17-06-2014 tarihinde eklendi
Bahçeli Irak'ta yaşananları değerlendirdi
Hükemet İŞİD'e ses çıkarmamıştır

Gurup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli bölgede yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.

Bahçeli şunları söyledi: Günlerdir Irak’ta patlayan etnik ve mezhep volkanını konuşuyor, Irak Şam İslam Devleti isimli örgütün istilasını izliyoruz.

Bu komşu ülkenin 20 Mart 2003 tarihinde ABD’nin önderliğindeki koalisyon güçleri tarafından işgaliyle başlayan süreç Büyük Ortadoğu Projesi’nin ve ABD çıkarlarının öngördüğü sonuca doğru hızla ilerlemektedir.

Irak sancılı ve kanlı bir parçalanmayla karşı karşıyadır.

Irak barış ve istikrarını tümüyle kaybetmenin sınır hattındadır.

Ve Irak kardeşin kardeşe ölüm yağdırdığı, kardeşin kardeşe silah çektiği cehennem vadisine hapsolmuştur.

IŞİD örgütü; Milattan Sonra 4. Yüzyıl’dan itibaren Avrupa’yı akın akın istila eden Barbar Kavimlerden öz itibariyle farksızdır.

Bu defa da komşu coğrafyalar selefi ve vehhabi gelenekten gelen, El Kaide’nin kuluçkasından çıkan radikal ve acımasız bir terör örgütünün saldırılarına sahne olmaktadır.

5 ile 10 bin arası militanı bulunan IŞİD, Irak’ı yakıp yıkmakta, ezip geçmektedir.

Musul, Tikrit, Anbar, Telafer ve Felluce IŞİD kontrolüne geçmiştir.

Musul’dan başlayarak Bağdat’a uzanan 150 km’lik bölgeyi bu terör örgütü ele geçirmiştir.

IŞİD’in Suriye’nin doğusunda, Irak sınırına mücavir bölgelerden sonra, Musul ve güney kısmını ele geçirmesiyle, işgali altında bulunan Suriye ve Irak toprakları birbirine eklemlenmiştir.

IŞİD teröristleri, Suriye’nin Rakka vilayetinden Bağdat’a uzanan ve içine Sünni coğrafyayı alan bir hat üzerinde devletleşmenin, devlet kurmanın niyetindedir.

Bu durum şüphesiz uluslararası hukuka ağır bir darbe, bölgesel dinamiklere, Irak’ın egemenlik haklarına kesif bir saldırıdır.

Eli silahlı IŞİD örgütünün mezhepçi bir motivasyonla hareket ederek Irak topraklarına ve insan unsuruna ilişmesi en hafif deyimle canilik ve eşkıyalığın mevzi kazanmasıdır.

Sınırlarımızın hemen dibinde konuşlanan, Suriye’deki boşluktan ve otorite eksikliğinden azami ölçüde yararlanan, emperyal güçlerin gölge ve himayesinde varlığını tahkim eden IŞİD, şimdi Ortadoğu’nun yeni bir baş belasıdır.

Bir ara Esad muhalifliğine soyunan IŞİD’e yardım ve yataklık yapanlar, imkan ve kolaylık sunanlar bugünlerde dökülen kanlardan, alınan canlardan doğal olarak bir numaralı sorumludur.

IŞİD’i besleyip palazlandıran, yedip içiren, giydirip silahlandıran yerel ve küresel odaklar Ortadoğu’nun ölüm coğrafyası haline dönüşmesini projelendiren zalimlerden başkası değildir.

Maalesef ki, AKP de bu işin içindedir ve IŞİD canavarını azdıran, kışkırtan karanlık elin, kapkara emelin küflü bir halkasıdır.

2011 yılında Suriye’yi saran iç savaş, IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin yeşerip zemin bulduğu uygun bir iklim yaratmıştır.

AKP’nin sırf Esad düşmanlığına bağlanan Suriye politikası sınırlarımızın radikal ve vahşi unsurlarla dolup taşmasına neden olmuştur.

Halihazırda, Türkiye ile Suriye sınırındaki iki geçiş kapısı IŞİD’in kontrolündedir.

