Ulusal Kurumlar ve Sendikalar Başkanları ile bir araya gelen Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, ‘Suriye sorunundaki kördüğüm çözüldü, perdeler kenara itildi, bazılarının maskeleri düştü ve dünyaya servis edilmeye çalışılan yalanların gerçek mahiyeti aşikâr oldu’ dedi.

 

Beşar Esad sözlerine şöyle devam etti;

 

“Terörizm, temelinde cehaletin yattığı fikirsel bir hastalık, inançsal bir sapmadır. Zamanla tüm bedene yayılan bu hastalık, milletlerin haklarının ayaklar altına alınmasına ve insanların tahkir edilmesine sebep olur.

 

Rusya ve Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Suriye için tehlikenin üst seviyeye ulaştığı anlarda tehlikenin önünü kesen veya yönünü değiştiren emniyet valfı konumunda olmuştur.

 

Batı, terörizmi desteklemenin bedelini ödüyor. Terörizmin ilk tohumu ekenler nasıl olur da teröristlerle mücadele ettiklerini iddia edebilir? Terörizm, hiçbiri bölgesel sınırı tanımaz. Kınamalar, teröristlerin yayılmasının önünü almada asla yeterli olmayacaktır. Terörizmle mücadele adı altında oluşturulan koalisyonlar da terör faaliyetlerini bitirmekte yeterli olmayacak. Batının özellikle terörizmle mücadele vaatleri, kuruntudan öteye geçmeyecek.

 

Bizler Batı ülkelerinin yalanlarına kanıp, terörizme karşı oldukları sözlerine aldanmamalıyız. Çünkü bu sözde değişimler, anlık değişimlerdir. Biz ilk günden itibaren kendi gücümüze ve Suriye’nin gerçek dostlarına güvendik. İran, Suriye meselesi başladığı ilk gün Suriye’nin yanındayer alan ülkelerin başında gelir. Lübnan Direniş Cephesi’ne mensup kardeşlerimiz bizimle aynı safta savaştılar, ellerinden gelen hiçbir yardımı esirgemediler. Onların kanları ve Suriyelilerin kanları aynı hedef için akıp birbirine karıştı. Biz, Direniş Cephesi’ne minnettarız.

 

Terörizmle mücadelede milletlerin istek ve beklentileri, onların sahip olduğu haklar her şeyin üstündedir ve korunması gerekir. Bu nedenle bizler, Suriye’deki sorunun çözümü için önerilecek her türlü siyasi müzakereye kapılarımızı açık bıraktır.

 

Suriye topraklarının her karışı bizim için değerlidir. Suriye’nin her bölgesi insani ve coğrafi açıdan aynı ölçüde kıymetlidir. Hassas bir süreçten geçiyoruz ama buna rağmen hiçbir tehdide boyun eğmeyeceğiz. Hiç kimsenin esiri olmayacağız. Biz tamamen müstakil ve özgürüz. Bölgesel geleceğimizi, Suriye’nin yarınlarına uygun olarak kendi ellerimizle çizeceğiz. Geride bıraktığımız 4 yıla ve tüm terör saldırılarına rağmen ülkemizdeki kurum ve kuruluşlar çalışmalarına devam ediyor. Vatan, sadece o topraklar üzerinde yaşanlara ait değildir aksine yaşadığı topraklara sahip çıkan ve o topraklar için savaşanlara aittir.”