Arap Coğrafyası'nın gündemlerini derledi. Haftanın en çok konuşulan konusu Trump diğer yanında Suudi Kral Selman’ın olduğu pankarttı.
ABD Yönetimi’nin Kudüs çıkışı ve Yemen’de Husilerin Suudi Arabistan’a fırlattıkları balistik füzeler, Arap basının önemli gündemleriydi. Cezayir’de bir futbol maçında açılan ve bir yanında Trump diğer yanında Suudi Kral Selman’ın olduğu pankart özellikle Arap sosyal medyanın en çok konuşulanı oldu.
Filistinli Yazar Abdulbari Atwan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan yapılan ve ABD’nin kararının eleştirildiğini Kudüs oylamasını “büyük bir zafer” olarak nitelendirdi. Atwan, “Lakin bundan daha önemlisi şu; ABD Başkanı Donald Trump tarafından kendi ülkesinden yardım alan yoksul ülkelere uyguladığı “tehdit ve şantaj politikası”nın bütün dünyanın önünde ezici bir yenilgi aldı ve bir tokat yedi. Bu daha önce görülmemiş bir başarıdır” dedi.
HUSİLERİN BALİSTİK FÜZELERİ
Öte yandan Yemen’de ise Husilerin Ensarullah örgütü, Suudi Arabistan’ın oluşturduğu koalisyonun mart 2015’te başlattığı “Kararlılık Fırtınası” operasyonunun 1000. gününde Suudi başkent Riyad’a yeniden balistik füze fırlattı.
Füzelere karşı patriotların başarısızlığı üzerine ise Batı basınında da geniş tartışma başladı. Askeri konularda uzmanlaşmış The National Interest dergisi, Amerikan patriot füze sisteminin Husilerin son füzesini düşürmede başarısız olduğunu yazdı.
FÜZELERİN AMACI
Arap dünyasının en çok takip edilen haber sitelerinden Rai al Youm’un başyazısında da, füzelerin amacının savaşı Suudi Arabistan’ın derinliklerine taşımak olduğunu yazıldı. Yazıda füzelerle ulaşılmak istenen hedef; “Kurulduğu 80 yıldan bu yana güvenli bir şekilde yaşayan ve hiçbir füzeye veya bombardımana maruz kalmamış Suudi Arabistan’ın vatandaşları arasında panik yaratmak” olarak özetlendi.
CEZAYİR VE SUUD GERGİNLİĞİ
Geçen hafta Arap dünyasında tartışılan gündemlerden biri de Cezayir’de oynan bir maçta asılan pankarttı. Cezayir’in Ayn Melila ile Gali Muasker futbol takımları arasında bir önceki Cumartesi günü oynanan müsabakada, tribüne yarısını Kral Selman’ın diğer yarısını ise Trump’ın oluşturduğu bir yüz resminin yer aldığı dev bir pankart asıldı. Bu pankart Arap ülkelerinde, özellikle sosyal medyada paylaşım rekorları kırdı. Pankartın altına “bir madalyonun iki yüzü” ifadeleri kullanıldı.
Pankartın açılmasının ardından Suudi Büyükelçisi Sami al Salih bir açıklama yaparak “buna cevap verilecektir” şeklinde tehdit etti.
TRUMP VE DOLARLARLA SATIN ALMA SİYASETİ
Abdulbari ATWAN
Rai al Youm
Trump dünyanın yoksul ve zengin ülkelerini dolarlarıyla satın almada başarısız oldu. Delegesi Nikki Haley (ABD BM Daimi Temsilcisi) hezimete katlanamadığı için sandalyesini erkenden terk etti. İsrail delegesi oylamada izole edilen tek kişiydi. Oylamada Amerika’nın müttefiki olan sadece sekiz devlet vardı. Birçok kişi Nauru, Marshall Adaları ve Mikronezya gibi devletlerin haritada nerede olduğu görmek için büyük bir büyütece ihtiyaç duyuyor.
TEHDİT POLİTİKASI TOKAT YEDİ
Şüphesiz ki BM üyelerinin üçte ikisinin, işgal altındaki Kudüs’ün Yahudileştirilmesi ve Amerikan büyükelçiliğinin taşınmasını kınayan kararın yanında durması büyük bir zaferdir. Ek olarak Filistin davasında uluslararası alanda tarihi bir noktadır. Lakin bundan daha önemlisi, ABD Başkanı Donald Trump’ın, kendi ülkesinden yardım alan yoksul ülkelere uyguladığı “tehdit ve şantaj politikası” bütün dünyanın önünde ezici bir yenildi almıştır ve bir tokat yemiştir. Bu daha önce görülmemiş bir başarıdır.
Bu ezici oy çoğunluğu, Amerika’nın küstah burnunu çamura buladı. Trump ve yönetimine güçlü bir mesaj verdi. Dünya ırkçı siyasetine hayır diyebildi.
Belki Afganistan, Mali gibi ülkeler Amerika’nın yardımları kesme tehdidinin karşısında eğilmiştir. İkisi de kınama kararından desteklerini çektiler. Lakin Amerikan sömürgesi olan bu devletler bağımsız bir karar alma iradesine sahip değiller. Hakimleri olan “kibirli Amerika’nın” emirlerini reddedemezler.
MISIR, ÜRDÜN VE FİLİSTİN’İN TUTUMU
Trump’ın intikam için hangi adımları atacağını ve Arap devletlerine karşı hangi kararları alacağını bilmiyoruz. Biz burada Mısır, Ürdün ve en büyük yardımı ABD’den ve sonrasında işgal devletinden alan Filistin yönetiminden bahsediyoruz. Ama burada hemen şunu kaydedebiliriz; bu ülkeler bir kelime ile tehdit ediliyorlardı. Buna rağmen “Kudüs ve onun Araplığı”sorunu zafere ulaştı. Zehirli bir avuç dolar karşısında kutsal kentten vazgeçmeyi reddettiler. Bu tek başına onur verici bir tutumdur.
Başkan Trump bu üç devlete “mali yardımı kesme” tehdidini uygulamaya cesaret edemez. Çünkü uygulaması halinde kendi ülkesi ve müttefiki İsrail en büyük zararı görecek. Başka sebeplerin yanı sıra en önemli devam etme sebebi ekonomik yardımlar olan imzalanmış bütün barış anlaşmaları çökecek.
SUUDİ AMERİKAN İTTİFAKININ RESMİ
Al Kuds al Arabi
Cezayirli blogcular, Suudi Arabistan Kralı Selman’a hakaret olarak nitelendirilen resme tepkisine sosyal paylaşım sitelerinde yanıt verdi. Resim, Cezayir’de bir futbol karşılaşmasında açılmıştı. Resimde Trump ile Suudi Kral Selman yer alıyor. Mekke’nin imamı Abdurrahman es Sudeys’in geçen eylülde söylediği sözleri yansıtıyor. Es Sudeys; “ABD ve Suudi Arabistan’ın dünya barışı ve güvenliğine öncülük ettiği”ni söylemişti.
Dev resim, Cezayir’in doğusunda yer alan Ayn Malila kentinde bir futbol karşılaşmasında açıldı. Resimde Trump ve Bin Selman, bir insan suretinin iki yarısını oluşturuyor. Mescidi Aksa’nın yanı sıra resmin altında “Kudüs bizim, ev bizim” ibaresi yer alıyor.
Suudi Arabistan’da yayınlanan Sabk gazetesi, Cezayir Büyükelçisi Sami el Salih, herhangi bir karar almadan önce resmi doğrulamayı beklediklerini söyledi. El Salih atılan bu adıma güçlü bir cevap vermeden bırakmayacaklarını ifade etti. Suudiler sosyal medyadan keskin bir saldırı başlattılar. Bazıları Trump ve bin Selman’ın resmini yayınlayan ve “Cezayirlilerin hediyesi” diyenlerin isimlerinin “Arapların tortusu” olarak yayınlanması gerektiğini ifade etti. