Hz. Peygamber'in (saa) dilinden
İbn- i Abbas diyor ki:
Resulullah (s.a.a) ömrünün son yılında yapmış olduğu veda haccında biz de O’nunla birlikte idik. Resulullah (s.a.a) Ka’be’nin kapısının halkasını tutarak bize dönüp şöyle buyurdular:
“Ey insanlar! Ahir zâmanın alametlerini size söyleyeyim mi?”
O gün Resulullah (s.a.a)’e herkesten yakın olan Selman: “Evet ya Resulellah” diye cevap verdi.
Resulullah (s.a.a) buyurdu ki:
“Namazı zayi etmek, şehvet peşice gitmek, heva hevese uymak, zenginleri ululamak ve dini dünyaya satmak ahir zamanın alametlerindendir. O zaman müminin kalbi, gördüğü kötülüklerden ve onları önlemeğe gücünün olmadığından dolayı, tuzun suda eridiği gibi karnında erir.”
Selman: “Ya Resulellah! Böyle bir şey vaki olacak mı?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, canım elinde olan Allah’a andolsun ki, böyle bir durum vaki olacaktır. Ya Selman, o zamanda amirler zalim, vezirler fasık, başkanlar zalim, eminler ise hâin olacaklar.”
Selman: “Ya Resulellah! Böyle bir şey vuku bulacak mı?”
Resulullah (s.a.a): “Allah’a andolsun ki, evet. Ya Selman, o zaman iyi işler kötü ve kötü işler ise iyi sayılacak; hâin emin sayılacak, emin ise hıyanet edecek; yalancı doğrulanacak, doğru konuşan ise yalanlanacaktır!”
Selman: “Ya Resulellah! Bunlar gerçekleşecek mi?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a andolsun ki, bunlar gerçekleşecektir. Ya Selman! O zaman kadınlar emirlik (yöneticilik) yapacak, cariyelerle istişare edilecek, çocuklar minbere çıkacak, yalan konuşmak hoş ve güzel sayılacak, zekat vermek zarar, beyt’ul-mala ait mal ise ganimet sayılacak; evlatlar, anne ve babalarına kaba, arkadaşlarına ise iyi davranacaklar; kuyruklu yıldız doğacaktır!”
Selman: “Ya Resulellah! Böyle bir şey vuku bulacak mı?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a andolsun ki, böyle olacaktır. Ya Selman! O zamanda kadınlar ticarette kocalarıyla ortak olacaklar, yağmur gayet azalacak, cömertler cimri olacak, fakirler küçümsenecek, pazarlar birbirine yakın olacak, biri: “Bir şey satmadım” diyecek, diğeri: “Bir kâr etmedim” diyecek; herkes Allah’tan şikayet edecek.”
Selman: “Ya Resulellah! Bu gibi şeyler olacak mı?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a andolsun ki, bunlar gerçekleşecektir. O zaman halka öyle insanlar hükümet edecek ki, itiraz etmek için konuşurlarsa, öldürülürler; susarlarsa, malları yağma edilir; hakları çiğnenir, kanları dökülür, kalpleri korkuyla dolar; onları korkuya kapılmış olarak görürsün.”
Selman: “Ya Resulellah! Bunlar olacak mı?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, canım elinde olan Allah’a andolsun ki, bunlar vuku bulacaktır. Ya Selman! O zamanda doğu ve batıdan eşyalar (ve kanunlar) getirilecek, ümmetim çeşitli renklere girecek (ahlakları bozulacak), ümmetimden (dini bilgi açısından) zayıf olanların vay haline, Allah'tan taraf onların vay haline! Ne küçüğe acıyacaklar, ne büyüğe saygı gösterecekler ve ne de günahkarın suçundan geçecekler. Sözleri sövüş ve çirkin sözlerdir; cüsseleri insan cüssesi gibidir oysa kalpleri şeytanların kalpleri gibidir.”
Selman: “Ya Resulellah! Bunlar gerçekleşecek mi?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a andolsun ki, bunlar gerçekleşecektir. Ya Selman! O zamanda erkekler erkeklerle, kadınlar da kadınlarla yetinecek; evdeki kızlara kıskanıldı gibi erkek çocuklara da kıskanılacaktır; erkekler kendilerini kadınlara benzetecek, kadınlar da kendilerini erkeklere benzetecekler; kadınlar eğeri olan bineklere binecekler, ümmetimden taraf Allah’ın laneti onların üzerine olsun!”
