Sığınmacıların Sırbistan’dan Avrupa Birliği (AB) sınırlarına geçmesini engellemek için Sırbistan sınırını tel örgülerle kapatan Macaristan’ın Başbakanı Viktor Orban, göçmen akını konusunda şok ifadeler sarfetti. Orban, Avrupa’ya ulaşan sığınmacıların büyük kısmının Müslüman olduğunu belirterek, “Bu çok önemli bir soru çünkü Avrupa’nın kökeninde Hıristiyanlık mevcut. Avrupa’nın kendi Hıristiyan değerlerini koruyacak durumda olamaması endişe verici değil midir?” dedi. Orban, Alman Frankfurt Allgemeine Zeitung’a yazdığı makalede son dönemdeki sığınmacı sorununa işaret ederek, ‘’Eğer sınırlarımızı koruyamazsak Şengen tehlikeye girebilir. Bunu hiç kimse istemiyor. Macaristan dışında kimsenin sınırını korumak istememesi moral bozucu’’ ifadeleri kullandı.
Bunlar Müslüman, almayalım!
Macar Başbakan, sığınmacıların Hıristiyanlık dışında başka bir dine mensup ve farklı bir kültüre sahip olduklarının unutulmaması gerektiğine işaret ederek, “Çoğunluğu Hıristiyan değil aksine Müslüman. Bu çok önemli bir soru çünkü Avrupa’nın kökeninde Hıristiyanlık mevcut. Avrupa’nın kendi Hıristiyan değerlerinin koruyacak durumda olamaması endişe verici değil midir? Bunu gözden kaçırırsak Avrupai düşünce kendi kıtasında azınlık durumuna düşebilir” dedi.
Müslüman nüfus istemiyoruz!
Orban, Brüksel’de AB Konseyi’nde düzenlediği basın toplantısında da Macaristan’ın Müslümanlarla bir arada yaşamaya yönelik 150 yıllık (1526-1683 Osmanlı yönetimi) geçmişi olduğunu hatırlatarak, “Her ülkenin farklı deneyimleri ve refleksi var. Bize göre ülkeler çok sayıda Müslüman göçmen kabul edebilir. Bu onların tercihidir. Biz istemiyoruz. Biz, ülkemizde çok sayıda Müslüman nüfus istemiyoruz” dedi.
AB, Türkiye’ye para versin
Orban, göçmen kotası sistemini önerenlerin, kotanın çözüm olmadığını bildiğine dikkati çekerek, “Göçmenler, Macaristan’da kalmak istemiyor. Berlin’e gitmek istiyor. Göçmen olan ülkeleri desteklememiz gerek. Mülteciler, ülkelerine yakın yerlerde kalmalılar. Tek çözüm bu. İnsanları barış sağlanana kadar ülkelerine yakında tutmak. Bizim, Türkiye, Ürdün ve diğer göçmen olan ülkelere para göndermemiz gerekli. Buraya getirmek sorunu çözmüyor. Bu parayı da AB verecek tabi ki” şeklinde konuştu.Macaristan ve İspanya dışındaki ülkelerin sınırlarını korumak istememelerinin üzücü olduğunu belirten Viktor Orban, bu nedenle Macaristan’ın Sırbistan sınırı boyunca tel örgü çekmesinin çok önemli olduğunu savundu. Orban, tel örgüleri şaka olsun diye değil zaruretten dolayı çektiklerini savunarak, tel örgünün bir koruma hattından çok fiziki bir araç olduğunu kaydetti. Macaristan Başbakanı, ülkesinin sınırlarının geçen yıla oranla 3 kat daha fazla yasadışı göçmen tarafından aşıldığına dikkati çekti. Alman gazetesine yazdığı makalede insan kaçakçılarına da vurgu yapan Orban, Avusturya’da yayımlanan Kronen Zeitung’un kaçakçıların son 15 yılda 16 milyar Euro kazandıklarını yazdığına dikkati çekti. Orban, bu süreçte 30 bin insanın da hayatını Avrupa’ya gelmeye çalışırken kaybettiğini yazdı.
Tel örgücü ve duvarcı ülke!
Macaristan İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla Avrupa’ya gelmek isteyen sığınmacıların Macaristan’a girişini önlemek için ülkesinin Sırbistan sınırı boyunca 175 kilometre uzunluğunda dört metre yüksekliğinde tel örgü çekilmeye başlanmıştı. Tel örgü çekme işlemi 30 Ağustos’ta tamamlanmıştı. Ancak sığınmacılar tel örgüleri de aşarak Macaristan’a girmeye devam ediyor. Macaristan, tel örgünün yanı sıra sınıra duvar örmeye başladı.
İslam karşıtlığı Orta Avrupa ülkelerinde yaygın
Slovakya ve Çek Cumhuriyeti yönetimleri bundan iki hafta önce Suriye’de savaştan kaçan ve sadece Hıristiyan olan göçmenleri kabul edeceklerini, ülkeye kabul edecekleri göçmenleri dini kriterlere göre belirleyeceklerini açıklamıştı. Slovakya İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Ivan Metik, eleştiriler üzerine yaptığı açıklamada da, ülkelerinde cami olmadığını, bu nedenle Müslümanların ülkeye entegrasyonun zorlaşacağını ve amaçlarının toplumsal uyumu sağlamak olduğunu savunmuştu. Slovakya önümüzdeki iki yıl boyunca sadece 100 Hıristiyan mülteci alacak. Çek Cumhuriyeti de Suriye’den gelecek 70 mülteciyi kabul edeceğini ve bunların yardıma muhtaç Hıristiyan ailelerin çocuklarından oluşacağını duyurdu.