Birleşmiş Milletler Irkçı Ayrımcılıkla Mücadele Komitesi (CERD), Almanya'da ırkçılıkla mücadele konusunda hazırladığı raporunu yayınladı. Komitenin raporunda Almanya'nın ırkçı ayrımcılıkla yeterince mücadele etmediği ve özellikle yasal olarak birçok boşluğun mevcut olduğu belirtildi. Komisyon üyesi 18 bağımsız uzmanın hazırladığı Cenevre'de açıklanan raporda, “Komisyon belirli bazı siyasi partiler ve hareketler yoluyla ırkçı düşüncenin artması ve yayılmasından dolayı büyük endişe duymaktadır” ifadesi yer aldı.
Komite raporunun 'Endişeler ve Tavsiyeler' başlığı altındaki kısımda Almanya'nın kurumsal ve yönetimsel bazda ırkçılıkla mücadeledeki yetersizlikleri sıralanıyor. Bunların başında, Almanya'daki kurumların ırkçılıkla mücadele konusunda komitenin raporuna destek verecek yeterli ve güvenilir veriyi sağlamaması sayılıyor. Raporda, Almanya'ya gö yoluyla gelen insanların ırkçılığa uğradıkları ve Almanya vatandaşı olma hissi kazanmalarının önü kesildiği belirtiliyor. Ayrıca almanya'da azınlıkların toplum içerisinde sürekli dışlandığı gerçeğinin devam ettiği vurgulanıyor.
MADDE MADDE ALMAN HÜKÜMETİNE UYARILAR
BM'ye bağlı komite raporunda Almanya hükümetinin ve kurumlarının ırkçılıkla mücadele konusunda eksik kaldığı ve uyarılarda bulunduğu noktaları madde madde belirtti.
Komitenin uyarılarından bazıları;
a) Ayrımcılığa uğrayan bireyler Almanya mahkemelerine kendilerini korumak için başvurmadan evvel yasal olarak korunmalarını sağlama konusunda eksiklik var.
b) Anayasada ırkçı ayrımcılığın isim olarak yer alması ve buna karşı bireylerin korunması için gerekli yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor.
c) Kampanyalar, eğitim kurumları ve medya aracılığıyla ırkçılığa maruz kalan kişilerin yaşadıklarını insanlara anlatmak ve ayrımcılığıa karşı farkındalık oluşturmak gerekiyor.
Diğer taraftan komite, Almanya Anayasası'nda ırkçı ayrımcılığa karşı mücadele konusunda yasal boşlukların bulunduğunu ve bunların düzeltilmesi gerektiğini belirtiyor. Almanya'nın 1969 yılında yürürlüğe giren BM Irkçılıkla Mücadele Konvansiyonu'nun uygulanmasında önemli adımlar attığı, ancak siyasi ve hukuki başka adımların da atılması gerektiği belirtildi.
TÜRK VATANDAŞLARININ SALDIRIYA UĞRAMASI DA YER ALDI
Sekizi Türk on kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulan ırkçı NSU terör örgütü konusundaki tartışmalar da raporda yer aldı. NSU cinayetlerinin soruşturulması sürecinde yapılan hatalara atıfla polis memurları ve soruşturma makamlarının cezai eylemlerde ırkçı niyetleri daha iyi ayırt edip üzerine gidebilecek duruma getirilmeleri isteniyor. Polis memurları ve diğer güvenlik görevlileri tarafından uygulanan ırkçı ayrımcılığa yönelik şikayetlerin iletilebileceği, gerek federal gerekse eyalet düzleminde bağımsız birimler oluşturulması da talepler arasında.
Irkçılıkla Mücadele Konvansiyonu'nda imzası bulunan 177 ülke Konvansiyon'un uygulanması konusunda düzenli aralıklarla Komisyon'un denetimine tabi tutuluyor, ülkeler uygulamayla ilgili raporlar sunuyor. Komisyonun uyarılarının hukuki yaptırımı bulunmuyor.
Almanya'da 1969 yılında yürürlüğe giren konvansiyonun uygulamasıyla ilgili hükümet ve insan hakları örgütleri son raporlarını geçen hafta CERD üyelerine sunmuş, hükümet eleştiri ve uyarılara karşı savunmasını yaparak, eleştirilen noktalarda adımlar atıldığını vurgulamıştı.