"Yanılgı" üretmek, dünyaya her konuda rakipsiz bir üstünlükle algı pazarlamayı çok iyi bilen Amerika'nın en meşhur zanaatlerinden biridir. Bu algılardan biri de Amerika'nın "öldürücü" ve "yenilmez" olduğunu iddia ettiği silah sistemlerini dünyaya pazarlamasıdır. Öyle ki, geçtiğimiz hafta pazar gecesi iki zorlu sınava tabi tutulan bu sistemlerin yenilmez olduğuna birçok ülkeyi inandırarak, bunun üzerinden milyar dolarlar kazanıyor.
Birinci sınav: "Amerikan üretimi" Patriot sisteminden Suudi toprakları nasibini aldı. Ensarullah'a ait farklı 7 adet füze, pazar gecesi Suudi Arabistan'a fırlatıldı. Bunlardan, "Burkan 2-H" tipi balistik füzelerden oluşan 3 adet füze, Riyad'daki Uluslararası Kral Halid Havaalanına fırlatılırken, Uluslararası Abha Havaalanı da "M2" füzesi ile bombalandı. Enssarullah'ın cephaneliğinde yer alan en modern silahlarndan olan 3 adet "Bedir-1" füzesinden ikisi, Jizan Havaalanını, kalan son füze ise Necran şehrindeki havaalanını hedef alı.
Suudi topraklarına yönelik bu füzelerin fırlatılmasına karşın, Suudi Hava Kuvvetleri doğal bir refleks olarak, füzelere karşı koyma ve hedefe ulaşmalarını engelleme girişiminde bulundu.
Bunu yapabilmek için, en önemli füze savunma sistemlerinden biri olan Patriot'u kullanması gerekiyordu. Suudi Arabistan da öyle yaptı, Yemen'in füzelerini engellemek için Patriot sistemlerini devreye soktu. Peki daha sonra ne oldu?
Birincisi: Yemen topraklarından gelerek Riyad hava sahasına giren 3 adet füzeyi düşürmek için, Suudi Arabistan 7 adet "Patriot Pac-2" tipi füze savunma bataryası kullandı. Suudi Arabistan'ın kullandığı 7 adet füzenin maliyeti ise, 15 milyon dolara mal oldu. Bununla birlikte, bahsi geçen devasa masrafa rağmen, bu füzelerin gerçekten Yemen füzelerini düşürmek için ne yaptığını bilmiyoruz? Nitekim bu Patriot sistemleri, 25 km yükseklikte uçan füzeleri düşüremiyorken, diğer yandan Yemen'in balistik "Burkan 2-H" füzeleri, 100 km irtifaya ulaşıyor.
Dolayısıyla Suudi füzeleri, Yemen'den gelen füzeleri yakın mesafeden karşılamak zorunda kalacak. Bu durum, kendi başına füzenin yöneldiği hedef için ciddi bir tehlike oluşturuyor. Pazar gecesi olan da buydu. Yakın mesafeden gelen füzeler, savunma sistemini karmaşık bir duruma sürükledi. Pazar gecesi, Yemen'in füzeleri yaklaşırken, Suudi Arabistan 7 adet Amerikan füze savunma sistemi fırlattı. Ancak Yemen füzeleri fırlatıldığında, savunma sistemlerinin arızalı olması çok garipti. Öyle ki aralarından biri, fırlatıldıktan sonra mekanizmasındaki bir arızadan dolayı bir evin üzerine düştü. Bir diğeri ise fırlatıldıktan saniyeler sonra patladı.
Başkent Riyad'da bir evin üzerine düşen ilk füze, Suudi Arabistan'da yaşayan Mısırlı bir vatandaşın ölümüne ve başka bir vatandaşın da yaralanmasına sebep oldu. İkinci arızalı füze ise, Patriot hava savunma sistemi konusunda uzman olan bir dizi Suudi askeri mühendis ve komutanın ölümüne sebep oldu. Adının verilmesini istemeyen Suudi bir yetkili, Patriot sistemi hakkında uzman askerlerin öldüğü bilgisini, şu sözlerle doğruladı: "Teknik bir arızadan dolayı fırlatılmadan önce patlayan füze, platformun yıkılmasına ve çevresinde bulunan kişilerin ölümüne yol açtı."
Bu sözler, Amerikan yapımı Patriot sistemleri, mekanizması ve Ensarullah'ın önümüzdeki günlerde balistik füzelerden oluşan bir saldırı başlatması durumunda, bu füze savunma sistemlerinin yeterliliği hakkında akıllarda pek çok soru işareti bıraktı.
İkincisi: Hava savunma sistemleri alanında en gelişmiş sistem olarak bilinen Patriot savunma sisteminin, Amerikan endüstrisinin gururu olduğu biliniyor. Bu sistemleri elde edebilmek için büyük miktarda para ödeyen Suudi Arabistan, daha fazla Amerikan silahlarını alabilmek için hala para ödemeye devam ediyor. Bu durum, Suudi Arabistan'ın güvenliğinin daha önemli olduğu düşüncesi ve Prens Selman'ın yaptıklarının sadece ülkenin sınırını ve güvenliğini korumaya yönelik olmasından hareketle, ülkedeki kemer sıkma kampanyalarına sessiz kalan halk ile yönetimi karşı karşıya getirecektir. Ancak, bugün bu olgu kırılmış bulunuyor. Peki, artık Suudi Arabistanlılar, ülkelerinin füze savunma sistemlerinin başarısızlığı karşısında sessiz mi kalacak, yoksa İbn Selman, Amerika'dan sıyrılacak ve Rusya'nın füzeleri için geçtiğimiz aylarda Rusya'ya giden babası gibi doğuya mı yönelecek?
İkinci test: Pazar gecesi aynı zamanda İsrail yapımı "Demir Kubbe" füzeleri de fırlatıldı. İsrail, maliyeti 50 ila 90 bin Dolar arası değişen birçok önleyici füzeyi, bilinmeyen hedeflere doğru fırlattı. Ancak buna karşın, Gazze'deki Filistin Direnişinin, işgal edilmiş topraklara füze fırlattığını kimse duymadı. Öyleyse İsrail'de olan biten nedir?
Aslında, Direniş grupları ağır silahlar kullandıkları askeri eğitim yapıyorlardı. Bu eğitimde kullanılan silahlar, Demir Kubbe sistemlerinin radarlarında arıza meydana getirdi. Bu durum, füze savunma sistemlerini, hangi yöne gittiğini bilmeksizin ve Direniş güçleri ile bir çatışmaya girmeksizin engelleyici füze fırlatmaya götürdü.
Bu, İsrail'in füze savunma sistemlerinin başarısızlık gösterdiği ilk olay değildir. Demir Kubbe sistemleri, işgal edilmiş Suriye'nin hava sahası üzerinde üç kez peş peşe insansız hava araçlarını engellemekte yetersiz kaldı.
Sonuç olarak, Amerikalı "Patriot" ve İsrailli "Demir Kubbe" sistemleri, önümüzdeki dönemde büyük bir eleştiri akını ile karşı karşıya kalacaktır. Bu iki sistemin etkinlikleri, hedeflerin takip yetenekleri ve hedefin yok edilmesi gibi operasyonel yetenekleri tekrar gözden geçirilecektir. Dolayısıyla İsrail, Amerika ve Batı'nın askeri stratejileri genel olarak tekrar gözden geçirilecektir.
Al-Waght
Çeviri: Merve Soydaş
|