Kudüslü kadın murabıt Hatice Huvays, gözaltında tutulduğu süre içinde işgal zindanlarında maruz kaldığı hakaretleri ve kötü muameleyi anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir gece mezar olarak nitelendirilen nakil aracında oldukça yorucu bir gün geçirdikten sonra gözlerimi kapatmak üzereyken sorguya çağırdılar. Çoraplarımı yeni yıkamıştım. Mecburen kurumadan ıslak haliyle giydim. Ayaklarıma zincir takan gardiyan dönüşte çoraplarımı çıkarmamı istedi. Sorgudan döndükten sonra çoraplarımı alıp çöpe attı.”
On gün süreyle tek kişilik hücrede tutulduğunu belirten Huvays, hücrelerde kalanların genelde bağırıp çağırdıklarını ve gürültü çıkardıklarını, kendisinin ise sessiz bir şekilde ibadet, dua ve Kur’an okumakla meşgul olduğunu söyledi.
Sabah saat 05:00’te mahkemeye götürüldüğünü kaydeden Huvays, mahkemeden döndüğünde esir tutulduğu bölümün sorumlusunun kendisine “Bugünden itibaren cezaevinde başını örtmen ve manto giymen yasak” dediğini anlattı.
O an cezaevi sorumlusuna istediği şeyin imkansız olduğunu nasıl anlatacağını bilemediğini belirten Huvays, sinirinden ağlamaya başladığını, hücreye konulmadan önce başörtüsünün mantosunun gardiyanlar tarafından zorla çıkartıldığını bildirdi.