8'i Türk, biri Yunan, biri Alman 10 kişiyi öldürmek, çok sayıda bankayı soymak ve bombalı saldırı düzenlemekle suçlanan aşırı sağcı NSU örgütüne yönelik davada 116 duruşma geride kaldı. Peki davada hangi aşamaya gelindi?
Aşırı sağcı terör hücresi NSU'ya yönelik dün Münih Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde yapılan 116. duruşmada, NSU hücresinin 4 Kasım 2011 tarihinde Eisenach'taki banka soygununa dair bir tanık dinlendi. NSU üçlüsünün Zschäpe dışındaki üyeleri Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt bu banka soygunun ardından intihar etmişti. Duruşmada banka soygunuyla ilgili tanığın yanı sıra Beate Zschäpe ile aynı davada NSU terör hücresine yardım ve yataklık yapmak suçundan yargılanan sanık Andre E.'nin Zschäpe ile yaptığı telefon görüşmelerini inceleyen polisler de dinlendi.
Dava ağır ilerliyor
Bir yılı aşkın bir süredir Münih'te görülen NSU davası ağır aksak ilerliyor. Bunda sanık avukatlarının dava sürecinin uzamasına neden olan dilekçeleri kadar, bazı tanıkların hastalık ya da iş durumu nedeniyle duruşmalara belirlenen tarihlerde katılamamasının da etkisi büyük.
Davanın ana sanığı Beate Zschäpe 116 duruşmadır suskunluğunu koruyor, kameralara sırtını çeviyor ve sürekli kendi avukatlarıyla sohbet ediyor. Ne anne gibi sevdiği Uwe Böhnhardt'ın annesi Brigitte Bönhardt'ın ifadesi sırasında, ne de kurbanlardan İsmail Yozgat'ın babasının gözyaşları içindeki açıklamalarına tepki verdi.
Ana sanık Zschäpe susuyor
İddianamede Zschäpe 10 kişinin ölümünün yanı sıra iki bombalı saldırı, 14 banka soygunu ve kundaklama sonucu 89 yaşındaki yatalak komşusunun hayatını tehlikeye atmakla suçlanıyor.
Zshäpe'nin yanı sıra sanık sandalyesinde NSU'ya yardım ve yataklıkla suçlanan dört sanık daha oturuyor. Nasyonal Demokrat Parti (NPD) eski üyelerinden Ralf Wohlleben, Carsten S, Holger G. ve Andre E.
Davada neler aydınlandı?
Kurban yakınları ise 50'den fazla avukat tarafından temsil ediliyor. Peki davanın gidişatı hakkında ne düşünüyorlar? Nürnberg'de 2005 yılında öldürülen İsmail Yaşar'ın ailesinin avukatı olan Aziz Sarıyar, aksaklıklara rağmen 116 duruşmada cinayetlere dair önemli gelişmelerin aydınlatıldığını da söylüyor:
"En önemlisi bayan Zschäpe'nin bu cinayetlerde suç ortağı olup olmadığı sorusuydu. Cinayetlerde suç ortağı olduğunu kanıtladığımızı düşünüyorum. Tabi bu konu hukukçular arasında tartışılabilecek, yorum yapılabilecek bir konu. Bazılarına göre suç ortağı, bazılarına göre ise destekçi. Sonuçta verilecek cezada bu büyük bir farka neden olur. Kendisi bence suç ortağı sırf cinayetlerde değil, yaşadıkları evi kundakladığı için yaşlı bir bayanın hayatını tehlikeye attığı da kanıtlandı."
Mağdurların avukatları ne düşünüyor?
NSU'nun yaptığı iddia edilen, 9 Haziran 2004 tarihinde Köln Mülheim'deki Türk dükkanlarıyla ünlü Keup Caddesi'ne düzenlenen çivili bombalı saldırının mağdurlarından Uğur Yiğitbaş'ın avukatı Mustafa Kaplan ise ağır ilerlemesine rağmen davanın gidişatından memnun olduğunu söylüyor ve bunun nedenini şöyle açıklıyor:
Mustafa Kaplan
"Sonuçta Beate Zshäpe hakkında olsun, Ralf Wohlleben hakkında olsun. Bunların isimleri önemli benim için. Onların hakkında önemli ipuçları yakaladık, şahitleri dinlerken. Ben ikisinin de ceza alacağına eminim. Üstelik yüksek bir ceza alacaklarına eminim. Bu açıdan davanın gidişatından memnunum."
Anayasayı Koruma Teşkilatları'nın ihmâlleri
Mustafa Kaplan, NSU cinayetlerinin aydınlatılmasında ve neonazi üçlüsünün yakalanmasında Alman iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı ve emniyetin ciddi ihmâllerinin olduğunu hatırlattı. Bir yıllık dava sürecinde bunun birçok örneğine tanık olduklarını 500 sayfalık bir iddianame ve 280 bin sayfalık dosyanın söz konusu olduğunu hatırlatan Kaplan, istihbarat teşkilatının hatalarının üzerine gidilmesi halinde bu davanın 4, 5 yıl süreceğini, davanın uzamasının da en çok sanıkların yararına olacağını vurguluyor.
NSU korundu mu?
Avukat Aziz Sarıyar ise Anayasayı Koruma Teşkilatı ve emniyetin ihmâllerinin dava sürecinde, 'Peki NSU korundu mu?' sorusunu akla getirdiğini söylüyor.
Sarıyar, "Anayasayı Koruma teşkilatlarının, polis teşkilatının eksikleri, hataları olduğu apaçık ortaya çıktı. Hepsi çıkmadı belki, hepsini kanıtlayamacağız belki ama hata var. Burada önemli olan bu eksikler ve hataların kasten bir destek olarak mı yapıldığı yoksa sırf bir gözyumma mı olduğu. Yani belki bazı olayların, bazı delillerin, göze çarpması gereken unsurların dikkate alınmaması mı söz konusu. Bunu tartışabiliriz. Benim görüşüm, bazı kişiler buna göz yumdu, bazı kişiler görmezden gelmek istedi ve şimdi de bunu örtbas etmeye çalışıyorlar. Öyle bir durumun olmadığını herşeyin doğru dürüst yapıldığını, bunların kasten yapılmadığını göstermeye çalışıyorlar. Ve maalesef bunların hepsini aydınlatamayacağız" diyor.
Dava ne zaman bitecek?
NSU davası başladığında en az iki yıl süreceğinden yola çıkılıyordu. Avukatlar gidişatın da bunu doğruladığını söylüyor. Avukat Mustafa Kaplan, "Benim tahminime göre dava bu yıl bitmeyecektir. Dava bütün şahitleri gözönünde buldurduğumuzda önümüzdeki yıl mayıs, haziran gibi tamamlanacaktır" diye konuşuyor.