Kenya’nın başkenti Nairobi’deki Westgate alışveriş merkezine düzenlenen saldırı terörizmin milli, ırkı ve devlet kimliğinin olmadığını bir kez daha açıkça gösterdi. İçinde Batılı ülkelerin vatandaşlarının da yer aldığı Somali bir terör grubu Kenya yetkililerinden intikam alma bahanesiyle Nairobi’de onlarca masum insanları öldürdü.
Eş-Şabab saldırısıyla Kenya’dan askerlerini Somali’ye gönderdiği için intkam aldığını açıkladı. Ama bu saldırı aslında – tüm medeni dünyaya yapılan bir uyarıdır.
Terörizm ile mücadeleyi zorlaştıran şey kimi zaman militanların hareketlerinin sert bir dille kınanması, kimi zaman ise bağımsızlık uğruna yapılan mücadele olarak değerlendirilmesi, bazen de tamamen göz ardı edilmesidir. Mesela, ABD Afganistan’da El Kaide ile savaşıyor, Suriye’de ise aralarında El Kaide teröristlerinin bulunduğu muhalefete silah yardımında bulunuyor.
İsrail’li analist İsrail Şamir konu ile ilgili şunu söyledi:‘El Kaide’nin ortaya çıktığı her zaman yanında hep Amerikalılar da bulunuyor. Ne kadar paradoksal olursa olsun ama Amerikalılar’ın El Kaide ile çok sıkı bağlantısı var. Benim görüşüm şudur: terörizm ABD ve müttefiklerinin sonra müdahale için sağlam bir bahaneye sahip olmak amacıyla çıkardıkları eylemlerdir. Tabii ki terörizme yol açan ciddi nedenler de var. Ama sebeplerden başka silah, lojistik yardım, basınla ilişkiler lazım. Bütün bunlar yok yerden gelmez. İşte burada bir zamana kadar bu süreci teşvik eden Amerikalılar ve müttefikleri önemli rol oynamaya başlarlar. Sonrasında onlar bu hareketi ya destekliyorlar, ya da Afganistan’da olduğu gibi onunla mücadele etmeye başlıyorlar’.
Teröristlerin kontrol altında tutulabildiği düşüncesi çok yanlış. Evet, bir süre içinde onlar başkaların verdiği emirleri yerine getirebilirler. Ama sonra kendi hedeflerine ulaşmak için harekete geçerler. Ve ülkelerin istihbaratları vatandaşlarını ne kadar sıkı koruyorsa korusun üzerine yıkıcı ve acı darbe en beklenmedik yerden indirilebilir.