Almanya’da Pegida kısaltmasıyla ortaya çıkan Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar adlı oluşum ülkeyi adeta ikiye bölmüş durumda. Bir kesim Pegida’nın ciddiye alınması gereken vatandaşlardan oluştuğunu savunurken, diğer kesim, İslam, göç ve mülteci karşıtı söylemlerinden dolayı söz konusu oluşumu “ırkçılıkla” suçluyor.
Pegida’nın hedefinde “iltica yasası” olduğu kadar İslam da var. Böyle olunca Almanya’da yaşayan Türkler de kendilerini hedeftekiler olarak görüyor.
Pegida’nın ortaya çıkıp, güçlenmesiyle birlikte Almanya’da camilere yönelik saldırılarda da artış gözlendi. Cami kundakçılarının Pegida ile bağlantıları tam olarak bilinmiyor ama artan saldırılar Türkleri kaygılandırıyor.
"Müslümanlar endişeli"
Almanya'da 900 civarında cami derneğini bünyesinde barındıran en geniş tabanlı İslami kurum olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Sözcüsü Bekir Alboğa Pegida gösterilerinin cami saldırılarını artırdığını ileri sürerek, "Ciddi anlamda bir endişe ve korku yayılmaya başladı. Acaba bizim camimize de bir saldırı olacak mı diye endişeleniyor Müslümanlar. Neredeyse her gün bir yerde bir camiye saldırı yapıldığı haberi buradaki Müslümanları ister istemez endişelendiriyor. Bu durum, özellikle sorumluluk taşıyan cami dernek başkanlarımızı endişeye sevk ediyor" diyor.
“Pegida’nın propaganda malzemesine dönüşen Almanyalı Müslümanlar ne yapmalı?” sorumuza Dr. Bekir Alboğa şu yanıtı veriyor:
"Özellikle şunu vurgulamak gerekir: Almanya'da herkes İslam ya da yabancı düşmanı değil. Almanya'da gelişmelerden kaygı duyan bilinçli Alman yurttaşlar, siyasi parti temsilcileri ve dini cemaat temsilcileri İslam düşmanlığını yaymaya çalışan bu tür hareketlere karşı bir takım yürüyüşler ve mitingler tertipliyorlar. Tabi bunlar bir noktada bizi savunmak için de bunları yapıyorlar. Hem ırkçılığa karşı oldukları için hem de Almanya'daki İslam düşmanlığının artmasından kaygı duydukları için bunları yapıyorlar. Bu bağlamda Almanya'da yaşayan Müslümanların bu olaylara kayıtsız kalması, ilgi göstermemesi kabul edilemez. Karşıt gösterilere en azından pasif katılım sağlamalılar."
Ortak yön vurgusu
Başlarda 200 kadar göstericiden oluşan grup zamanla 20 binlere dayanınca herkes şu soruyu soruyor; Bu oluşum nasıl oldu da bu denli güçlendi? Biz de aynı soruyu Türk nüfusunun en yoğun olduğu eyalet Kuzey Ren Vestfalya’nın (NRW) Göç ve Uyum Meclisleri Başkanı Tayfun Keltek’e yönelttik.
Keltek’e göre baş sorumlu medya. Medyanın yanlış algı yaratarak, insanların korkularını istismar ettiğini düşünüyor. Ama aynı zamanda Müslümanlara da görev düştüğünü vurguluyor Keltek. Almanya'daki göçmenlerin Müslanlığı ön plana çıkarmalarının sorunları çözmediğini, daha da artırdığın belirterek Tayfun Keltek, “Herkes kendi dininin en doğru olduğunu söylerse, uzlaşı ortamı oluşmaz. Ortak sorunlarımızı ve ortak yönlerimizi daha çok konuşmalıyız. Bunlar bizi birbirimeze daha da yakınlaştırır” diyerek şöyle devam ediyor:
"Biz aslında ortak yönlerimizi ortaya çıkarmalıyız. Alman toplumuyla müştereklerimiz belki de yüzde 95. Biz bunları vurgulamak yerine dinimizi ön palana çıkarıyoruz. Oysa din insanların özel durumlarıdır. Bunu ön plana çıkarırsak durumlar düzelmez, daha karışık bir hal alır. O yüzden biz burada vatandaşlık, eşitlik, kadın hakları, kadın erkek eşitliği gibi konularla Alman toplumunun karşısına çıkmalıyız. Bu bağlamda üzerimize çok iş düşüyor."
"Kırmızı çizgiler aşıldı"
Pegida bağlamındaki gelişmelerin nabzını Berlin'de tutan Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) Federal Milletvekili Cemile Giosouf kendi partisi de dahil tüm siyasi partilere çağrıda bulunarak, aşırı sağcı gelişmeler karşısında ortak tutum ve tavır sergilenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Tüm siyasi parti temsilcileri bir araya gelip bu tür yürüyüşleri organize edenlere karşı tavırlarını açık ve net şekilde ortaya koyup, kırmızı çizginin aşıldığını vurgulamaları gerekiyor. Bunun yapılmasını çok önemsiyorum. Burada yaşayan göçmenlere karşı olanlara, ırkçılık yapanlara hiçbir zaman anlayış gösteremeyiz. El ele verip hep bir ağızdan bu şekilde söylememiz gerekiyor. Bütün partilerin bunları bu şekilde söylemesi gerekir" diye konuşuyor.
Cemile Giosuof'un çağrısı yanıt bulursa, Almanya'nın yeniden huzur ortamına dönmemesi için çok az neden kalmış olacak.
©Deutsche Welle Türkçe