Ayetullah Murtaza Muktedai;

 

Amerika ve batının insan hakları savunuculuğuna soyunması yalandır, boş bir iddiadan ibarettir. Eğer insan hakları sizin için gerçekten önemliyse, neden bebek katili Siyonist rejimi türlü bahanelerle destekliyor, onlara yardım etmekten çekinmiyorsunuz?

 

Bugün İran İslam Cumhuriyeti gibi resmi makamlar aracılığıyla Siyonit İsrail cinayetlerine karşı duran başka bir ülke yoktur.

 

Gerçek şu ki, İnsan Hakları Örgütleri'nin sessizliği, Kudüs işgalcilerinin yapmış oldukları cinayetlere ortak olmaktır. Son olarak henüz kundaktaki bir bebeğin canlı olarak yakılması, Siyonist cinayetlerinin en acı ve en somut örneğidir.

 

Ayetullah Memduhi:

 

Batı, insan hakları adına altında ikiyüzlü tutumlar sergilemekte ve yalan beyanlarda bulunmakta. Allah'ın koymuş olduğu düzen gereği makam ve unvanı ne olursa olsun yalancılar ve hileciler eninde sonunda rezil olacaklardır. Bugün Amerika ve Siyonistlerin yapmış oldukları hileler ve sahtekârlıklar yüzünden nasıl rezil olduklarına tüm özgür Müslüman ülkeler şahittir.

 

Sözde insan hakları savunucuları, basın yayın kuruluşlarını ve beyaz perdeyi kullanarak kendilerini mazlumların hamisi göstererek kirli oyunlarını ört pas etmeye çalışıyor. Hâlbuki yaşadığımız coğrafyada dünyanın en büyük cinayet ve katliamları bu ülkeler tarafından işlenmekte veya işlenen cinayetlere ortak olunmaktadır. Tüm bu katliamların sorumluları bir de kalkmış pervasızca İslam Cumhuriyeti'ni insan haklarını çiğnemekle suçluyor.

 

Bizlerin asli vazifesi; bu sahte insan hakları savunucularının saçma iddialarının yalan olduğunu ifşa etmek ve İslam'ın öngördüğü insan haklarını Kuran ve Ehlibeyt membalı kaynaklar ışığında insanlığa tanıtmaktır.

 

Hüccet'ül İslam Habip Tebar:

 

Yaşadığımız asırda maalesef insan hakları konusu batılı devletlerin siyasi malzemesi haline geldi. Arabistan'ın Yemen'e saldırısı ve Siyonistlerin Gazze'ye saldırısı tüm dünyanın gözü önünde yaşandı. Fakat ne yazık ki insan hakları savunucuları en ufak bir ses dahi çıkarmadı.

 

Bu sessiz kalışlar, demokrasi havarilerinin bu konuda ne kadar yalancı olduğunu gözler önüne serdi. Arabistan ve Siyonistler göz göre göre insan haklarını çiğniyorlar. Buna rağmen ne Batılı ülkelerden ne de Avrupa Birliği'nden çıt çıkmadı. Hatta bırakın katilleri kınamayı, yaptırım uygulamayı, mazluma sırtlarını dönüp zalime kucak açtılar.

 

İster güçlü olsun ister zayıf, ister büyük olsun ister küçük her ülke insan haklarına riayet etmelidir. Hiçbir devletin başka bir devlete üstünlüğü yoktur. İnsan hakları konusunda hiçbir unvan ve makam gözetilmeksizin herkes uluslar arası kanunlara uymaya mecburdur.

 

Hüccet'ül İslam Ahmedi;

 

Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nin kendisi insan haklarını ayaklar altına alan ülkelerin başında geliyor. Amerikalı yetkililerin "İslam Cumhuriyeti, insan haklarına uymalıdır" minvalindeki sözleri, aslında kendilerinin bu kanunları tanımadıklarının göstergesidir. İslam Cumhuriyeti her zaman ve her şartta insan haklarını saygılı olmuş ve savunmuştur.

 

Amerikalıların siyahîler üzerinde kurduğu siyasi baskılar hatta ten renginden dolayı onları dışlanmaları ve aşağılamaları zihinlerdeki tazeliğini hala koruyor.

 

Hüccet'ül İslam Hekimiyan:

 

Şu bir gerçektir ki bugün batılıların insan hakları adına söyledikleri sözler ve yapmış oldukları tamamen bir çelişkidir. Dünyada bir milyarın üzerinde Hz Muhammed'in (s.a.a) peygamberliğine inanan Müslüman var. Müslümanlar için Hz. Muhammed'in dokunulmazlığı en üst seviyededir. Bu gerçeği tüm dünyanın biliyor olmasına rağmen hala batılı gazete, dergi ve televizyonlarda İslam Peygamberine açıkça hakaret ediliyor.

 

Öte yandan Guantanamo hapishanesindeki işkence görüntülerini henüz unutmamışken batı hangi insan haklarından söz ediyor?

 

Pervasızlık batının değişmeyen yüzüdür. Hala pişkinlikle ve küstahça insan haklarından söz ediyor, kendilerini demokrasinin savunucuları olarak tanıtıyorlar!