Bahreyn İslamî Milli Vefak Cemiyeti, mücadeleci alim Ayetullah Şeyh İsa Kasım Manama kentinde kıldırdığı Cuma namazı hutbelerinde Bahreyn’de devam eden barışçıl gösterilere dikkat çekerek, "Biz Bahreyn halk hareketinin barışçıl şekilde devam etmesi ve her türlü şiddet eyleminden uzak olması konusunda ısrarlıyız. Buna karşılık halk hareketinin taraftarlarının da haksız yere kanı dökülmemelidir. Hükümet de bizim bu barışçıl tepkilerimize katılmalı, ferasetli ve adil davranmalı, masum halkın kanının dökülmemesi için memurlarına engel olmalıdır. Bunu yapmasına rağmen birileri haksız yere kan döktüğü takdirde İslam’da belirlenmiş olan yollarla suçu sabit olanları da adalete teslim etmelidir." dedi.
Ayetullah İsa Kasım konuşmasında şunları söyledi: Eğer yönetim bunu yapacak olursa hiç kimsenin de bir itirazı olmayacaktır. Çünkü delil ve kanıtla haksız yere kan dökmüş olduğu ispatlanan birini hiç kimse savunamaz, onun cezalandırılması haktır. Fakat rejim haksız yere halkın kanını dökmüş olan kendi adamlarını da cezalandırmalıdır.
Bizim tüm çabamız zulümden kaçış, terörden uzaklaşmak, meşru hakların çiğnenmesini önlemek, Allah’ın dinine ve İslam mezheplerine saygısızlığı durdurmak, insanların haksız yere kanlarının dökülmesini engellemek içindir. Bizim tüm çabamız milletin güvenliğini ortadan kaldıracak tekfircilikten uzaklaşmak içindir. Tekfircilik, dinin temel ilkelerini zayıflatmakta ve korkunun hâkim olduğu güvensiz bir ortam oluşturmaktadır. Bu zihniyet tek ümmetin evlatları arasında cahiliye dönemindeki anlamsız çatışmaları tetikleyen faktörlerin başında gelmektedir. Bu düşünce, bir toprağı paylaşan ve aynı havayı teneffüs eden insanlar arasında düşmanlık çıkarır.
İsa Kasım sözlerini şöyle sürdürdü: Bahreyn meselesi bir hukuk meselesidir. Hakları gasbedilmiş insanlar var; siyasi hakları, sosyal hakları, dini hakları, kültürel hakları, geçim hakları ve diğer insani hakları hiçe sayılmış bir milletten söz ediyoruz. İşte bizim mücadelemiz bu haklarımıza kavuşmak içindir; yönetimden bir lütuf beklemiyoruz, sadece hakkımız olan ve kendimize ait olan, ancak zorla elimizden alınmış olan haklarımızı istiyoruz. Bu haklarımızı ararken de asla bir haksızlığa ve taşkınlığa tevessül etmeyiz. Barışçıl ve insani yöntemleri kullanarak haklarımızı ararız ve bunda da ısrarlıyız. Biz hiç kimsenin hakkına tecavüz etmeyi caiz görmeyiz ve biz adaletten öte bir şey istemiyoruz, fitne peşinde değiliz. Biz yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkaranlardan değiliz. Biz adaleti istiyoruz ve bunu da intikam duygusuyla değil, hakkımız olduğu için istiyoruz. Bizler kendimiz için beğenmediğimiz şeyleri başkaları için de beğenmeyen bir anlayış sahibiyiz.
Şeyh İsa Kasım sözlerinin sonunda terör konusuna değinerek şöyle konuştu: Tefrikacılık ve terör, her ikisi de yıkıcıdır, tahrip edicidir. Bu iki unsur tüm milletleri tehdit etmektedir. Eğer bir milletin arasına tefrika ve terör belası girecek olursa artık o milletin diğer milletler arasında hiçbir itibarı kalmaz. Bu iki bela ise yanlış politikalardan beslenir. Terör ve tefrika yanlış politikaların ürünüdür.diye konuştu.