16-05-2014 tarihinde eklendi
İslam perspektifinden Kalp




 Hz. Emir’ül-Müminin (a.s): “Bilin ki hiç şüphesiz, Allah Subhanehu ve Tealâ kalplerin içinden ancak hikmeti daha çok içine alanını, insanların da ancak hakkı daha çabuk icabet (kabul) edenini methetmiştir.”[1]

Yine şöyle buyurmuştur: “Şu kalpler kaplar gibidir; en iyisi en kapsayıcı olanıdır.”[2]


Allah’ın en çok sevdiği kalpler?

Resul-i Ekrem (s.a.a): “Yeryüzünde Allah’ın kapları vardır ki bu kapların Allah’a en sevimli olanı; berrak, yumuşak ve sağlam olanıdır; bu da kalplerde olur. Yumuşak olan kalp, kardeşlere yumuşak olandır. Sağlam olan kalp, kişinin hakkı söyleyip Allah yolunda hiçbir kınayanın kınamasından korkmayandır. Berrak ve temiz olanı ise, günahlardan temiz olandır.”[4]

 
 Allah hangi kalplere nazar eder?

 Resul-i Ekrem (s.a.a): “Hiç şüphesiz Allah Tebareke ve Tealâ sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz; ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.”[5]

Hz. Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Kulların temiz kalpleri, Allah Subhanehu ve Tealâ’nın nazar ettiği yerlerdir. Kimin kalbi temiz olursa, Allah o kalbe (lütuf gözüyle) bakar.”[6]

 

Sağlam ve selâmetli kalp hangi kalptir?

Resul-i Ekrem’e (s.a.a) selâmetli kalp sorulunca şöyle buyurdu: “Şüphesiz ve nefsanî heveslere dayanmayan bir din, riya ve gösterişsiz bir amel.”[7]

 
 Kalpler nasıl selâmete kavuşur?


 Hz. Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Kalbin ancak o zaman selâmete kavuşur ki, kendin için sevdiğini müminler için de sevesin.”[8]

 Allah'ın kula hayır dilemesi 

 Resul-i Ekrem (s.a.a): “Her kulun bir yüzünde iki gözü vardır ki onlarla dünyevî olan şeyleri görür. Bir de kalbinde iki gözü vardır ki onlarla uhrevî (manevî) olan şeyleri görür. Eğer Allah bir kula hayrı dilerse, kalbinde olan gözlerini açar; onlarla o kuluna gayben vaat ettiği şeyleri görür. O zaman gaybî olan şeyle (kalp gözleriyle), gaybî olan şeye iman eder.”[9]

 Allah bir kulu severse ne olur?

Hz. Emir’ül-Müminin ali (a.s): “Allah bir kulu severse, ona selâmetli bir kalp ve oturaklı bir ahlâk nasip eder.”[10]

 Kalplerin kilitlenmesi nasıl olur?

İmam Cafer Sadık (a.s): “Hiç şüphesiz senin bir kalbin ve (bu kalbin) kulakları vardır. Ve Allah bir kulu hidayet etmek isterse, kalbinin kulaklarını açar. Ama hidayetini istemezse, kalbinin kulaklarını mühürler; artık asla ıslâh olmaz. Allah (Azze ve Celle), ‘Yoksa kilitlenmiş kalpleri mi vardır?’ ayetinde de bunu buyurmak istiyor.”[11] (Tabi Allah-u Tealâ’nın isteyip istememesi de insanda hidayeti kabul etmek için kabiliyet ve müsait zeminin olup olmamasına bağlıdır.)

Bir müminin kalbinde sevgimizin olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?

 İmam Muhammed Bâkır (a.s): “(Mümin) kardeşinin kalbinde (sana karşı) sevgi olup olmadığını öğrenmek istiyorsan, kendi kalbinde ona karşı (beslediğin hislerden) anla.”[12]

Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Kim başkalarının gizli ayıplarını öğrenmeye çalışırsa, Allah onu kalplerin sevgisinden mahrum bırakır.”[13]

  Kalpleri nelerden temizlemeliyiz?

 Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Kalplerinizi günah pisliklerinden temizleyin ki haseneleriniz (iyi amerler) çoğalsın.”[14]

Yine şöyle buyurmuştur: “Kalbinizi kinden temizleyin; zira kin, (insanı kötülüklere) susatan bir hastalıktır.”[15]

  Kalbin genişlemesi nasıl olur?