Selman: “Ya Resulellah, bunlar vuku bulacak mı?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a andolsun ki, bunlar vuku bulacaktır. Kilise ve havraların süslendiği gibi camiler süslenecektir; Kurânlar ziynetlenecektir; minareler yükselecektir; namaz kılanların safları, kalplerin birbirlerine karşı kin duymasına ve dillerin farklı olmasıyla birlikte artıp çoğalacaktır.”
Selman: “Ya Resulellah! Bunlar vuku bulacak mı?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a andolsun ki, böyle olacaktır. (Ya Selman!) O zaman ümmetimin erkekleri altınla süslenecek, ipek elbise ve kaplanın postunu giyecekler.
Selman: “Ya Resulellah! Bunlar vaki olacak mı?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a ant olsun ki bunlar vaki olacaktır. Ya Selman! O Zaman halk arasında fâiz yaygınlaşacak, gaybet ve rüşvetle muamele yapılacak ve din bırakılıp dünya tutulacaktır.”
Selman: “Ya Resulellah! Bu durum gerçekleşecek mi?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, ruhum elinde olan Allah’a andolsun ki, böyle olacaktır. Ya Selman! O zaman talak artacak, Allah için had (şer’i ceza) uygulanmayacak ve (bu işleriyle) Allah’a bir zarar dokunduramayacaklar.”
Selman: “Ya Resulellah! Bunlar vaki olacak mı?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a andolsun ki, bunlar vaki olacaktır. Ya Selman! O zaman şarkı söyleyen kadınlar ve çalgı aletleri ortaya çıkacak ve ümmetimin kötüleri onların peşice gidecekler.”
Selman: “Ya Resulellah! Bunlar olacak mı?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a andolsun ki, bunlar olacaktır. Ya Selman! O zaman ümmetimin zenginleri gezi, orta hallileri ticaret, fakirleri ise gösteriş için hacca gidecekler. İşte o zaman bir grup insan, Kur’an’ı Allah’tan gayrisi için öğrenecekler, onunla şarkı için algılayacaklar, veled’üz-zinalar çoğalacak, Kur’an’la teğanni edilecek, dünya için birbirlerine düşman olacaklar.”
Selam: “Ya Resulullah! Bunlar gerçekleşecek mi?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, canım elinde olan Allah’a andolsun ki, böyle olacaktır. Ya Selman! O zaman ihtiram kalkacak, günah kazanılacak, kötüler iyilere musallat olacak, yalan yaygınlaşacak, inat aşikar olacak, fakirlik çoğalacak, elbiselerle övünecekler, zamansız yağmurlara uğrayacaklar, tavla, satranç, küçük davul ve çalgı aletlerini benimseyecekler; iyiliğe emretmek ve kötülükten sakındırmayı kötü sayacaklar, gerçek mümin o zamanda cariyeden daha hor ve hakir olacak, Kurân okuyanlar ve ibadet edenler birbirlerini azarlayacaklar; oysa onlar gökler aleminde ercas ve encas (çirkef ve necis) olarak çağrılmaktalar.”
Selman: “Ya Resulullah! Bunlar gerçekleşecek mi?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a andolsun ki, bunlar gerçekleşecektir. Ya Selman! O zaman zenginler fakirlikten korkacak; öyle ki fakir bir adam cemaatin arasında dolaştığında eline bir şey bırakan kimse bulunmayacaktır.”
Selman: “Ya Resulullah! Böyle bir zaman gelecek mi?”
Resulullah (s.a.a): “Evet, Allah’a andolsun ki, böyle bir zaman vuku bulacaktır. Ya Selman! O zaman ruveybize insanlar söz sahibi olacaklar.”
Selman: “Ya Resulullah, anam ve babam sana feda olsun “ruveybize” kimdir?” diye sorduğunda Resulullah buyurdular ki:
“Toplumun işleri hakkında konuşmaya liyakati olmayan (hakir ve ahmak) kimsedir. Çok geçmeksizin herkesin duyacağı bir şekilde yerden bir ses çıkacak, sonra yer içerisindeki altın ve gümüş hazinelerini dışarı çıkaracak, ama (kıyamet yaklaştığından dolayı) insana bir faydası olmayacaktır...”[1]
[1]- Bihar, c. 6, s. 306.
|
|