam cezası verilen ve cezası onaylanan, Katif ve Hicazlı Şiilerinin Lideri Ayetullah Bakır el-Nemr’in Tarihi “İdamlık” Konuşması.

Geçtiğimiz yüzyıl boyunca biz zulme adaletsizliğe, baskı ve tehditlere maruz kaldık. Doğduğumuz günden beri tehdit ve zulümle çevriliyiz. Biz tehdit atmosferinde doğduk. Duvarlardan bile korkuyorduk!  Aramızda bu ülkedeki –Suudi Arabistan’da- tehdit ve adaletsizliğe yabancı olan var mı? Ben 55 yaşındayım, yarım asırdan daha fazla; doğduğum günden beri asla güvende ve emniyette olmadım. Daima bir türlü şeylerle suçlanarak tehdit altındasınız. Devlet Güvenlik Servisi başkanı bunu bana bizzat itiraf etti. Tutuklandığımda bana, “Siz Şiiler hepiniz öldürülmelisiniz” demişti. Suudi devletinin mantığı bu, hala katliam için plan yapıyorlar.
 
Daha fazlasını bekliyoruz! Biz [Ali taraftarları] buradayız. Değerlerimizi korumak uğruna kanımızın akıtılmasının ehemmiyeti yoktur! Biz Ölümden korkmuyoruz, şehadeti bekliyoruz.
 
Birkaç ay önce izzet-onur ateşi ruhlarımızı harekete geçirdi. Özgürlük meşalesiydi o. İnsanlar sokağa indi. Reform, hürriyet ve izzetli bir yaşam talep etti, zindanda olan insanlarımız var.
 
Arap kuvvetleri ve Suudi askerleri Bahreyn’i işgal etti. Sonra tutuklamalar git gide artı. Peki onlar kimdi ”kaos” başlattı? Oysa halk arasında kargaşa ve huzursuzluk halk tarafından değil, rejim tarafından başlatıldı.  Biz gazilerin ve esirlerin yanında olmaya onları savunmaya devam edeceğiz. Bizim için tutuklanmak, kanlarımız akıtılması önemli değil. Bahreyn ile dayanışmamızı güçlendireceğiz. Bahreyn halkı bizim kardeşlerimiz, canlarımızdır. Suudi ve Arap askerleri onlara saldırmasa, Suudi rejimin operasyonları, insanları katletmeleri, kadın hakları ihlalleri ve soygunculuğu olmasa bile Bahreyn Halkının yanında olmak bizim görevimizdir.
 
[Suudi Devleti] Bizim yabancı bir ülkenin emriyle hareket ettiğimizi söylüyor. Yabancı ülkeden kasıt İran tabiî ki.  Bu yalan bir suçlama… 1978’in aralık ayında bir intifada gerçekleşti. Halkın izzetini korumak için. Polis şehre saldırdı, bu 10 Aralık 1978 de oldu.  İran’da Şah devrilmemişti ve İran Devrimi gerçekleşmemişti henüz! Bir grup insan- Katif Halkı- İmam Hüseynin Matemi için toplanmıştı. Bunun politik ve siyasi konularla hiçbir alakası yoktu ama Suudi askerleri geldi saldırdı onlara.  Çatışma çıktı, çok sayıda insan tutuklandı. Halk kendisini savundu; inanç ve namuslarını savundukları gibi.  Aralık 78’de İran’da şahlık rejimi vardı, İran devrimi yoktu. Burada yabancı müdahaleden bahsedebilir misiniz, kendinizden utanmalısınız!
 
İran çalışıyor, endüstrisini, askeri kabiliyetini geliştiriyor. Eğer sizin [Suudi devletinin] gücünüz yetiyorsa konuşmak yerine kendinizi geliştirin. Yabancı ülkenin emrinden bahsetmeye devam edin, yabancı ülkenin adını bile söyleyemiyorsunuz korkudan!  
 
Sonunda Suudiler dediler; Size demir yumruğu kullanacağız… Neden bize karşı, 40-50 gariban halka kullanıyorsunuz demir yumruğu?  Eğer yabancı bir ülke varsa yılanının başını ez! Eğer İran ya da başka bir ülkeyse git ona saldır gücünüzü görelim! Nasılda kartondan yumruğa dönüştüğünüzü görelim.  Bizim ne İran ne de başka bir ülkeyle bağlantımız yok. Bizim değerlerimizle bağımız var ve değerlerimizi koruyacağız. Sizin medyanız bunu çarpıtmaya devam etse de.
 
Arap birliği ve Suudi askerleri Bahreyn’de hedeflerine ulaşamadılar ve saplandığı bataklıktan kurtulamıyorlar ve kendilerini daha berbat bir halde bulacaklar.  Eğer buraya -Katife- gelirlerse kendilerini çok daha berbat halde bulacaklar. Çünkü biz şiddetle değil kararlılığımız, inancımız ve direncimizle sizi mağlup ederiz.  Biz adaletsizliğe karşı dirence kararlıyız ve vazgeçmeyeceğiz. En fazla bizi öldürürsünüz ve bizde Allah yolunda şehit oluruz.  Bir insan öldüğünde hayatı sona ermiyor, gerçek hayata başlıyor!
 
-Ya özgür insanlar olarak bu topraklarda yaşarız, ya da değerlerimiz yolunda ölürüz; başka bir ihtimal yok!
 
-Güç hükmedeni meşrulaştırmaz! Biz Allahın emrine, Peygamberin ve Ehlibeytin emrine boyun eğeriz sadece.  Hükümdarların otoritesine boyun eğmeyiz asla…  Biz diğer ülkelere bağlı değiliz Suudi rejimine de değil!
 
Bu ülke nedir? Beni baskı altında tutan rejim mi, benim paramı çalan, kanımı akıtan ve onurumu ayaklar altına alan mı?  Ülke ne demektir? Rejim mi? Kavim hâkimiyeti? Ülke nedir bilmiyorum. Biz ilan ediyoruz ki sadakatimiz sadece Allah’a,  Suudi kavmine değil!
 
 Haydi, görelim demir yumruğunuzu.  Yoldan çıktığını iddia ettiğiniz zayıf halka saldırırsınız. Medyanız sürekli  “İran’ı vuracağız” diyor. Buyurun vurun İran’ı, böylece “bizi yoldan çıkaramaz” değil mi?
http://caferider.com.tr/col-kaplaninin-idamlik-konusmasi_h15604.html