Allah Resulü (s.a.a), “Allah, kimin kalbini genişletirse, o, Rabbinden bir nur üzeredir.” ayetinin tefsirinde şöyle buyurmuştur: “Nur, kalbe yerleştiğinde, o kalp açılır genişler.” Bazıları, “Ya Resulallah, bunun bir alâmet ve nişanesi yok mu?” diye sorunca, “Evet.” buyurdu. “O alâmetler şunlardır: Gurur evinden (dünyadan) uzaklaşmak ve ebediyet yurduna yönelmek, ölüm zamanı gelip çatmadan ölüme hazırlanmak. O hâlde kim bu dünyada zahit olursa, (dünyevî) arzuları kısalır ve dünyayı ehline bırakır.”[16]

 Kalp nasıl mühürlenir?

Resul-i Ekrem (s.a.a): “Tamah (dünya hırsı) ehli olmaktan sakının; zira tamah kalbe şiddetli ihtirası bulaştırır ve kalpleri dünya sevgisi mührüyle damgalar. (İnsan hidayet ve ıslâh kabiliyetini kaybeder.)”[17]

  Perdelenmiş kalpler hangileridir?

 İmam Musa Kâzım (a.s): “Allah-u Tealâ Hz. Davud’a şöyle vahyetti: Ey Davud, ashabını nefsanî şehvet ve arzuları sevmekten sakındır ve korkut. Zira hiç şüphesiz kalpleri dünya şehvetlerine bağlanmış kimselerin kalpleri bana karşı perdelenmiştir (ilâhî tecellilere kapanmıştır).”[18]

 Kalplerin de bedenler gibi cezası var mıdır?

İmam Muhammed Bâkır (a.s): “Allah’ın hem kalplerde, hem de bedenlerde cezaları vardır: Geçim darlığı ve ibadette gevşeklik (bunlardandır; ancak) kul, kalbin taşlaşmasından daha büyük bir cezaya çarptırılmamıştır.”[19]

 Gözyaşlarını kurutan nedir?

Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Göz yaşları ancak kalplerin katılaşmasından kurur. Kalplerin katılaşması ise, ancak günahların çokluğundan kaynaklanır.”[20]

  Kalpleri katılaştıran sebepler nelerdir?

Resul-i Ekrem (s.a.a): “Üç şey kalbi katılaştırır: Boş ve (nefsanî eğilimlerini okşayan) şeyleri dinlemek (haram müzik ve film gibi), (zevk için ve ihtiyacı olmadığı hâlde) ava çıkmak, sultanın (güç sahiplerinin) kapılarında dolaşmak (onların dünyalarından nasiplenmek için sürekli onlarla haşir neşir olmak).”[21]

Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Mal ve servetin çokluğu dini bozar, kalpleri katılaştırır.”[22]

Yine şöyle buyurmuştur: “Cimri kimsenin yüzüne bakmak, insanın kalbini katılaştırır.”[23]

  Kalpleri hastalandıran şeyler nelerdir?

 Resul-i Ekrem (s.a.a): “Cedelleşmeden ve (mümin kimselere karşı) husumet ve düşmanlık beslemekten kaçının. Zira bu ikisi (mümin) kardeşlere karşı kalpleri hastalıklı hâle getirir ve münafıklığa yol açar.”[24]

 Kalplerdeki hastalıkların ilâcı nedir?

Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Hiç şüphesiz Allah’tan sakınmak ve takva ehli olmak, kalplerinizin hastalığının devası, gönüllerinizin körlüğünün basireti, bedenlerinizin hastalığının şifası, göğüslerinizin bozulmasının ıslâhı, nefislerinizdeki pisliğin temizliği ve gözlerin pasının cilâsıdır.”[25]

  Kalp nasıl ölür?

Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Kim (dünyevî) bir şeye aşık olursa, o şey onun gözünü karartır ve kalbini hastalandırır; o zaman da sağlıksız bir gözle bakar, sağlıksız bir kulakla duyar; (nefsanî) arzular aklını başından alır ve dünya kalbini öldürür.”[26]

  Kalbi öldüren diğer sebepler nelerdir?

Resul-i Ekrem (s.a.a): “Dört şey kalbi öldürür: Günah üzerine günah yapmak (günah yapmakta ısrarcı davranmak) Kadınlarla çok münakaşa etmek. Ahmak kimseyle tartışmak; sen söylersin o söyler ve bir türlü hayra dönmez. Ölülerle oturup kalkmak.” “Ya Resulallah, ölüler nedir?” diye sorulunca, şöyle buyurdu:”Her azgın, şımarık zengindir.”[27]

Yine şöyle buyurmuştur: “Çok gülmekten sakın; zira bu, kalbi öldürür.”[28]

  Kalbi dirilten şeyler nelerdir?

 Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Düşünmeyi terk etmeyin, zira bu basiretli kalbin dirilişi ve hikmet kapılarının anahtarıdır.”[29]

Yine şöyle buyurmuştur: “Fazilet sahipleriyle arkadaşlık yapmak, kalplerin dirilişidir.”[30]

  Kalpleri yumuşatan şeyler nelerdir?

Resul-i Ekrem (s.a.a): “Kalplerinizi yumuşaklığa alıştırın, çok tefekkür edin ve Allah’ın korkusundan çok ağlayın.”[31]

Adamın birisi bir gün Resulullah’a gelerek kalbinin katılaşmasını şikâyet etti. Allah Resulü (s.a.a) ona şöyle buyurdu: “Kalbinin yumuşamasını istiyorsan, fakire yemek ver ve yetimin başına elini sür (ona merhamet ve şefkat göster).”[32]

İmam Muhammed Bâkır (a.s): “Halvet (gizli) yerlerde çok zikrederek kalbi yumuşatmaya çalış.”[33]

  Kalplerin cilâsı nedir?

 Resul-i Ekrem (s.a.a): “Demir suya temas ettiğinde paslandığı gibi şu kalpler de paslanır.” “O hâlde cilâsı nedir?” diye sorulunca, şöyle buyurdu: “Ölümü çok hatırlamak ve Kur’ân okumak.”[34]

Yine şöyle buyurmuştur: “Bu kalplerin cilâsı Allah’ın zikri ve Kur’ân okumaktır.”[35]

İmam Cafer Sadık (a.s): “Hiç şüphesiz bakır paslandığı gibi kalpler de paslanır; o hâlde onu istiğfar ile parlatın.”[36]

  Kalpler kaç kısımdır?

 Resul-i Ekrem (s.a.a): “Kalpler dört kısımdır: İçinde iman olup da Kur’ân olmayan. İçinde hem iman olan, hem de Kur’ân. İçinde Kur’ân olup da iman olmayan. İçinde ne Kur’ân olan, ne de iman. Birinci kısım hurmaya benzer; tadı güzeldir, ama kokusu yoktur. İkincisi miske torbasına benzer; ağzını açsan da kokar, kapatsan da. Üçüncüsü, çöğen (bir tür bitki) gibidir; kokusu güzeldir, ama tadı pistir. Dördüncüsü Ebu Cehil karpuzu gibidir; hem tadı kötüdür, hem de kokusu.”[37]

  Müminin gücü bedeninde midir, kalbinde mi?

İmam Cafer Sadık (a.s): “Hiç şüphesiz müminin gücü kalbindedir. Görmez misiniz o (mümin), bedeni zayıf ve cismi nahif olduğu hâlde geceleri ibadetle ve gündüzleri oruçla geçirir!”[38]

Yine şöyle buyurmuştur: “Dağları yerinden oynatmak, (mümin) bir kalbi yerinden oynatmaktan daha kolaydır.”[39]

Yine buyurmuştur: “Mümin dağdan daha sağlamdır. Zira dağlar (çeşitli hadisler sonucunda) hacmi küçülür (dağılır); ama müminin imanından (hangi hadiseyle karşılaşırsa karşılaşsın) bir şey eksilmez.”[40]

 Müminin kalbî özellikleri nelerdir?

Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Mümin zeki ve akıllı olur. Sevinci yüzünde ve hüznü kalbinde olur. (Hakikatleri kapsama ve zorluklar karşısında tahammül açısından) en geniş göğse ve (nefsini hor görme ve müminlere tevazu gösterme açısından da) en zelil nefse sahip olur.”[41]

 Nefsi bozan ve fesada uğratan şey nedir?

Cevap: İmam Cafer Sadık (a.s): “Kalbi hata ve günahlardan daha çok bozan bir şey yoktur. Hiç şüphesiz kalp (günah işlendiğinde) günahla uğraşıp durur ve (terk edilmediği ve devam edildiği takdirde) kalbe galebe eder; o zamanda kalbin üstünü altına çevirir.”[42]

 Kalp ne zaman körelir ?

 İmam Cafer Sadık (a.s): “İçinde şirk veya şüphe bulunan kalp sakıttır.”[43]

 Kalbi ıslâh eden ve güçlendiren nedir?

