Allah bizi Müslüman yarattığı için ne kadar şükretsek azdır.

Elhamdülillah Müslüman'ız. Müslümanlar arasında amelde vahdet her zaman lazım... Sadece şimdi değil, tarihin her devrinde lazımdı, ancak zaruretti, şimdi ise vaciptir. Ben, din âlimi olsam farz-ı ayn diyeceğim.

Bu zamanlar öyle zamanlardır ki, Müslümanlar arasına tefrika sokmak, Müslümanlar arasında ayrılıkları, farklılıkları mesele yapmak doğrudan doğruya tefrika salmaktır.

Biz Müslümanlar arasındaki ayrılıklar o kadar önemsizdir ki, birlikteliklerimizin yanında onların adını bile bile anmak gerekmez. Biz Allah'ın birliğinde birleşiyoruz. Biz Allah üçtür demiyoruz. Biz çok Allah'ı bir din savunmuyoruz. Bir Allah'ı savunuyoruz.

Dünyadaki bütün Sünnîler, Şiîler, Alevîler, hepimiz bir Allah'ta birleşiyoruz. Biz, Hz. Peygamberin Allah'ın gönderdiği son elçi, son nebi, son peygamber olduğunda birleşiyoruz. Kur'an-ı Kerim'in son hak kitap olduğunda birleşiyoruz. Geriye kalanlar teferruattır.

Çünkü Müslümanlar bir saldırıyla karşı karşıyadırlar. Tarihin hiçbir döneminde olmadığı gibi bu gün bir düşman saldırısıyla karşı karşıyadırlar. Bunu böyle bilmek ve görmek zorundadırlar. Bildiklerimizi birbirimize ve herkese açık, korkusuzca, yüreklice çekinmeden, sözü dolaştırmadan anlatmak zorundayız. Selahattin beyin bahsettiği önemli bir nokta vardı. Yaşadığımız dünya bundan yirmi yıl öncesinin dünyası değil, başka bir şeyler oluyor dünyada.

Geçmişte bizim dışımızda iki kutup vardı dünyada Kapitalist, blok Sosyalist blok. Bu ikisi çatışıyordu ve insanlık biraz rahat ediyordu. Bunların çatışması hem insanlığı rahatsız ediyordu, hem de insanlar bundan yararlanıyordu. Şimdi, tek kutuplu bir dünya, kapitalizmin elinde ve bu sermaye, küresel sermaye… Para global kapitalin elinde… Global kapital, Amerika Birleşik Devletleri'ni ele geçirdi.

Ben bazı yerlere bunları anlatmak için kitaplar götürüyorum ama ben hatırlatmak istiyorum: Bugünkü Amerika Birleşik Devletleri global kapitalin, küresel sermayenin, dünyanın büyük şirketlerinin petrol şirketlerinin ilk defa bir petrol şirketinin yöneticisi ABD de başkandır. İkincisi, Amerikan ekonomisi silah sanayine dayalıdır. Amerikan ekonomisinde en fazla kar elde edenler hem yöneticiler, hem de çalışanlardır. Böyle olunca dünyanın yeni gelişmesinde bu küresel sermaye Amerikan sermayesine el koydu. Bir ucu ABD bir ucu İsrail diğer ucu İngiltere'dir. Yani ABD-İsrail ve İngiltere… İşte size şeytan üçgeni… Amerika'da seçimlerde Bush ve Kery birbiriyle tartışırken ikisinin de birden söylediği bir cümle vardı "Amerika'nın ve İsrail'in güvenliği." İsrail ayrı bir devlettir. Niye Amerika'nın ve İsrail'in güvenliği deniyor? İkinci söylediği söz de şuydu: "Dünya hâkimiyeti."

Amerika'nın dünya hâkimiyetini "Ben daha iyi kurarım!" diyorlardı birbirlerine. Bush ve Kery böyle tanışmışlardı. Amerika'nın ve İsrail'in güvenliği ve dünya hâkimiyeti…
Artık niyetlerini gizlemiyorlar, açıkça söylüyorlardı. Bunu herkes bilsin, tedbirimizi ona göre alalım. Bugün Amerika'yı dev şirketler yönetiyor. Şirketlerin menfaatleri ön plandadır Amerikalıların değil. Bunun adını da yenidünya düzeni koydular. Böylece Amerikan merkezli bir dünya devleti kuruldu.

Bu devletin Ahtapot gibi 8 kolu var. Bunlardan biri, globalizm çağı dediler, bunlar dünyadaki bütün aydınlara, devletlere ne lüzum var dinlere ne lüzum var yeni din globalizm dediler. İkincisi, yeni liberalizm doktrini… Şirketlerin menfaatleri için dünyayı ekonomik olarak yönetmek. Bu doktrinde, yoksulluktan, işsizlikten ve çevreden bahsetmek yasak. Üçüncüsü, bütün dünyaya yaymak istedikleri bir din var "Evangelist Siyonist Hıristiyanlık" Siyonizm Hıristiyanlıktır. Bush'un dinidir.

Siyonist Hıristiyanların bir toplantısında İsrail Batı Şeria'yı işgal etmelidir sonucu çıktı. Orada bulunan bir Musevi itiraz etti. Musevi dedi ki: "Yahudilerin bile birçoğu bunu istemez, bunu bildiriden çıkarın" dedi. Oradakiler İsrail halkının ne dediği bizi ilgilendirmez. Nil ile Fırat arasını, Allah İsrail için Arzı mebut olarak vaat etmiştir." dediler.
 

Dünyada yüz binlerce misyoner, Müslümanlar arasında çalışma yapıyor, Müslümanların birçoğu din değiştiriyor.  Azerbaycan'da da, Kazakistan'da da, Türkiye'de de ne yazık ki Müslüman ana babadan olup da Hıristiyanlığı kabul eden birçok genç var, uyanık olalım. Kazakistan da Hıristiyanlığı benimseyenlerin oranı yüzde 5'i buldu bugün.

Niye? Müslümanlara dolarlarla gidiyorlar. Dünya ticaret örgütü, Dünya Bankası ve halklar arası teşkilatlar her koldan saldırmaktalar. Yedincisi, dünya basın-yayınında çok büyük güç elde ettiler. Yedi koldan giremezlerse sekizinci koldan giriyorlar. ABD'nin askeri gücü yanlarına da müttefiklerini alıp ülkelere girerler, kadınların ırzına geçerler. Bunlar bizim gözümüzün önünde olmadı mı? Irakta ne yaptılar? Irak’ta yapılan bu değil mi? Demokrasi götürmek için mi? İnsanları bu yalana inandırdılar.

Irak’ta olup bitenler, Müslümanları uyandırmayacaksa bu Müslümanları kim uyandıracak? İnsanlığın gözü önünde bombalar atıyorlar, bu bombalarla kadınlar, çocuklar öldürülüyor. Hatırlayın, Amerika Irak'a girerken, Türkiye'deki gazeteler şöyle yazdılar: "Amerika'nın akıllı bombaları var akıllı. Bu bombalar sivil hedefleri vurmazlar" dediler. İnsanları ahmak yerine koydular, insanları inandırdılar. Demokrasi propagandası da böyle oldu.