14-07-2015 tarihinde eklendi
Sünniler ve Şiiler Necef’te birlik sergiledi
Selahaddin eyaletinden yer değiştirmiş bir Sünni olan Said Hassan, Al-Monitor sitesine “resmi olarak Kerbela şehrine yerleşmek istediğini” söyledi ve “Taksi şoförü olarak iş bile buldum ki, bunu kendi şehrimde hiçbir zaman yapamamıştım” dedi.

BABİL, Irak — Yerinden edilmiş Irak vatandaşı Saad el-Caburi için bu yılki Ramazan iyi bir Ramazan. El-Caburi, 20 Temmuz 2014 tarihinde ailesiyle birlikte Kerkük'ten ayrılmış. Bağdat'ın güneyindeki Babil eyaletine bağlı Hille şehrinde cömertçe karşılanmışlar ve şehir sakinleri, uzun bir oruç gününü sonunda onlara bedava iftar vermiş.
 
Caburi Al-Monitor sitesine, kendisine verilen yiyeceklerin ihtiyaç duyduğundan daha fazla olduğunu söyledi ve “Kuzey ve Batı Irak'tan ayrılıp Babil'e gelen yer değiştirmiş pek çok insan aynı şeyi hissediyor” dedi.
 
Irak'taki BM heyeti 23 Haziran günü, çoğu kuzey ve batı bölgelerinden gelen yer değiştirmiş Iraklıların sayısının 3 milyonun üzerine vardığını açıkladı. “İslam Devleti” (İD) örgütünün Haziran 2014'ten bu yana Irak'taki geniş bölgeleri istila etmesinin sonucu olarak yer değiştiren kişiler, bütün eyaletler arasında dağılıyor.
 
Al-Monitor, kutsal Necef kentindeki camilerde yoksullar için hazırlanan bedava iftarlara katıldı. Bu etkinliklerden biri sırasında, Diyala eyaletinden yer değiştirmiş bir Şii olan Ali el-Halsi, Al-Monitor sitesine “şehir sakinlerinin büyük misafirperverliği ve gösterdikleri muamele nedeniyle yerel hükümetten [kendisine] Necef'te kalıcı ikamet vermesini istediğini” söyledi.
 
Al-Monitor, Bağdat'ın güneyinde yer alan ve hem yer değiştirmiş kişilere hem de şehrin kendi sakinlerine yiyecek dağıtılan Kerbela'daki kutsal camilere düzenlediği bir ziyaret esnasında, farklı mezhepler arasındaki işbirliğini fark etti. Selahaddin eyaletinden yer değiştirmiş bir Sünni olan Said Hassan, Al-Monitor sitesine “resmi olarak Kerbela şehrine yerleşmek istediğini” söyledi ve “Taksi şoförü olarak iş bile buldum ki, bunu kendi şehrimde hiçbir zaman yapamamıştım” dedi.
 
Çok sayıda Iraklı medya kuruluşu için yazan Kerbelalı gazeteci Alaa Kuli, isim vermeden bazı medya kuruluşlarını eleştirdi ve Al-Monitor sitesine bu kuruluşların “mezhepsel boyutları olan siyasi çatışmalar hakkında haberler yaptıklarını, farklı mezheplerden insanlar arasındaki işbirliği ve dayanışmayı gösteren haberleri ise hiç yapmadıklarını” söyledi. “Ramazan, boyunca insanlar, yoksullar için ve daha az şanslı olan insanlar için geniş çaplı yardım sundu" diye ekleyen Kuli, savaştan ve mezhepçilikten bahsetmenin Iraklıların hayırseverlik ve birlikte yaşama tutumlarını gölgelediğini belirtti.
 
Babil'den din adamı Abdülaziz el-Yasiri, Al-Monitor sitesini, hali-vakti yerinde sakinler ve dini otoriteler tarafından bir iftarın düzenlendiği Imam Hamza türbesini ziyaret etmeye davet etti.
 
El-Yasiri, “Her ne kadar bu bölgenin sakinlerinin ve yer değiştirmiş kişilerin çoğunluğu Şii olsa da, Mart 2014'te Anbar'dan ayrılmış olan yaklaşık 10 Sünni aile var. Onlar, Şii ailelerle aynı miktarda yardım ve destek alıyorlar” diye belirtti.
 
Felluce'den bir Sünni olan ve terkedilmiş El-Yamame ilkokulunda 50 civarında Sünni ve Şii aileyle birlikte yaşayan Seyfeddin el-Ubeydi, Al-Monitor sitesine “Gerçekte, durum medya kuruluşlarının siyasi kavga haberlerinde ilgi gösterdiğinden çok farklı” diye konuştu. Ubeydi, “Burada mezhepçilik bulamazsınız. Mezhepçilik siyasi seçkinler arasında ve silahlı grupların arasında, özellikle Irak dışından gelenlerde, en başta da İD'de bulunan bir şey” diye ekledi.
 
Bağdat Üniversitesi'nde sosyoloji okumuş ve yirmi yıl boyunca öğretmenlik yapmış olan Ubeydi, “Mezhepçilik sosyal sınıflar arasında ya hiç yok ya da çok zayıf, ama bölünmüş politikacılar ve partiler arasında derin köklere sahip” dedi.
 
Ubeydi, “Ramazan ayı, farklı mezheplerden insanlar ve (…) onların çocukları arasındaki yakınlığı gösterebildi, ancak medya, mezhep çizgileri üzerinden bölünme yaymaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
 
Babil'den Şeyh Macid el-Kelabi, Al-Monitor sitesine “Sosyal dayanışma ve yoksullara özellikle Ramazan ayında yardım etme, on yıllardır bu bölgelerin sakinlerinin hayata geçirdiği geleneklerdir” dedi.
 
Farklı inanç toplulukları arasındaki dayanışmanın benzer bir örneği olarak Ali el-Şerifi, Hille'deki El-Zehra camiindeki iftar sonrasında Kuran okumayı bitirdiğinde, şehrin orijinal sakinleri olan üç Sabii arkadaşına işaret etti ve onları “inançlar arasındaki kardeşliğin gerçek birer örneği” olarak adlandırdı.
 
Bu Sabiilerden biri olan Adil Davud, Al-Monitor sitesine kendisinin Ramazan boyunca Müslümanlarla birlikte oruç tuttuğunu ve onları dini ritüellerine katıldığını söyledi. Bunun aynı ülkede bir arada yaşamanın kendilerine getirdiği bir vazife olduğunu söyleyen Davud, “Iraklılar hiçbir zaman mezhepçilik nedir bilmediler ve yüzyıllar boyunca tek bir ulusun çocukları olarak yaşadılar” diye ekledi.
 
Irak'ın orta ve kuzey kısımlarında dolaşan biri, bütün Iraklıların nasıl da mezhepçilik tehlikesinin kapılarını çalmasından korktuğunu görecektir. Belki de bu şehirlerin sakinlerinin farklı mezhep ve inançlardan yer değiştirmiş onlarca aileye gösterdiği misafirperverlik, bu kaygıdan doğuyor. Öyle görünüyor ki Ramazan ayı Irak'taki farklı mezhepler arasındaki insani bağları güçlendirmiş ve onların kriz zamanlarının üstesinden gelmek için işbirliği yapma kabiliyetini güçlendirmiş.
http://caferider.com.tr/sunniler-ve-siiler-necefte-birlik-sergiledi_h14953.html