İstanbul Esenyurt’ta geçtiğimiz günlerde Allahuekber Ehlibeyt Cami içindeki kütüphane yanmış, yangının kundaklamadan çıktığına dair güçlü şüpheler belirmiştir. Aradan çok geçmeden, yine aynı ilçede bulunan Muhammediye Cami’de yangın çıkmıştır. Bu her iki caminin ortak özelliği ise Caferi inancına mensup vatandaşlarımızın ibadet ettikleri yerler olmasıdır.
Kısa süre içinde çıkan yangınlar, imamın ve görgü tanıklarının anlattıkları, yaşananların tesadüfi olmadığı, sistemli saldırıların bir parçası olduğu açıkca görülmektedir. Anlaşılıyor ki; İŞİD adı altında canilerden oluşan terör örgütü Irak’ta, Suriye’de Şia inancına mensup masum insanları katlederken, uzantıları olan asalaklar da Caferi inancına mensup vatandaşlarımızı hedef almaktadırlar.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Mart ayında kullandığı “takiye, yalan, iftira, fitne ve fesatta Şia bunların eline su dökemez” ifadesinin Caferi ibadethanelerine yönelik saldırılara zemin hazırlamıştır. AKP’nin en yetkili ağzından dile getirilen bu nefret söylemi ülkemiz ve siyasetimiz için bir utanç vesikası olmaya devam etmektedir. Ortadoğu'da mezhepsel gerilimlerin, savaşların tırmandığı bir dönemde Başbakan'ın mezhepsel hassasiyetlerin sinir uçlarına dokunan bir dil kullanması vahim derecede bir basiretsizliktir.
Devlet işlerini yönetmesini beklediğimiz; ne yazık ki- halkını bölen ve bir kısmını aşağılayan bu adamdır.
“Gezi’ye katılanların %78’i Alevi” diyen de, Iğdır’daki Caferileri tehdit görerek, onları devlet güvenliği konusunda “şüpheli” konumuna yerleştirmek isteyen bir rapor hazırlatıp, Iğdır Valiliği’nin onayıyla, Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderen de bu kafadır.
Bir toplumu yönetecek kişi en öncelikli görevinin toplumsal barışı korumak olduğunun bilincinde olmalıdır. Bilmelidir ki, yönetimin siyasi meşruiyeti sandıkta olduğu gibi, ahlakî meşruiyeti de buradadır. Gerçi; IŞID terör örgütüne , “terör örgütü” diyemeyen birinden bunu beklemekte abesle iştigaldir. Cahiliye devrinde bile Haram aylarda birbirlerine saldırmayan müşriklerden beter olan bu teröristlerin kutsal ayımız Ramazan da gerçekleştirdikleri bu saldırılar gerçekten manidardır.
Başbakanın söylemlerinden cesaret alarak bu tür provakatif eylemleri gerçekleştiren IŞID uzantısı asalakları nefretle kınıyor ve Gönül kapımızın bir, kıblemizin bir olduğu Caferi kardeşlerimize geçmiş olsun diliyoruz. Bu olayların takipçisi olacağımızın da kamuoyunca bilinmesini isteriz.