Yazdır

İsrail’den daha çok İslam Alemi’nin başına bela olan Suud ve Katar’dır. Suudve Katar, kaynaklarıyla İslam coğrafyasını tahrip etmek, İslam tarihini yok etmek istiyorlar, bu emperyalistlerin ve Siyonistlerin en çok istediği şeydir.

Yemen’i şuan tarihiyle beraber yok etmeye çalışıyorlar, yüzlerce uçak saldırılarıyla hem insani, hem de tarihi kaynaklarını vuruyorlar. Dünya buna karşı susuyor.

Ne yazık ki bu Vahhabi zihniyet, emperyalizmin yapamayacağı zulümleri işliyor. İslam adını kullanarak bunları yaptıkları için, İslami bir direnişle de karşılaşmıyorlar. Allah Vahhabilerle birlikte Siyonizm’e ve Emperyalizm’e hizmet eden kim varsa yok etsin.

Camiamızın da Şehidi Var, Allah Rahmet Etsin

İkinci bir konu ise hepimizin ciğerini dağlayan terör olaylarıdır. Seçimden sonra ne olduysa artık terör ülkemize bela olmuştur. 5-6 yıl bundan önce Sayın Cumhurbaşkanımıza arz etmiştim, Iğdır’ın demografik yapısıyla oynanmasın. Iğdır’daki yerel yöneticiler demografik yapıyı değiştiriyor, belki de sizin bilginizin dışında demiştim. Iğdır’dan Türk nüfus uzaklaştırılıyor. Türk nüfus oradan uzaklaştırıldığında yerine başka kavimler geliyor. Biz kavmiyetçi bir anlayışta değiliz, fakat Emperyalizm’in projesi olan BOP’la Şii hilal ve Sünni eksen denile denile İsrail hilali oluşturuluyor. Türkiye, Türk dünyasından, İslam dünyasından koparılmaya çalışılıyor. Aradan 6 yıl geçti bu plan yeni anlaşılıyor, orada istenilmeyen olaylar yaşanıyor.

Bunların hesabını birisinin vermesi lazım, bu nüfus oraya yerleştirilirken, Suriye’de yönetim boşluğu oluşturulmaya çalışırken, İsrail hilali oluşturulmaya çalışıyor dedik. Buna rağmen aksine hareket edildi, tersine hareket edildi.

Şimdi bu hilal gerçekleşiyor, yanlışımızı yeni anladık. Zararın neresinden dönülürse kardır. Bunların farkına varmamız için beş altı yıl geçti ve bunlar bize pahalıya mal oldu.

10 şehit birden, 15 şehit birden vermeye başladık. Bunlar nerede, ne zaman ve nasıl kümelendi hepiniz biliyorsunuz. Doğuda, güney doğuda artık Türk mahkemeleri değil, başka mahkemeler kurulmuştur. Asker kışlasından çıkamıyor aldığı emirden dolayı. Hatta ve hatta bunlarla mücadele eden askerimizin ve polisimizin koluna kelepçe takılıp, teröristlerin gizli tanıklığıyla onlara karşı mücadele verecek olan TSK’nın koluna kelepçe takılıp içeri tıkılıyor.

Bunların da birileri hesabını versin, izahını yapsın ki bizler de anlayalım. Şimdi yanan yürek yine bu milletin yüreği, ölen, öldüren yine bu milletin evladı.

Allah şehitlerimizin cümlesine rahmet etsin, ailelerine sabır versin. Camiamızdan da, Turgutlu’dan şehidimiz var Allah onun da ruhunu şad etsin. Ailesine, cemaatimize sabır versin.

Bu Hangi Vicdana Sığar!

Artık infialler başlamıştır, bunlar da planlıdır, herkes sokaklara dökülüyor. En çok içimizi yakan, İzmir’deki tipik örnektir. Bir yandan evi yakılıp yıkılıyor Kürtsün diye, bir yandan da oğlu bu vatanın birliği dirliği için, silah altında Mehmetçik olarak savaşıp şehit düşüyor. Bu hangi vicdana sığar.

Seçime kadar bunlar uysaldı da, seçimden sonra ne oldu da böyle canavarlaştılar. Mehmetçiğe kurşun sıkıyor, emniyet birimlerimize kurşun sıkıyor. Bu da cevaplandırılması gereken, üstünde durulması gereken düşündürücü bir sorudur. Ama bütün Kürt halkını onların hesabına katarak, bir kavme, bir ırka kin ve nefret pompalanması doğru değildir. Belki senden daha çok vatanına bağlı bir insanın evini, iş yerini yakmak ne akla, ne vicdana sığar, ne de memleketin hayrına olur. Kalbimiz acıyorken, bizim komşularımızla böyle bir muameleye girmemiz doğru değildir. Böyle davranışlardan sakınılmalı, kaçınılmalıdır.

Bu ülkeyi bu duruma getirenlere, kardeşi kardeşe düşman eden, Müslüman’ı Müslüman’a düşman eden, Türk’ü Kürde kırdıran, dinse de, mezhepse de, rejimse de, taht sevdasıysa da, adı her neyse ona lanet olsun. Birbirimizle farklı düşünebiliriz, kültürümüz farklı olabilir. Hiç birimiz doğarken ne olacağımızı seçmedik. Birimiz batıda doğdu, birimiz doğuda doğdu. Ya da bin seneden fazladır bu mezhep farklılıkları da vardır. İslam içinde farklı mezhepler vardır. Bundan ötürü kardeşi kardeşe kırdıran zihniyet her neyse Şia’dan da olsa, Sünni’den de olsa Allah o tarafa lanet etsin. Birliğimiz dirliğimiz her şeyin önünde olmalıdır. Her zaman dediğimiz gibi milli birliğimizi, toprak bütünlüğümüzü esas alarak toplumu, ülkemizi korumalıyız.