Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
HASETÇİNİN AĞZI VE KLAVVESİ
Mehdi AKSU
    Hz. Resulüllah (sallallahu aleyhi ve alihi) buyurdular: "Hased (çekememezlik) hayırları yer bitirir, tıpkı ateşin odunu yiyip tükettiği gibi." Hased; kıskanç insanın kıskandığına, Allah'ın ihsan ettiği nimetin, onun elinden çıkmasını istemektir. İslam dini kavramlarına göre hased dört şer'i kaynak açısından haram ve kebire günah olarak belirtilmiştir. 
 
    Hased müminin işi olamaz. Hased ehl-i münafıkta bulunan bir mikroptur. Zira mümin gıpta eder, imrenir ama münafık hased eder. Gıpta, imrenme başka birisinin elinde var olan maneviyat, huzur, güzel ahlak, takva, ilim, saygınlık, kariyer, sevilme, dinlenilme, cömertlik, güzel seda, güzel hitabet, sosyal ilişkileri sağlam olma gibi güzel hasletlerin kendi elinde de olmasını istemeğe denilmiştir. Dinimiz açısından bunun sakıncası olmadığı gibi insanın gıpta edip imrendiği şeyi elde etmesi için çaba sarf etmesi de tavsiye edilmiştir.  Hased ile gıptanın birbirinden gayet iyi bir şekilde ayırt edilmesi gerekir. Şeytan bazen kişiyi kuşatırcasına haset hastalığına bulaştırır ama kişi hasta olduğunu kabul etmez gıpta ettiğini ve imrendiğini zanneder. Hasedin temelinde art niyet, içi bozukluk, fitne, çirkeflik vardır. Özünde, batının da Allah'a itiraz ve isyan vardır. 
 
   Hz. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve alihi)   buyurdular: "Geçmiş ümmetlerin hastalığı size sirayet etti: Bu, hased ve buğzdur. Bu kazıyıcıdır. Bilesiniz; kazıyıcı derken saçı kazır demiyorum. O dini kazıyıcıdır. Nefsimi kudret elinde tutan Zât'ı Zülcelâle yemin ederim, sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Birbirinizi sevmeye yardımcı olacak şeyi haber vereyim mi: Aranızda selâmı yaygınlaştırın." (Asar-us Sadigin)
 
   Sadece ilim insanların ıslahı için yeterli değildir. Nefsi emmârenin öyle kötü hasletleri, hisleri vardır ki insanları bildiklerinin tersine açık açık fenalıklara sürükler ve insan fenalıklara gittiğini ve şeytani işler yaptığını asla kabul etmez ve çok güzel şeyler yapıyormuşçasına her geçen gün zehirini fazlalaştırarak akıtır.  Onun için insanlığın doğru zeminlerde kendini terbiye etmesi yolunda nefis tezkiyesi gerekmektedir.  
Sosyal medya öğle acayip bir alem ki; her şeyde olduğu gibi bu konuda da  bazen sevap yerine günahlar yapılmaktadır. Ve ne yazık ki bu günahlar kendilerini din diyanet ehli gösterip, profillerinde kutsal isimler, güzel manevi değeri olan resimler olan bazıları tarafından yapılmaktadır. 
 
    Bazıları yaşadıkları mahallede sokağa çıktıkları zaman, beş kişiden dördü onun nasıl bir inanç yapısına sahip olduğunu bilmez, gayet rahat ve güvende hisseder kendisini. Bazıları da sokağa çıktıklarında beş kişiden dördü, onları isimleri ile tanımazsalar bile onları gördüklerinde hangi inançtan, hangi daldan olduğunu ve hangi dalda hizmetler verip, çalışmalar yaptığını bilir, tanır. Böyleleri bu zaman da güvende olmayabilirler. Ancak gel gör ki, kendilerini filozof, allame, zamanın Malik Eşteri görüp sokakta beş kişiden biri tarafından ancak tanınacak olanlar kendi inançlarına hizmet edenlerle uğraşıp dururlar. Kendi inançlarına hakaret eden, saldıran, onlara sapık diyenlere karşı tek kelam etmezler. Ehlibeyt karşıtlarının avukatlığını yaparcasına hakaretler eden ve şaşı bakanlara karşı yazarak, konuşarak cevap verenlerle aynı inançtan olanlar uğraşırlarsa ve onlar hakkında yargısız infazlarda bulunurlarsa, bunlara "kalemşör" demek gerekir.  Bunlar ya "cahildir" ya "gafildir" yahut "maksatlıdır". Maksatlı olanların kumandası ise başkalarının ellerindedir. 
Hak görüntüsü verip kutsal rümuzların, manevi değeri olan resimlerin arkasına saklanan ve slogan atmaktan öteye geçmeyen ve işleri uğraşları sanal medyada bu mektebin âlimlerini, kurum, kuruluşlarını seviyesizce ve fütursuzca eleştirmek olanlara dikkat etmelidir ehl-i iman ve ehl-i insaf ve böylelerine iman gereği bir mümine yakışır tarzda kimi zaman Ammarvari, kimi zaman ise Ebuzervari cevaplar verilmelidir. 
Bu noktalara çok dikkat etmelidir ehl-i iman, ehl-i insaf. Şia inançları ile dalga geçerek, Şiaları hedef gösterircesine hakaret edenlere bu mektebin âlimlerinin cevapları çoğaldıkça, onlara karşı hakaretler de çoğalacaktır. Mektebe hakaretlere cevaplar veya mektebi dalda hizmetler, dayanışmalar, bir araya gelmeler çoğaldıkça bu şeytani durum da çoğalabilir. Zira mücadele hak ve batıl mücadelesi. Batıl hakka karşı ilerlemek için kendisini kamufle eder ve kutsal isimlerin, manevi değeri olan resimlerin arkasına saklanabilir. Bunun tarihimizde birçok acı örnekleri vardır. Olaylardan ve vakıadan bihaber olan bazı mümin kardeşler de böylelerinin gazına geliyorlar maalesef. Oysa "hak kişilerle tanınmaz, hakkı tanı ki hakka uyanları da tanıyasın." (İmam Ali aleyhisselam) 
 
