Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün Küresel Terörizm Endeksi 2014 raporu, Arap coğrafyasındaki İslamcı dalga sonrası, terörizmin küresel çapta daha yaygın ve öldürücü hale geldiğini ortaya koydu. Bunun müsebbibi olarak radikal İslamcı örgütleri gösteren raporda, Sünni ülkeler “İslam içinde itibarlı ılımlı Sünni teoriler üretmeye” çağırıldı.
IŞİD-Kaide-Boko Haram..
Terör saldırıları yüzünden geçen yıl 17 bin 958 kişinin öldüğünü, bunun önceki yıldan yüzde 61 fazla olduğunu; geçen yıl yaklaşık 10 bin terör saldırısı yaşandığını, bunun da önceki yıla kıyasla yüzde 44 arttığını belirten rapora göre, kan gölünün yüzde 66’sının sorumlusu “Vahhabi İslamın aşırı yorumlarına dayanan dinci ideolojiye sahip” örgütler: “IŞİD, Kaide, Boko Haram ve Taliban.” Saldırıların yol açtığı ölümlerin 14 bin 722’si (yüzde 82’si) bu örgütlerin at koşturduğu 5 ülkede:“Irak, Afganistan, Pakistan, Nijerya ve Suriye.” Terörden en çok etkilenen ülke olan Irak’ta, geçen yıl 2492 terör saldırısında 6362 kişi öldü. 2013’te 50’den fazla can alan büyük terör saldırılarına sahne olan ülke sayısı 24’ü buldu, terörizme can kaybı veren ülke sayısı 60 civarında.
Türkiye 162 ülkede 17.
Sırada Araştırmanın yapıldığı ve dünya nüfusunun yüzde 99.6’sının bulunduğu 162 ülkeden sadece 75’inde terör saldırısı olmadı. Terör yoğunluğu açısından 162 ülke içinde Türkiye 17. sırada, komşuları Irak 1., Suriye ise 5. sırada. 2013’te terörle bağlantılı 57 ölümle Türkiye OECD’nin en yüksek ölüm oranına sahip ülkesi oldu. 2000’den beri 48 bin terör saldırısı 107 bin can alırken son 14 yılda terör faaliyetleri tam 5 kat arttı. Raporda “Terörizmin hem yoğunluğu hem de yayıldığı alanın genişliği artıyor” ikazı yapıldı. Enstitü Başkanı Steve Killelea, gerekçeyi şöyle özetledi:“Terörizmdeki ani ve hızlı artışın kalbi, Suriye’deki istikrarsızlaşma ve bunun Irak’ı da sarması.” Toplam terör saldırılarının yüzde 90’ı en vahim insan hakları ihlallerinin yaşandığı ülkelerde düzenlendi. Terörizmle bağlantılandırılan üç ana etken olarak “insan hakları ihlalleri, yargısız infazlar gibi devlet sponsorluğundaki şiddet”, “etnik, dinsel ve dilsel açıdan farklı topluluklar arasındaki düşmanlık ve belli toplulukların zulme uğraması”, “yüksek suç oranları” sıralandı. Yoksulluk ve eğitim düzeyi ve ekonomik etkenlerin terörle bağlantısı olmadığını savunan rapor, “Dinci aşırılıkçılığın yükselişini dizginlemek için İslam içinden itibarlı güçler ılımlı Sünni teolojiler üretmeli. Buna ılımlı Sünni ülkelerliderlik etmeli” dedi.