Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, cemevlerine Türkiye’de ibadethane statüsü verilmesi talebine ilişkin davayı görüştü.
Fransa’nın Strasbourg kentinde yapılan duruşmada hükümeti temsilen avukatlar Harun Mert, Hacı Ali Açıkgül ve danışman heyeti katıldı. Cem Vakfı'nı ise avukat Namık Sofuoğlu, Prof. Dr. İştar Savaşır ile danışman heyetinin yanı sıra başvuru sahiplerinden Cem Vakfı Genel Başkanı İzzetin Doğan temsil etti.
İç hukukun sona ermesiyle Türkiye Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzettin Doğan tarafından açılan dava bugün Strasbourg Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) başladı. Sabah saat 9.00'da başlayan duruşma öğlen saat 12.00'de sona erdi.
Türkiye'yi savunan Ankara'lı Avukatlar duruşmada AİHM Başkanı Dean Spielmann, Türk yargıç Prof. Dr. Işıl Karakaş'ın aralarında bulunduğu 20 kişilik yargıç heyetine davayı savunurken Alevi temsilcilerinden kanıt istediler.
DEVLET: AYRIMCILIK YOK
Avukatlar, Türkiye'nin hiçbir inanca ayrımcılık yapmadığını, din, ırk farkı gözetilmediğini savundular. Ayrıca, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmelerine uyduğunu bildirdiler. Devleti savunan avukatlar, Alevi toplumuna kamuda ayrımcılık uygulanmadığı, şikayetlerin gerçekle uyuşmadığını da belirttiler.
Hükümet adına konuşan Avukat Açıkgül, Türkiye'de din özgürlüğünün ihlal edilmediğini ve ayrımcılık yapılmadığını belirtti. Toplantı yerlerinin inşasında herhangi bir engel bulunmadığına dikkati çeken Açıkgül, toplantı yeri ile ibadethane kavramının ayırt edilmesi gerektiğini kaydetti. Avukat Açıkgül, Türkiye'de Alevilerin özgür bir şekilde ibadetlerini yerine getirebildiklerini vurguladı.
CEM VAKFI: VERGİLERİMİZDEN ALEVİLERE TEK KURUŞ HARCANMIYOR
Davacı Cem Vakfını savunan Avukat Namık Sofuoğlu ise Alevilerden alınan vergilerin sadece Sunni kesimine harcandığını, Aleviler için '1 TL bile harcanmadığını' söylediler. Avukat Sofuoğlu, duruşmada, Alevilerin, birden Türkiye'de ortaya çıkmadığını; bin yıllık tarihinde Türkiye'nin halen Alevi toplumunu tanımak istemediğini savundu.
Avukat Sofuoğlu, dinle ilgili kamu hizmetlerinin Alevilere ücretsiz olarak verilmesi ve cemevlerinin ibadethane statüsü alması gerektiğini savundu. Sofuoğlu, cemevlerinin inşası ve diğer masrafları ile ilgili Türkiye'nin bütçe ayırmadığını ve Alevi vatandaşların bütün masrafları kendi imkanlarıyla karşıladığını söyledi.
'CEMEVLERİ TANINMIYOR'
Türkiye'de yaklaşık 20 milyon Alevi inancına sahip yurttaş olduğunu savunan ve ibadethaneleri olan Cemevlerini mahkeme heyetine tanıtan Sofuoğlu, Türkiye'nin halen Cemevlerine ibadethane statüsü verilmemesini 'ayrımcılık' olarak gösterdi. Sofuoğlu, "Osmanlı İmparatorluğun büyük coğrafyasında bile 10 bin camii, mescit varken şimdi Türkiye'de 130 binden fazla camii ve mescit bulunuyor. Diyanet'te 180 bin kişi çalışıyor bütçeden yaklaşık 5 milyar 750 bin TL alıyor. Alevilere ise 1 TL harcanmıyor. Bizim davamız Diyanete değil, başbakanlığa yönelik. Türkiye'de kasaba, köy ve şehirlerde yaklaşık 4 bin civarında Cemevi bulunuyor. Büyük kentlerde Cemevi sayısı şu an bin 151" dedi.
Duruşmayı çok sayıda Avrupalı diplomatlarla beraber Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Erdoğan İşçan izledi. Türkiye'yi savunan hukukçu heyeti içinde Harun Mert, Hacı Ali Açıkgül, Ahmet Metin Gökler, Ayça Onural, Sami Arslan Aşkın, Bekir Karaca, Mustafa Çiçek ve Hikmet Yaman bulundu.
Duruşma çıkışında basın mensuplarına açıklama yapan Doğan, AİHM'in aldığı kararların çok önemli emsal kararlar olduğuna işaret ederek, "Mahkeme adalete inanan, demokrasiye inanan ve insanların barış içinde yaşamasının siyasetçilerin en önemli görevi olduğuna inanan herkes için çok önemli kararlar veriyor" diye konuştu.
KARAR 1 YIL İÇİNDE VERİLECEK
Cem Vakfını savunan heyet içinde Jülide Sucuoğlu Gönen, Namık Sofuoğlu, Tülay Odabaş, İştar Savaşır, İlyas Şahbaz, Serap Topçu, Mehmet Aydın yer aldı.
AİHM Büyük Daire'nin 17 yargıcının davayı 6 ay ile 1 yıl içinde karara bağlaması bekleniyor.
Cemevlerine ibadethane statüsünün verilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirten Başbakanlığa karşı, 23 Eylül 2005 tarihinde Cem Vakfının öncülüğünde 2000 kişi tarafından dava açılmıştı.
Türkiye’de hukuk yollarının tükenmesi sonucu davacılar, 31 Ağustos 2010’da AİHM'e başvurmuştu. Mahkeme, 18 Aralık 2014’te aldığı kararla davanın Büyük Daire'de görülmesine karar vermişti.
AİHM'e başvuru metninde Türkiye'de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) din, vicdan ve düşünce özgürlüğünü düzenleyen 9. maddesinin ve ayrımcılığı yasaklayan 14. maddesinin ihlal edildiği öne sürülüyor.
Diğer taraftan, duruşma öncesi ve sonrasında Türkiye ve Avrupa’dan gelen Alevi vatandaşlar AİHM binası önünde gösteri düzenledi.