    Evet, ağzı olan konuşuyor. Klavyesi olanlar da yazıyor. Bazıları müspet yazıyor, bazıları ise menfi.  Bazıları vardır ki konuşmak, yazmak konusunda ahiret hesabını ortadan kaldırır! İşte mesele burada kopmaktadır.  Eskiden lafazan insanlar hakkında; Ağzı olan konuşuyor derlerdi. Bu gün bu tabir aslında yerini parmaklara ve klavyelere bırakmış durumdadır. Evet, parmakları ve klavyesi olanlar ha bire yazıp duruyor. Bu yazanlardan kimisinin parmaklarından, klavyelerinden ilim, irşat, ahlak türüyor. Kimisinden de kıskançlık, kin, nefret, çirkeflik, hesaplaşma, bel altı vura, ayıp arama, ayıp ifşa etme, tefrika, küfür, hakaret kısacası bulabildikleri her şeytani düşünce türüyor. Evet, lafazan dedik. Boşuna dememişler ya "Lafazanı cehenneme atmışlar, orada bile konuşup, ititraz etmiş; odun neden yaştır" diye. Bazıları kocaman bir hiç yaparlar. Yani "HİÇ" bir şey yapmazlar. Veya yaparlar ama yıktıklarının farkında bile olmazlar. Ama gecesini, gündüzünü çok ağır bedeller ödeyerek bu günlere gelen "Hüseyni mektebe" adayanlar ve bu minvalde birçok zorluklara, eziyetlere, sözlü sataşmalara, iftiralara maruz kalanlar hakkında habire atıp tutarlar. Hayat karnelerinde "Hüseyni mektep" uğruna kocaman bir "Hiç" olan ve sokağa çıktıkları taktirde beş kişiden biri tarafından bile tanınmayacak olanların saldırgan, itirazcı tavırları lafazanlığın bir göstergesidir. 
 
    Evet, inanç değerlerimizde eleştiri vardır ve olmalıdır da. Ancak bazılarının zannettiği ve her zaman yaptığı gibi eleştiri birine saldırmak, hakaret etmek, tefrika yaratmak, birliğe dair atılan adımları engellemeye çalışmak, çirkinleşmek, çirkefleşmek, açık aramak, ayakaltı kazmak, kin, haset ve nefretten ötürü kişiyi kendi dünyasında iftiralar yumağında boğmaya çalışmak, kaldırım ağzı ile konuşup yazmak ve çirkefleşmek değildir elbet.  
Unutmamak gerekir ki; Bu tarz da eleştiri yapan ve "Kabil" ruhu ile yoğrulup şekillenen insanlar, genelde kendilerini imanlı, ihlâslı, iş bilir, hizmet eder, yapıcı, ilkeli başkalarını ise bencil, kötü, kirli, fitneci görürler ve değerlendirmelerini görüşlerine göre şekillendirirler. Böyleleri takvalı, imanlı ve ilkeli olmayı, hizmet adına bir şeyler yapmayı tekellerinde tutarak "hayırlarda yarışın, dayanışma ve yardımlaşma içerisinde olun" kavramı yerine tartışmayı, nizayı, kutuplaşmayı tercih ederler ve buna göre yaşarlar. 
Selam ve Dua ile…
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
28-04-2015 09:50 - 2534 Okunma
Mehdi AKSU yazarın diğer yazıları [ Tümü ]
İRAN’DA SÜNNİLER! 14-12-2018 tarihinde eklendi
DİRENİŞİN ADI FİLİSTİN! 15-05-2018 tarihinde eklendi
UKRAYNA'DA HZ. MEHDİ COŞKUSU! 03-05-2018 tarihinde eklendi
DÖRT ZÜMREYE ÇOK DİKKAT ETMEK İNDİRİLEN DİNİN EMRİDİR! 20-02-2018 tarihinde eklendi
RABBANİ ALİM ÜSTAT HAMİT TURAN’IN ANISINA! 10-02-2018 tarihinde eklendi
EHLİBEYTİN LİSANINDA AMİN KELİMESİ VARMIDIR? 07-02-2018 tarihinde eklendi
AHMAK VE CAHİL ŞİA! 27-01-2018 tarihinde eklendi
SALAT: DUA MI NAMAZ MI? 16-01-2018 tarihinde eklendi
ASRIMIZIN FİTNELERİ! 01-01-2018 tarihinde eklendi
EMEK VE HİZMETE KADİR ŞİNAS OLMAK! 15-11-2017 tarihinde eklendi
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
25-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım