Gazze saldırısının ikinci haftasında İsrail kara operasyonunu başlatınca herkes konuşmaya başladı. Oysa öncesinde çoğunluğu çocuk ve bebek olmak üzere 247 insan ölmüş iki bini yaralanmıştı. Kara operasyonuna tepki gösterenlerin kriteri nedir bilemem ama bu tepkilerin ne denli anlamsız olduğunu biliyorum.
Önce Türkiye'ye bakalım.
Cumhurbaşkanı Gül, TBMM Başkanı Çiçek, Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ,parti lider ve sözcüleri ile medyanın yandaş olan ve olmayanı. Hepsi de çok sert ifadeler kullandı. Oysa İhsanoğlu'nun dediği gibi ' konuşmak değil bir şeyler yapmak gerek'.
Yani İsrail'in hiç ciddiye almayacağı bunca sert kınama ve suçlamalar yerine hükümet İsrail ile diplomatik, ekonomik, askeri ve istihbarati ilişkilerini askıya alıp elçiliğini kapatsaydı çok daha anlamlı ve etkili olurdu.
Ama yapmadı, yapamaz. Bunun da bir çok nedeni var :
ABD, AB ve Yahudi lobileri...
Belki de bu nedenle yukarda saydığım yetkililer IŞİD Musul'u işgal edip Telafer'deki Türkmenlere karşı katliamlara giriştiğinde hiç bir tepki göstermemişti.
Belki bu nedenle Mısır Dışişleri Bakanı AKP yönetiminde Türkiye'yi İsrail ile Hamaüs arasında varılan ateşkes anlaşmasını engellemekle suçlayacaktı.
Belki bu nedenle İsrail askerleri Batı Şeria'da 36 Filistin milletvekiliini yakalayıp içeri attığında TBMM ve Ankara hükümeti sesini çıkarmamıştı.
Oysa AKP yönetiminde Türkiye Suriye'de olayların başlaması ile Suriye'nin Ankara'daki elçiliğini kapatmış ve bildik tüm olanakları ile Suriye'ye yüklenmişti.
Ankara bu imkanların %10'nu kullanmış olsaydı belki de bugün bölgede özgür ve bağımsız bir Filistin devleti olurdu.
İşte size örnek.
Suriye'de savaşın başlaması ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu Katar, Suudi Arabistan ve ABD'yi de yanına alarak Suriye Dostları Grubu'nu kurup İstanbul ve başka kentlerde toplantılar düzenledi. Bu toplantılara 100 ülke ve örgüt temsilcisi katılıyor ve 'Suriye'yi nasıl yıkarız' diye konuşup planlar yapıyorlardı. Dün Gazze saldırısı ile ilgili İsrail'i tehdit eden Sayın Bakan onun yerine bu 100 ülke ve örgütün temsilcilerini İstanbul'da toplayabilirdi. Hatta grubum adındaki Suriye'yi Filistin olarak değiştirebilir İsrail saldırısını hemen durdurabilirdi.
Ama yapmadı, yapamadı. Çünkü İsrail Suriye değil ve oradan bir Nusra ve IŞİD türünde ruh hastaları çıkarılamaz!
Ne diyor AKP yönetiminde Türkiye'nin hiç eleştiremediği IŞİD lideri Halife hazretleri Bağdadi'Allah bize İsrail ile değil önce kâfir Alevi ve Şiiler ile savaşın'.
Sanıyorum bu cümle herşeyi açıklıyor. Dünyanın dört bir yanından on binlerce ruh hastası cihat adına Türkiye'ye gelecek ve buradan Suriye ile Irak'a giderek Müslümanları öldürecek ama başta Türkiye olmak üzere onlarca Müslüman ülke yönetimi onlara destek vererek İsrail'e dokunmayacak.
Tıpkı şimdiye kadar dokunamadıkları gibi.
Çok gerilere gitmeye gerek yok. İsrail 28 Aralık 2008'de Gazze'ye saldırmış, 1700 kadar Filistinliyi öldürmüş ve 6 binini yaralamıştı. O zaman da herkes bugüne benzer ifadeler ile İsrail'i kınamıştı. Ama 'One minute' olayında olduğu gibi sert konuşanlar fiili tavır koymuş olsaydılar İsrail belki bugün Gazze'de olmayacaktı.
Üstelik aynı İsrail Mavi Marmara'da 9 Türk insanını bilerek ve seçerek öldürmüştü.
Herşey unutuldu. İsrail ile ilişkiler normalleşme sürecine sokuldu, ekonomik ilişkiler süper ve Kürdistan petrolü Türkiye üzerinden İsrail'e taşınıyor. Mossad başkanı ise Ankara'yı kapıkomuşu yapmış durumda.
Elbette herkes istediğini söyler ve yapar.
Ama herkesin yapmaması gereken tek şey var ve olmalı :
Filistin halkının acılarını propaganda malzemesi olarak kullanmamak.
Birileri gerçekten Filistin halkını seviyor ve acılarını içten hissediyorsa o zaman lafla değil eylem ile bir şeyler yapsın.
Alın size çok basit bir örnek.
İsrail halkı izin vermediği zaman kuşatma altındaki Gazze ya da işgal altındaki Batı Şeria'da 4 milyon kadar Filistinli yiyecek hiçbir şey bulamaz.
Peki 56 Müslüman ülke şimdiye kadar bu konuda ne yapabildi?
Palavralar ile insanları kandırıp duygularını sömürebilirsiniz ama Filistin halkının acılarına asla çare olamazsınız .
Tabi böyle bir niyetiniz varsa!!
Suriye olayları başladığında Katar, Suudi Arabistan ve AKP yönetiminde Türkiye Şam'da bulunan Hamas liderlerine ' Ne işiniz var Alevi Esad'ın yanında' diyerek oradan çıkardılar.
Bugün gelinen noktada Hamas yok edilmek isteniyor.
Oyun çok büyük ve iğrenç.
AKP yönetiminde Türkiye ise tüm bu oyunların ortasında.
Bölgedeki dostları Katar Emiri, IŞİD'in lideri Bağdadi ve Mesut Barzani.
Çok yazık.
Türkiye bunları hak etmiyor.
Türkiye ihanet içindeki Arap kral, emir, şeyh ve liderlerimin yanında olamaz, olmamalı.
1948'de İsrail devletinin kurulduğu günden bu yana bu kral, emir, şeyh ve liderler Filistin dâvâsına ihanet etmişlerdir. Filistin'i sahiplenen ve Hamas'ı Hamas yapan ülke Suriye'dir. Bugün herkes Suriye'nin üzerine çullanmış ise bunun tek nedeni Filistin'dir.
Nasıl mı?
Suriye'yi yıkmak, on binlerce yabancı ruhhastasını Suriye'de savaştırmak,Suriye'yi NATO'ya işgal ettirmek ve bunun için milyarlarca dolar harcayan Arap ülkelerinin dışişleri bakanı geçen üç yılda 19 kez toplandı. Ama bu bakanlar Gazze için bir kez toplandı ve HİÇ bir karar alamadılar.
Fotoğraf çok net.
İhanet her yerde.
İhanetin olduğu yerde İsrail istediği her şeyi her yerde yaptı, yapacaktır.
Filistin'de, Suriye'de, Irak'ta, Mısır'da, Türkiye'de...
Adamların her yerde adamları var.
İsim, boy, pos, kilo, şema, şekil ve ses tonu hiç önemli değil!
|
|