Rasanews'in aktardığı habere göre "Ehlisünnet ve Ehlibeyt mektebi arasındaki ilişkiler iyi değil tarzındaki söylemlerin gerçeklik payı yok" diyen Uzmanlar Meclisi'nin Sistan ve Belucistan Ehlisünnet Temsilcisi Mevlevi Nazir Ahmet Selami sözlerine şöyle devam etti;
"Genel manada var olan zihniyet, Ehlisünnet ve Şia'nın muhalif olduğu yönündedir. Ancak konunun uzmanları ve araştırmacılar bu iddianın asılsız olduğunu çok iyi biliyor. Bu yanlış algının birçok sebebi olabilir. Bu sebeplerden birisi; Ehlisünnet, tıpkı Şia gibi saygı ve matem merasimleri düzenlemiyor. Bu nedenle bazı Şialar Ehlisünnet'in Ehlibeyt'e karşı duyarsız kaldığı düşüncesine kapılıyor.
Her mezhebin fıkhi açıdan kendine has kutlama veya matem meclisi ilkeleri vardır. Bu ilkeler, bir mezhebin başka bir mezhebe muhalif olduğu veya olumsuz baktığı gibi yorumlanmamalıdır.
İmam Şafi, şöyle diyor;
"Eğer kalbimi yararsanız, orada iki satırlık bir cümle görürsünüz. Bu iki satır dış dünyadan kalbime yazılmadı. Aksine zat ve fıtratımın benden istediğidir. İlk satır adalet ve tevhit, ikinci satır ise Ehlibeyt'e muhabbettir."
Herkes bizilerin (Ehlisünnet) ister ferdi ister cemaatle olsun günlük namazlarımızda Peygamber ve Ehlibeyt'e selam gönderdiğimizi biliyor. Ve Peygamber ve Ehlibeyt'e selam gönderilmeyen namaz, eksik namazdır.
Ehlibeyt imamlarından imam Rıza'dan (a.s) Ehlisünnet kitaplarında yücelikle söz eden cümleler vardır. Unutmamalıyız ki; şahsiyetleri takdir etmenin en güzel yolu, onların yaşam tarzına uygun yaşamaktır. Bir yandan merasimler düzenleyip diğer yandan o yüce insanların siresine muhalif yaşamak, onların ruhunu mutlu etmez."