17-10-2013 tarihinde eklendi
El-Kaide akrebi ve Türkiye
Akrep sokmaya başlıyor

 Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararla, Taliban hareketi ve terör organizasyonu El Kaide ile ilişkisi bulunan gerçek ve tüzel kişiliklerin Türkiye’deki tüm finansal aktifleri donduruldu. Alınan söz konusu karar ile 219 gerçek ve 63 tüzel kişiliğin Türkiye’deki aktif varlıkları donduruldu. Ayrıca 130 Türk vatandaşının ve 4 yerli tüzel kişiliğin de Taliban ile ilişkili olduğu tespit edildi. Bakanlar Kurulu’nun neden böyle bir kararın altına imza attığını Rus siyaset bilimci Stanislav Tarasov bakın nasıl  yorumluyor?



Bana göre böyle bir karar, Ankara’nın topraklarında bulunan ve bir takım örgütlerle ilişkisi bulunan gerçek ve tüzel kişiliklerin varlığı hakkında önceden sahip olduğu bilgi ile doğrudan alakalıdır. Ankara aslında bu tip kişi ve kurumların Türkiye’de olduğunu daha önce net bir şekilde reddediyordu. Rusya ve ABD arasında Cenevre’de imzalanan ve Suriye’de bulunan kimyasal silah stoklarının tasfiyesini öngören anlaşmanın yürürlüğe girmesinin arından bu ülkede çalışmalara başlayan uluslararası denetçilerin ve kimyasal silah uzmanlarının güvenliğinin sağlanması hususunda ortaya çıkan mesele doğrultusunda Türkiye’nin mevcut pozisyonunu değiştirmesi gerekmektedir. Ayrıca Türkiye, bu konu hakkında pek çok devletin ve uluslararası kuruluşun da baskısını yakından hissetmektedir.

Daha geçtiğimiz günlerde İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) tarafından yayınlanan raporda, radikal İslami grupların Suriye’ye Türkiye üzerinden giriş yaptıkları ve bu gruplara Türkiye tarafından silah ve taktiksel destek verildiği açık bir şekilde ifade edildi. Bu sebeplerle BM Güvenlik Komisyonu’na çağrıda bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü, Güvenlik Komisyonu’ndan ya Türkiye’ye kendi toprakları üzerinden Suriye’ye silah ve terörist göndermeyi durdurmasına yönelik bir çağrı yapmasını, ya da Türkiye’nin bundan sonra gerçekleştireceği benzer eylemlerin ‘‘savaş suçu ya da insanlığa karşı işlenmiş suç’’ olarak sayılmasını öngören bir özel karar almasını talep etti. Ayrıca Türkiye, BM Güvenlik Komisyonu tarafından Taliban hareketi ve terör organizasyonu El Kaide ile ilişkisi bulunan gerçek ve tüzel kişiliklerin finansal aktiflerinin dondurulmasını öngören karara uymadığı için Mali Eylem Görev Gücü’nün kara listesinde bulunuyordu. En son olarak da Wall Street Journal’ın yazdığı gibi, böyle bir kararı alması için Ankara’ya Beyaz Saray tarafından yapılan şiddetli baskı da oldukça büyük bir etki gösterdi.

Yine de Türkiye, Suriye’deki muhalif radikallere yardımı kesmesi yönündeki önerileri ağırdan alarak reddetmeye devam etti. Fakat şimdi durum değişmekte. Suriye’ye doğru fırlatılan bumerang Türkiye’ye tabiri caizse geri dönüyor. Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Muammer Güler tarafından yapılan açıklamaları bu duruma örnek olarak gösterebiliriz. Bakan Güler, Türkiye’nin El Kaide ile artık kendi topraklarında mücadele ettiğini belirterek 2012-2013 yıllarında gerçekleştirilen 104 anti terör operasyonu kapsamında 345 kişinin gözaltına alındığını ve bu 345 kişinin 129’unun El Kaide ile bağlantısının tespit edildiğini belirtti. Bu durum, Türk Hükümeti’ni İslami radikal gruplarla olan ilişkilerindeki mevcut pozisyonunu yeniden gözden geçirmeye ve bu gruplara verdiği desteği azaltmaya zorladı.

Ayrıca, Taliban hareketi ve terör organizasyonu El Kaide ile ilişkisi bulunan gerçek ve tüzel kişiliklerin Türkiye’deki tüm finansal aktiflerinin dondurulmasını öngören söz konusu Bakanlar Kurulu kararının ve buna benzer bir takım diğer önlemlerin, sadece Suriye’deki mevcut krize sebep olan olayların akışından daha fazla, radikal grupların Türkiye’nin güvenliği için ciddi birer tehdit unsuru haline gelmelerinden dolayı alındıkları yönünde hâkim bir görüş de mevcut. Eğer bu gerçekten doğruysa, o zaman eğitimli akrebin artık kendi sahibini sokmaya başladığı söylenebilir kanaatindeyim.

http://caferider.com.tr/el-kaide-akrebi-ve-turkiye_h10442.html