04-08-2014 tarihinde eklendi
Hüsnü Mahalli: Püf noktası
İsrail, ilk kez Filistinlileri öldürmüyor. İsrail 1948 yılından itibaren Suriye, Mısır, Ürdün ve Lübnan'a saldırıyor ve canı sıkıldığında işgal altında tuttuğu topraklarda Filistinlileri öldürüyor, yaralıyor, tutukluyor, işkence yapıyor ve günlük yaşamlarını cehenneme çeviriyor.

 
Hüsnü Mahalli: Püf noktası
 
 
 
İsrail, ilk kez Filistinlileri öldürmüyor. İsrail 1948 yılından itibaren Suriye, Mısır, Ürdün ve Lübnan'a saldırıyor ve canı sıkıldığında işgal altında tuttuğu topraklarda Filistinlileri öldürüyor, yaralıyor, tutukluyor, işkence yapıyor ve günlük yaşamlarını cehenneme çeviriyor.
  
Bu da doğal. Çünkü bu özellikler İsraillilerin dinsel ve ideolojik inançlarının yanı sıra kültürel, sosyal ve genetik yapılarının sonucudur.
 
Bu da doğal. Çünkü İsrail'i kuranlar aynı özelliklere sahip.
 
Osmanlı'nın bölgeden çekilmesi ile Filistin'i işgal eden İngiltere Siyonist örgütlerle işbirliği yaparak dünyanın dört bir tarafından Yahudilerin bu topraklara göç etmesini sağladı. Bu göç sonucu 1917'de Filistin'de 50 bin olan Yahudi sayısı 1947'de 600 bine olmuştu.
 
Üstelik devreye ABD girmişti.
 
Başkan Truman'ın özel çaba, baskı, şantaj, rüşvet ve tehdidi ile BM Filistin toprağının yarısını Filistin halkından alarak dünyanın dört bir yanından getirilen ve etnik kökenleri farklı olan Yahudilere bir vatan olarak verdi. İsrail Devleti böyle bir tezgah sonucu ortaya çıktı.
 
Tıpkı ABD olayında olduğu gibi.
 
Bu devlet de Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden Amerikan kıtasına göç eden garip tipler tarafından kurulmuştu. Üstelik bu garip tipler önce o toprağın insanı olan Kızılderilileri yok etti sonra milyonlarca Afrikalıyı o kıtaya taşıyarak köleleştirdi.
 
Yani derleme toplama ABD denilen haydut devlet, kendisine benzer derleme toplama uyduruk bir devlet yaratmıştı. Bu devlet de toprağın gerçek sahiplerinden milyonlarcasını göçe zorladı, geri kalanları da yok etmeye çalışıyor.
 
Üstelik bunu din adına yapıyor.
 
Tıpkı Hıristiyanlığın kutsal değerleri için Amerikan kıtasına gidenler gibi. 
 
Çünkü etnik kökeni ne olursa olsun Yahudiler inandıkları Siyonist ideoloji gereği 'Nil'den Fırat'a Büyük İsrail Devleti'nin kurulacağına ve bunun için dünyadaki tüm Yahudilerin (15 milyon kadar) 29 bin kilometrelik Filistin'de toplanması gerektiğine inanıyor ve bunun mücadelesini veriyor.
 
Yani Filistinlileri öldürüyorlar.
 
İşte size somut üç örnek.
 
Başbakan Netanyahu, Dışişleri Bakanı Lieberman ve Savunma Bakanı Yaalon.
 
Netanyahu'nun Polonya kökenli babası ve ABD kökenli annesi siyonist ideolojiye inanarak Filistin'e gidip Netanyahu'yu doğuruyorlar. Böyle bir anne ve babadan doğanın da katil olması gayet doğal. Farklı iki ayrı etnik kökenli insan birleşiyor ve başka bir halkın toprağını elinden almak için başka bir ülkeye göç ediyor ve bunun için de insan öldürüyorlar. Netanyahu ve 1976'da Uganda'da Filistinlilere karşı bir operasyonda öldürülen kardeşi hep askeri ve istihbarî görevlerde bulundular. Şimdi bu adam kardeşinin intikamını almak için hep öldürüyor. 
 