Değişik ülkelerden kopup Suriye’de çatışmaya sürüklenen, işsiz, yarınsız ve vicdansız yığınlar en başta El Kaide, El Nusra ve IŞİD gibi terör çetelerini diri ve zinde tutmuştur.

AKP’nin zamanla ve Batı’nın bastırmasıyla bu terör gruplarıyla arasına belli belirsiz mesafe koyması bir türlü somut ve kalıcı sonuçlar doğurmamıştır.

Fikren, ruhen ve siyaseten iflas eden ve stratejik sığlığın mimarı olan Dışişleri Bakanı’nın bu yılın Şubat ayında, katıldığı bir televizyon programında Suriye’yi kast ederek; “IŞİD denilen suç yapılanması doğrudan rejimle birlikte çalışan yapılanma” sözleri ise gecikmiş bir pişmanlık itirafının eseri olarak yorumlanmalıdır.

IŞİD militanlarının Suriye’deki hangi hapishaneden ve ne zaman bırakıldığına kadar bilgi sahibi olmakla övünen bu hükümet üyesinin, muhtemel riskleri öngörememesi, tehlikeleri fark edememesi içine düştüğü stratejik çaresizliğin hazin bir neticesidir.

AKP’nin düne kadar biberonla beslediği IŞİD, ayakları üstünde durduktan sonra sahibine dirsek vurmuş, kendi ikbal ve geleceği açısından yeni efendilerinin eteğinden tutmuştur.

Ve pek tabiidir ki, IŞİD, BOP’un kanlı bir tetikçisi, ölüm ve ceset üzerine plan yapan vicdansız ve kiralık bir örgütüdür.

Dışişleri Bakanı, her ne kadar IŞİD’i Esad hesabına çalışan suç oluşumu olarak tanımlasa da, bazı emareler, bazı bağlantılar, bazı deliller AKP’nin hala vahşi örgütlerle aynı potada olduğunu işaret etmektedir.

Şöyle ki;

11 Haziran 2014 günü sabah saatlerinde, Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu IŞİD militanları tarafından kuşatılmış, aralarında bebek ve kadınların da bulunduğu 49 kişi rehin alınmıştır.

Bu esnada hiçbir çatışma yaşanmamıştır. Bu durum bizce manidardır.

Konsolosluğun emniyetini sağlayan özel hareket unsurları tek kurşun dahi atmamıştır.

Anlaşıldığı kadarıyla, AKP’den Musul’a giden emir de bu yöndedir.

Burada üzerinde durmamız gereken önemli bir konu vardır.

Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu, yurt dışındaki diplomatik misyonlarımızdan birisidir.

‘18 Nisan 1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’ne göre, Konsolosluğumuzun dokunulmazlığı vardır ve bu kesindir.

Kaldı ki, Uluslararası Hukuka göre, Konsolosluğumuzun bulunduğu alan Türkiye topraklarıdır.

Yani IŞİD, aynı zamanda Türkiye’ye saldırmıştır.

Yani IŞİD, vatan topraklarına kast etmiştir.

Bunun yanında Türk Bayrağı’nı alçakça indirmiştir.

Sayın Başbakan, soruyorum sana, bunlar senin için bir anlam ifade ediyor mu?

Bayrak inmiş, vatan işgal edilmiş, insanımız rehin düşmüş; bunlar sana bir şeyi çağrıştırıyor mu?

Sayın Erdoğan sana diyorum, sana sesleniyorum; iradeni kime ipotek ettirdin, vicdanını kime devrettin, siyasetini kimlere peşkeş çektin?

Musul düşerken, Türkmenlerin kanı sel gibi akarken sen para mı sayıyordun, para mı sıfırlıyordun, evladının bir türlü anlamadığı lisanla rüşveti mi gizliyordun?

Hayret ediyoruz ki, Dünya’yı kurtarma tantanası altında villayı parayla, cebini haramla dolduran aslan parçası Recep Tayyip Erdoğan’dan IŞİD’e en ufak bir tepki gelmemiş, haysiyetli bir itiraz yükselmemiştir.

Başbakan, Obama’dan medet beklemiş, fakat yüz bulamayınca Irak dosyası koltuğunda dolaşan Başkan Yardımcısından telefon trafiğiyle icazet ummuştur.

http://caferider.com.tr/bahceli-irak-ta-yasananlari-degerlendirdi_h11822.html