İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail'in sivil hedeflere saldırması ve çok sayıda çocuk ve kadını öldürmesi nedeniyle soruşturma başlatan BM İnsan Hakları Konseyi için "BM İnsan Hakları Konseyi, masum sivilleri koruma misyonuna ihanet ederek Terörist Hakları Konseyi oldu" dedi.
Netanyahu, BM Genel Kurulu Genel Görüşmeleri kapsamında yaptığı konuşmada, IŞİD, İran'ın nükleer programı, Filistin ve Hamas konularına değindi.
Konuşmasında IŞİD ve benzeri oluşumların nihai olarak tüm dünyayı kontrol etmeyi amaçladıklarını belirten Netanyahu, "IŞİD ve Hamas aynı zehirli ağacın dallarıdır ve aynı fanatik öğretiyi benimsiyorlar" dedi.
İran'ın nükleer programına da değinen Netanyahu, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin sözlerinin "cezbedici Oyun" olduğunu savunarak "Bu sözler sadece ambargonun kaldırılması ve İran'ın bombaya ulaşmasındaki engellerin bertaraf edilmesi amacıyla kullanılıyor. İran atom bombasını üretince bu gülücükler kaybolacak" diye konuştu.
İran'ın askeri nükleer kapasitesinin tamamen işlevsiz hale getirilmesini isteyen Netanyahu, "IŞİD'i mağlup edip İran'ın nükleer silah yapabilmenin eşiğinde olmasına izin vermek çatışmayı kazanıp savaşı kaybetmektir" dedi.
"Yeni bir Ortadoğu var"
Netanyahu, Gazze'ye düzenledikleri saldırıya ilişkin de açıklama yaparak Hamas'ın Filistinli sivilleri kalkan olarak kullandığını öne sürdü.
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda sivil kaybını en aza indirmeye çalıştığını savunan Netanyahu, BM İnsan Hakları Konseyi'ni de sert biçimde eleştirerek, "BM İnsan Hakları Konseyi, masum sivilleri koruma misyonuna ihanet ederek Terörist Hakları Konseyi oldu" dedi.
BM İnsan Hakları Konseyi, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 2 binden fazla sivilin öldürülmesi, okul, Hastane, altyapı tesisleri ve binaların bombalanması nedeniyle soruşturma başlatma kararı almıştı. Soruşturmada İsrail'in savaş suçu işleyip işlemediği incelenecek.
Netanyahu, konuşmasında İsrail'in kendini savunma hakkına bazı üyelerin yeterli önemi vermediğini de belirterek, İsrail'in tek başına da olsa kendini savunmaya devam edeceğini kaydetti.
Ortadoğu'da yeni tehlikelerin ve yeni fırsatların bulunduğunu anlatan Netanyahu, "Yeni bir Ortadoğu var. İsrail bu yeni Ortadoğu'da Arap ortakları ile tehlikeleri göğüsleme ve fırsatları değerlendirmeye hazırdır" diye konuştu.
Netanyahu'ya protesto
Netanyahu'nun konuşması sırasında, BM Genel Merkezi'nin karşısındaki parkta toplanan bir grup Yahudi, İsrail'i ve Netanyahu'nun sözlerini protesto etti.
Filistin bayrağı açıp İsrail'e ambargo pankartları taşıyan grup, Netanyahu'nun konuşmalarını kabul etmediklerini ve İsrail'in Yahudiliğin temellerine ters olduğunu belittiler.
Filistin' e özgürlük isteyen gruptan Yehuda Littmann, İsrail'in Yahudiliği temsil etmediğini ve kendilerinin İsrail'e karşı olduklarını vurgulayarak Siyonizmi kesinlikle reddettiklerini söyledi.
"Abbas yolunu kaybetti"
Öte yandan BM'de basın toplantısı düzenleyen İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın BM Genel Kurul konuşmasını eleştirdi.
Bu konuşmayla Abbas'ın barışa niyeti olmadığını gösterdiğini iddia eden Lieberman, "Abbas yolunu kaybetti. İç siyasi sorunlar nedeniyle karar veremiyor'' dedi.