İdeolojisi de ona bunu emrediyor.
 
Peki ya Lieberman?
 
O da 1978'de Moldova'dan Filistin topraklarına göç etti. Göç etmeden önce bir barda fedailik yapıyordu. Özbekistan'dan göç eden bir Yahudi ile evlendi. Çok radikal ve saldırgan tavırları ile ilgi topladı ve 'Evimiz İsrail' diye bir parti kurdu. Adam Filistinlilerin toptan yok edilmesini savunuyor. Oysa ne kendisi ne de eşi o toprakların insanı değil.
 
Tıpkı Netanyahu ve Savunma Bakanı Yaalon gibi.
 
Yaalon'un babası Ukranya, annesi ise Alman kökenli Yahudi. Yani onlar da şu anda İsrail'in nüfusunu oluşturan insanların ezici çoğunluğu gibi farklı etnik kökenli olarak dünyanın dört bir yanından gelerek Filistin halkının toprağını ele geçirmiş ve İsrail denilen devleti kurarak o toprağın gerçek sahibi olan insanları öldürüyorlar.
 
Tıpkı İsrail'i yaratan Amerikalıların toprağın gerçek sahibi Kızılderilileri öldürdükleri gibi.
 
Derleme toplama iki ülke. 
 
İki toplum.
 
Bunlardan farklı bir şey beklenemez.
 
Emperyalist ve kapitalist sistemin gereklerini de unutmamak gerekiyor.
 
Son yüz yılda dünyadaki tüm pisliklerin içinde ve arkasında hep ABD var.
 
Tıpkı Kaide'de olduğu gibi
 
Tıpkı şimdilerde IŞİD olayında olduğu gibi.
 
Nasıl mı?
 
Baksanıza tıpkı ABD ve İsrail olayında olduğu gibi, dünyanın dört bir yanından gelen ruh hastaları IŞİD denilen örgütü kuruyor. Ve bu örgütün katilleri diğer iki örnekte olduğu gibi, Irak ve Suriye'de toprağın gerçek sahiplerini kovuyor, öldürüyor.
 
Hem de diğer iki örnekte olduğu gibi, hunharca ve vahşice.
 
Başka türlüsü de olamaz.
 
Öldürme dürtüleri aynı.
 
Hepsi ruh hastası ve sadist.
 
Ama bir farkla.
 
Yahudilik adına Filistin'i işgal edenler Müslümanları öldürüyor.
 
Netanyahu ' İsrail bir Yahudi devletidir' diyor.
 
'Hıristiyanlığın yüce değerleri' için Amerika'yı işgal edenler toprak ve doğaya tapan Kızılderilileri yok ettiler. ABD daha sonraki tüm tarihinde hep Müslümanlara düşman oldu.
 
Suriye, Irak ve diğer Arap ülkelerinde insanların kafasını keserken 'Allahu Ekber' diye bağıranlar ise hep Müslüman öldürüyor.
 
Kendilerini yaratan 'Hıristiyan' ABD ve 'Yahudi' İsrail'e dokunmaları beklenemez.
 
Gerekçe de hazır : " Allah bize uzaktaki düşman İsrail ve ABD 'ye değil, yakındaki Şii ve Alevi düşmanlara karşı savaşın emrini verdi' diyorlar.
 
Bazılarının IŞİD'i sevmesinin nedeni şimdi daha net anlaşılıyor.
 
Bakmayın siz bağırıp çağırmalarına.
 
Hedef şaşırtıyorlar.
 
Esas patron ABD'ye hiç kimse ses çıkaramıyor.
 
Çıkarması da olası değil.
 
Çünkü onları da ABD yarattı!
 
Tıpkı İsrail ve IŞİD'i yarattığı gibi.
 
http://caferider.com.tr/husnu-mahalli--puf-noktasi_h12121.html