 İmam Cafer Sadık (a.s): “Ölümü hatırlamak, nefsanî şehvetleri (arzuları) öldürür, gafletin köklerini kurutur, Allah-u Tealâ’nın verdiği vaatleri (insana hatırlatarak) kalbi güçlendirir, mizacı yumuşatır, hevâ ve heves nişanelerini kırar, ihtiras ve tamah ateşini söndürür ve dünyayı (insanın gözünde) küçültür-değersizleştirir.”[44]

  Kalbin dünya sevgisine bağlanmasının zararları nelerdir?

Cevap: İmam Cafer Sadık (a.s): “Kimin kalbi dünya sevgisine bağlanırsa, üç zarara uğraması kaçınılmaz olur: Tükenmeyen bir üzüntü, ulaşılmaz bir arzu ve elde edilmez bir ümit.”[45]

 Ahmağın kalbi ile hikmet sahibinin kalbi arasındaki fark nedir?

İmam Hasan Askerî (a.s): “Ahmağın kalbi ağzındadır (düşünmeden konuşur). Ama hikmet sahibinin dili kalbindedir (önce düşünür, sonra uygun olursa konuşur).”[47]

  Kalpte şehvet tohumunu eken şey nedir?

 İmam Cafer Sadık (a.s): “(Namahreme ) bakmaktan sakının; zira bu kalplere şehvet (tohumunu) eker ve sahibine fitne ve fesat olarak yeter. Ne mutlu gözünü kalbinde saklayan ve kalbini gözünün önüne koymayan kimseye!”[48]

 Gafil olmayan ve uyanık bir kalbe nasıl sahip olunur?

İmam Cafer Sadık (a.s): “Kim kalbini gafletten, nefsini şehvetten (nefsanî arzulardan) ve aklını cehaletten korursa, uyanıkların divanına yazılır (gafillerin değil).”[49]

 Kalbi rahatlatmanın yolu nedir?

 İmam Musa Kâzım (a.s): “Kim malsız-mülksüz bir zenginlik istiyor, kalbinin hasetten rahatlamasını arzuluyor ve dininin selâmette kalmasını diliyorsa, yalvararak Allah’tan aklının kamilleşmesini istesin. Zira akleden kimse, kendisine yetene kanaat eder ve kim kendisine yeten şeye kanaat ederse, başkalarına muhtaç olmaz. Ama kim kendine yetene kanaat etmezse, hiçbir zaman muhtaçlıktan kurtulamaz.”[50]

 Kalbi dağınıklıktan kurtarmanın, yumuşatmanın ve nurlandırmanın yolu nedir?

İmam Muhammed Bâkır (a.s): “Beden rahatlığını, kalbini dağınıklıktan kurtarmakla sağlamaya çalış; kalbin dağınıklığını, günah ve hataları azaltarak gider. Halvet yerlerde Allah’ı çokça anarak kalbini yumuşat. Hüzün hâlinin devamıyla kalbini nurlandır.” (Maksat dünyevî şeylere değil, Allah ve dostlarından ayrı kalmanın, ona lâyıkıyla kulluk edememenin, yapılan günah ve hataların hüznü vs. gibi manevî kaygı ve hüzünlerdir.)[51]

 Kalbimiz bazen şevkli, bazen ise hâlsiz-şevksiz oluyor; her iki durumda da ne yapmalıyız?

 İmam Musa Kâzım (a.s): “Kalpler bazen ikbal hâlinde (istekli) olur, bazen idbar (şevksiz ve küskün); bazen şevkli, bazen tembel. İkbal hâlinde olduğunda basiret ve idrak sahibi olur. Şevksiz ve küskün olduğunda ise âciz ve tembel. İkbal ve şevk hâlinde olduğunda, onda (iyi ameller için) yararlanın; hâlsiz ve küskün olduğunda ise onu kendi hâline bırakın (zorlamayın).”[52]

 Kalbimizi hastalık ve afetlerden nasıl koruyabiliriz?

Resul-i Ekrem (s.a.a): “Şüphesiz mümin, bir günah işlediğinde, kalbinde siyah bir nokta meydana gelir. Eğer tövbe edip günahtan el çeker ve mağfiret dilerse, kalbi o siyah noktadan temizlenir; ama günahı çoğaltırsa, o siyah noktalar da çoğalır. Allah-u Tealâ da kitabında aynı şeyi beyan etmektedir: ‘Asla, hayır; onların kazanmakta oldukları (kötü ameller-günahlar), onların kalplerini paslandırmış-kirlendirmiştir.’”[53]

İmam Cafer Sadık (a.s): “(İşlerin) akıbetini düşünmek, kalbe (iyilikleri) aşılar.”[54]

 Kalplerimiz ne zaman sükûnet ve itminana kavuşur ve hikmetin kapları hâline gelir?

 Emir’ül-Müminin Ali (a.s): “Allah’ı zikretmek (onu unutmamak), göğüslerin cilâsı ve kalbin sükûnet ve itminan vesilesidir.”[55]

Hz. İsa (a.s): “Eğer kalpleri şehvetler (nefsanî arzular) ahmaklaştırmazsa veya tamah ve dünya hırsı onları pislemezse yahut nimetler onları katılaştırmazsa, (böyle kalpler) hikmet kapları hâline gelir.”[56]

 DİP NOTLAR

[1]- Mizân’ül-Hikme, c.8, s.220.

[2]- Sefinet’ül-Bihâr, c.6, s.358.

[3]- Bihâr’ül-Envâr, c.70, s.55.

[4]- Bihâr’ül-Envâr, c.7,s.60.

[5]- Bihâr’ül-Envâr, c.77, s.88.

[6]- Hikmet-i İlahî, s.384.

[7]- Müstedrek’ül-Vesâil, c.1, s.12.

[8]- Bihâr’ül-Envâr, c.78, s.8.

[9]- Kenz’ül-Ummâl, Hadis: 3043.

[10]- Gurer’ül-Hikem, Hadis: 4112.

[11]- Bihâr’ül-Envâr, c.5, s.203.

[12]- Tuhef’ul-Ukûl (Arapça Metin), s.304.

[13]- Gurer’ül-Hikem, Hadis: 683.

[14]- Gurer’ül-Hikem, Hadis: 6021.

[15]- Gurer’ül-Hikem, Hadis: 6017.

[16]- Bihâr’ül-Envâr, c.77, s.93.

[17]- Bihâr’ül-Envâr, c.77, s.182.

[18]- Bihâr’ül-Envâr, c.78, s.313.

[19]- Bihâr’ül-Envâr, c.78, s.164.

[20]- Bihâr’ül-Envâr, c.70, s.55.

[21]- Bihâr’ül-Envâr, c.75, s.370.

[22]- Müstedrek’ül-Vesâil, c.2, s.341.

[23]- Bihâr’ül-Envâr, c.78, s.53.

[24]- Bihâr’ül-Envâr, c.73, s.399.

[25]- Nehc’ül-Belâğa, Hutbe: 198.

[26]- Nehc’ül-Belâğa, Hutbe: 109.

[27]- Bihâr’ül-Envâr, c. 73, s. 349

[28]- Bihâr’ül-Envâr, c. 77, s. 59

[29]- Bihâr’ül-Envâr, c. 78, s. 115

[30]- A’lam’üd-Din s.297

[31]- Bihâr’ül-Envâr, c. 83, s. 351

[32]- Mişkat’ül-Envar, s.167

[33]- Bihâr’ül-Envâr, c. 78,s.164

[34]- Kenz’ül-Ummal, Hadis: 42130

[35]- Tenbih’ül-Havâtir, c. 2, s. 122

[36]- Uddet’üd-Dâi, s.249

[37]- En-Nevâdir (Râvendî), s.4.

[38]- Men Lâ Yahzuruh’ul-Fakîh, c.3, s.365.

[39]- Bihâr’ül-Envâr, c. 78,s.24.

[40]- el-Kâfî, c.2, s.241.

[41]- el-Kâfî, c.3, s.343.

[42]- el-Kâfî, c.3, s.397.

[43]- Vesâil’üş-Şia, c.1, s.44.

[44]- Bihâr’ül-Envâr, c.6, s.133.

[45]- Tuhef’ul-Ukul (Arapça Metin), s.386.

[46]- Tuhef’ul-Ukûl (Arapça Metin), s.391.

[47]- Tuhef’ul-Ukûl (Arapça Metin), s.519.

[48]- Bihâr’ül-Envâr, c.78, s.84.

[49]- Tuhef’ul-Ukûl (Arapça Metin), s.408.

[50]- Tuhef’ul-Ukûl (Arapça Metin), s.408.

[51]- Tuhef’ul-Ukûl (Arapça Metin), s.293.

[52]- Bihâr’ül-Envâr, c.78, s.354.

[53]- Nûr’üs-Sekaleyn Tefsiri, c.5, s.532. / Mutaffifîn Suresi, ayet: 14.

[54]- Bihâr’ül-Envâr, c.78, s.197.

[55]- Gurer’ül-Hikem

[56]- Bihâr’ül-Envâr, c.14, s.327.

http://caferider.com.tr/islam-perspektifinden-kalp_h11677.html