1979 yılından beri çeşitli gazeteler için Orta Doğu muhabirliği yapan ve bu alanda birçok kitabı bulunan İrlandalı gazeteci Patrick Cockburn son dönemdeki haber ve analizlerinde Suriye'deki iç savaşa yoğunlaşmış durumda.
İngiliz Independent gazetesinde yazan Cockburn hem Türkiye'nin hem de İngiltere dahil bazı Batılı ülkelerin Suriye politikalarına sert eleştiriler getiriyor.
Cockburn'e göre Türkiye'nin Suriye konusunda Devlet Başkanı Beşar Esad'ın düşmesini umut etmek dışında "hiçbir politikası bulunmuyor":
"Türkiye Suriye'ye dair, Esad hükümetinin düşmesini ummak dışında gerçekten bir politikaya sahip gibi görünmüyor. Eğer Suriye'de asıl amaç yönetimi devirmek idiyse bunda başarısız oldu. Suriye 15 eyalet kenti var. Bunlardan 14'ü Esad yönetiminin elinde. Türkiye'nin amacı ne idiyse buna ulaşamadı. Türkiye'nin son iki, üç yıl içinde Suriye ve Irak'a dair hiçbir politikası başarılı olmadı."
"Yabancı cihatçılar Türkiye'den geçiyor"
Cockburn Türkiye'nin Suriye'ye dair faaliyetlerinin savaşı çok olumsuz etkilediğini belirtiyor:
"Türkiye'nin politikasının en önemli sonucu Suriye'de radikal İslamcıların gücünün artması ve çok acımasız, kanlı bir savaşı hızlandırmak oldu."
Cockburn Independent'daki son yazılarından birinde Türk güvenlik güçleri ve istihbarat teşkilatının cihatçı gruplara eğitim verdiği ve yönlendirdiğinden bahsetmişti.
Bu iddiaya dair elinde somut kanıt bulunup bulunmadığına dair soruya "Hayır" cevabını veren Cockburn şunları söylüyor:
"Cihatçıların Suriye muhalefetini ele geçirebilecek hale gelmesinde Türkiye'nin rolünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin bununla ilgili tam rolünü kanıtlamak zor. Ancak cihatçıların, Türk güvenlik güçlerinin ya da Türk güvenlik güçlerinin bazı bölümlerinin çok aktif desteği olmadan mevcut durumdaki üstünlüklerine ulaşması mümkün olmazdı."
Cockburn, Türkiye'nin bu gruplara destek iddiasından bahsederken "İçinde Suriye’ye giden mühimmat olduğu iddia edilen tırların durdurulmasından" bahsediyor ve birçok cihatçının dünyanın farklı yerlerinden Türkiye'ye geldiğini ve kendilerine Suriye'ye geçişlerine izin verildiğini söylüyor.
"Güçlü oldukları için cihatçılar seçildi"
"Türkiye'nin neden diğer gruplara değil de özellikle IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) ve Nusra Cephesi gibi cihatçı gruplara destek verdiğini iddia ediyorsunuz?" sorusuna Cockburn şu cevabı veriyor:
"Tam olarak cevabı bilmiyorum ama ana nedeninin cihatcıların Suriye'nin kuzeyinde ve aslında şu andan Suriye'nin birçok yerinde muhalefete hâkim olması olduğunu düşünüyorum. Eğer silahlı güçlerle bir işbirliği olacaksa bunun cihatçılarla olması gerekir. Özgür Suriye Ordusu bugünlerde çok zayıflamış bir güç. Yani Türkiye'nin destek vermesi için özellikle cihatçıları belirlemiş olması gerekmiyor. Ben, silahlı muhalefet içindeki en etkili unsurları belirleyerek desteklediklerini düşünüyorum."
Suriye'nin Rojava olarak bilinen ve Kürtler'in yoğun yaşadığı alanlarda başta PYD'ye (Demokratik Birlik Partisi) bağlı YPG (Halk Savunma Güçleri) olmak üzere Kürt gruplarla en fazla çatışan grupların da bu cihatçı gruplar olduğu görülüyor.
Türkiye'nin cihatçı gruplarla destek iddiasında Türkiye'nin PYD'ye karşı politikasının etkili olup olmadığıyla ilgili soruya ise Cockburn bunun "çok muhtemel bir destek nedeni olduğunu" söylüyor.
ABD'li gazeteci Seymour Hersh geçtiğimiz günlerde, Cockburn'ün de yazarlarından olduğu London Review of Books dergisindeki makalesinde geçen yıl Suriye'nin Guta bölgesinde gerçekleştirilen kimyasal saldırının Türk yetkililerin desteğiyle Nusra Cephesi tarafından gerçekleştirildiğini yazmıştı.
"Türkiye büyük hata yaptı"
Cockburn, Türkiye'nin "radikal İslamcı gruplara verdiği desteğin" ileride kendisi için büyük sorunlara neden olacağını' belirtiyor.
"Son üç yıl içinde bölgede radikal İslamcıların gücünü artırdığını görüyoruz. Türkiye'nin Suriye sınırını kontrol etmeyerek büyük bir hata yaptığını düşünüyorum. Radikal İslamcıları bir kez durdurmadığınızda bundan geri dönüş çok zor olur."