İsrail'in barış çabalarına destek verdiğini ve bu konuya olan bağlılığını ispatladığını savunan Lieberman, karşılarında güvenilir bir muhatap olmadığını öne sürdü.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Psaki: -"Hayır, bu tanımlamaya katılamayız"
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi için "Terörist Hakları Konseyi" ifadesini kullanmasına katılmadıklarını bildirdi. Psaki'ye, günlük basın brifinginde, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun BM Genel Kurulu görüşmeleri kapsamında yaptığı konuşmada, İsrail'in sivil hedeflere saldırması ve çok sayıda çocuk ve kadını öldürmesi nedeniyle soruşturma başlatan BM İnsan Hakları Konseyi için "BM İnsan Hakları Konseyi, masum sivilleri koruma misyonuna ihanet ederek Terörist Hakları Konseyi oldu" nitelendirmesine yanıtı da soruldu. Netanyahu'yla aynı fikirde olmadıklarını belirten Psaki, "Açıkçası yapılan eylemlerle ilgili endişelerimiz olduğu zaman bunları sesli şekilde ifade ediyoruz. Ama, hayır, bu tanımlamaya katılamayız" diye konuştu.
Psaki, öfkeli bir dil kullanmaya gerek olmadığına vurgu yaptı.
HAMAS'TAN DA CEVAP GELDİ
Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zühri, İsrail'i "dünyadaki terör ve şerrin kaynağı" olmakla suçladı. Ebu Zühri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun BM Genel Kurulu genel görüşmelerinde yaptığı konuşmaya ilişkin, "Netanyahu'nun 'Hamas ve IŞİD bir paranın iki yüzüdür' açıklaması, olayları karıştırma çabasından ibaret. Hamas, ulusal bir kurtuluş hareketidir. İsrail ise dünyadaki terör ve şerrin kaynağıdır" dedi. Netanyahu'nun Hamas'ın sivil halkı "kalkan" olarak kullandığı yönündeki iddiasına karşı çıkan Ebu Zühri, "Netanyahu, Gazze saldırılarında 500'den fazla çocuğun öldürülmesinden kendisini nasıl aklayacak" ifadesini kullandı.
"Netanyahu'nun açıklamaları efsane"
Fetih Sözcüsü Ahmed Assaf da Netanyahu'nun açıklamalarını "gerçek dışı ve efsane" olarak nitelendirdi.
"Netanyahu kafasını kuma gömen bir deve kuşu gibi davrandı. Konuşmasının gerçekle bir ilgisi yok" değerlendirmesinde bulunan Assaf, İsrail Başbakanı'nın ahlaki değerlerine vurgu yapıp, ordusunu övmesine karşılık ise şunları söyledi: "Gazze saldırılarında çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu 2 binden fazla sivili öldürmek, binlercesini yaralamak ve evsiz bırakmak ahlaki erdemlilikse nazi, faşist ve ırkçı orduyu nasıl nitelememiz gerekir." -"Uzlaşma için başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulması şart"- Öte yandan, Filistin resmi ajansı WAFA'da yer alan habere göre, Filistin yönetimi sözcüsü Nebil Ebu Redine, "Netanyahu'nun bahsettiği tarihi uzlaşma için başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulması şart" ifadesini kullandı.
Ebu Redine, çözümün Arap Barış Planı, BM Genel Kurulu ve uluslararası meşruiyet kararları çerçevesinde olması gerektiğine dikkati çekerek, "Bu, Yahudi yerleşim birimleri faaliyetlerinin acilen durmasını, Gazze'den ablukanın kaldırılmasını ve kutsal mekanlardaki radikal eylemlere son verilmesini gerektiriyor" yorumunda bulundu.
Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz tarafından ortaya atılan Arap Barış Planı, ''barış karşılığında toprak'' prensibine dayanıyor. İsrail ile 1967 öncesindeki sınırlarına dönmesi karşılığında tüm Arap ülkelerinin ilişkilerini normalleştirmeleri esasına dayanan plan, 2002 yılında Beyrut'ta toplanan Arap Birliği Zirvesi'nde kabul edilmişti. Plan, yerlerinden edilen Filistinlilerin vatanlarına dönmesini ve İsrail'in Golan Tepeleri'nden çekilmesini de öngörüyor.
İsrail Başbakanı Netanyahu, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, IŞİD ve benzeri oluşumların nihai olarak tüm dünyayı kontrol etmeyi amaçladığını belirterek, "IŞİD ve Hamas'ın aynı zehirli ağacın dalları olduğunu ve aynı fanatik öğretiyi benimsediklerini" iddia etmişti.
Netanyahu, Gazze'ye düzenledikleri saldırıya ilişkin de Hamas'ın, Filistinli sivilleri kalkan olarak kullandığını öne sürmüş, İsrail'in sivil hedeflere saldırması ve çok sayıda çocuk ve kadını öldürmesi nedeniyle soruşturma başlatan BM İnsan Hakları Konseyini "Terörist Hakları Konseyi" olarak nitelendirmişti.AA