02-12-2014 tarihinde eklendi
Büyük sahabi Ammar bin Yasir


Ammar bin Yasir, aynı şekilde Peygamber efendimiz ölüm döşeğinde iken bazı sahabelerin hilafet derdine düşerek Peygamber efendimizin cenazesini yerde bırakarak Sakife’ye gitmesiyle başlayan Sakife’de belirlenen hilafete karşı çıkmasıyla tanınmaktadır. Ammar, Hz. Fatıma’nın (s.a) şehadeti sonrası cenazesine katılıp cenaze namazı kılan ender kişilerdendir aynı zamanda.

Ammar Yasir, Cemel savaşına da katılmıştır. Bu savaşta bin kişilik bir birlikle ordunun sol kanadının Malik Eşter ise bin kişilik bir birlikle sağ kanadın komutanlığını üstlenmiştir.

Sıffın Savaşı ve Azgın bir Grubun Ammar’ı şehit etmesi

Zulkela Humeyri, yirmi bin kişilik kabilesiyle birlikte Hz. Ali’ye karşı Muaviye’nin yanında savaşmak için Sıffın’a geldi. Muaviye’nin savaşta dayandığı yegane kişi Zulkela’ydı. Hatta Muaviye, Zulkela’nın Hz. Ali’ye karşı savaşmaya karar vermesinden önce savaşmayı düşünmüyordu. Bu kandırılmış komutan, Ammar bin Yasir’in Hz. Ali’nin saflarında olduğunu öğrenince ağır bir şekilde sarsıldı. Muaviye’nin tebliğci memurları, onu aldatmak için Ammar nerde Sıffın nerde? (Ammar’ın 93 yaşında olmasından dolayı) Iraklılar (Hz. Ali’nin Sıffın’daki taraftarları) böyle yalanlar uydurmaktan çekinmemektedirler diye onu kandırmaya çalıştılar. Ancak Zulkela, kani olmayarak Amr bin As’a dönerek Hz. Peygamber, Ammar hakkında “Seni (sıratı müstakim) yolundan çıkmış zalim, sapkın ve haddi aşan bir grup öldürmeden ölmeyeceksin.” Demiş midir? Diye sordu: Amr bin As: Evet, böyle söylemiştir, ancak Ammar, Ali’nin ordusunun arasında değildir.” Zulkela, dedi ki: “Benim kendim bizzat araştırmalıyım.”

Sonra bir grubu bu konu hakkında araştırma yapması için görevlendirdi. Bu hassas durumda Muaviye ve Amr Bin As, olayın önemini bildiğinden eğer Ammar’ın Hz. Ali’nın ordusunda olduğunu veya orada şehit olduğunu öğrenecek olursa Şam ordusunda kopmaların ve hatta parçalanmasına sebep olacağını bildiklerinden onu gizemli ve esrarengiz bir şekilde öldürdüler.  

Sıffın Savaşı ve Hakikatlerin Şeffaflığı     

Sıffın savaşına Peygamber efendimizin sahabelerinden bir çoğu katılmıştır. Bunlardan en bariz örneklerinden birisi Ammar bin Yasir’dir. Çünkü efendimiz, basiretsizlerin hakla batılı teşhis etmesi için onu ölçü karar kılmıştır. Ayrıca bu savaşa Bedir savaşında peygamberimizin yanında savaşmış 25 sahabede Hz. Ali’nin yanında yer alarak şehadet şerbetini içmiştir.

Sıffın savaşında 45 bin Muaviye taraftarı 25 bin kişi de Hz. Ali’nin ordusundan olmak üzere toplam 70 bin kişi ölmüştür. Bunlardan 25’i bedir savaşına katılmış peygamberimizin ashabıydı. Bunların tamamı Hz. Ali’nin yanında savaşarak şehit olmuşlardır.

İşte bu durum Ehli sünnetin on dört asırdır cevabını veremediği sorulardandır. Nasıl olurda Bedir savaşına katılmış 25 sahabe içlerinde başka sahabelerin olduğu Muaviye ordusu tarafından şehit edilir? Bunların tamamı nasıl adil olabilir? Bunlara uymak nasıl gökteki yıldızlara uymak gibi olabilir? Birbirlerini doğrayan, başlarını kesenlerin her ikisi de nasıl hak olabilir?! Halbuki Peygamber efendimiz Ammar bin Yasir’i daha o zamanlar ölçü olarak tanıtmış ve ashabına her ne zaman ihtilafa düşseniz Ammar’a bakın. Ammar hangi taraftaysa o taraf haktır diye buyurmuştur. Ayrıca iki şahit olarak bizzat Peygamber efendimiz tarafından adlandırılan Huzeyme bin Sabit de Sıffın’da Hz. Ali’nin yanında yer almıştır. Peygamberimizin önde gelen sahabelerinden olan Huzeyme, Bedir savaşı başta olmak üzere Peygamberimizin savaşlarına katılarak onun yanında yer almıştır. Peygamberimiz Bedir savaşında ve öteki savaşlarda onun şahadetini iki şahadet olarak saymıştır. Bundan dolayı “Zulşahadeteyn” adıyla meşhurdur. O da Ammar gibi Sıffın savaşında Hz. Ali’nin yanında yer almış ve azgın ve sapkın grup olan Muaviye ve ordusuna karşı savaşarak şehit olmuştur.  

Ehli sünnet ulemalarından Tabarani şöyle yazmaktadır:

حدثنا محمد بن عبد اللَّهِ الْحَضْرَمِى ثنا ضِرَارُ بن صُرَدٍ ثنا عَلِى بن هَاشِمٍ عن عَمَّارٍ الدُّهْنِى عن سَالِمِ بن أبى الْجَعْدِ عن عَلْقَمَةَ عن عبد اللَّهِ عَنِ النبى صلى اللَّهُ عليه وسلم قال:

إذا اخْتَلَفَ الناسُ كان بنُ سُمَيَّةَ مع الْحَقِّ.

Abdullah ibn Mesut Hz. Resulullah’tan (s.a.a) şöyle nakletmiştir:

“Her ne zaman insanlar ihtilafa düşerse Sümeyye’nin oğlu (Ammar) hakla birliktedir.”

Hakim Nişaburi, “El-Müstedrek ale’s Sahiheyn” adlı kitabında şöyle yazmaktadır:

Halid El-Arni diyor ki ben ve Ebu Said Hudri, Huzeyfe’nin yanına geldik ve şöyle dedik: “Ey Ebu Abdullah! Bize Resulullah’tan (s.a.a) fitne hakkında duyduğun şeyler hakkında konuş.” Huzeyfe dedi ki: “Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurdu: ‘Her nerede olursa Kur’an’ın etrafında dönünüz.” Dedik ki: “Eğer insanlar arasında ihtilaf çıkar ve anlaşmazlığa düşerlerse, biz kiminle olalım?” dedi ki: “Sümeyye’nin oğlunun hangi grupta olduğuna bakınız ve o gruba bağlanınız. Çünkü o, her zaman Allah’ın kitabının mihveriyetinde dönmektedir.”

Dedim ki: “Sümeyye’nin oğlu kimdir?” dedi ki: “Onu tanımıyor musun?” dedim ki: “Benim için açıkla” dedi ki: “Ammar bin Yasir” Allah Resulünün (s.a.a) Ammar hakkında şöyle dediğini duydum: “Ey Ebu’l Yakzan! Seni (sıratı müstakim) yolundan çıkmış zalim ve haddi aşan bir grup öldürmeden ölmeyeceksin.”

Bu hadis, bir çok senet açısından sahih hadistir. Sahihi Müslim ve Sahihi Buhari bu hadisin bazı (neden acaba?) bölümlerini nakletmişlerdir!!!

Bu hadislerden de anlaşıldığı gibi Ammar ve onun gibi Hz. Ali’nin yanında Sıffında savaşanlar cennet ehlidir. Ve onun karşısında duran ve onlarla savaşanlar cehennem ehlidir. Ehli sünnet mezhebi taraftarları buna da şu ana kadar cevap verememiştir.

 
 

http://caferider.com.tr/buyuk-sahabi-ammar-bin-yasir_h13174.html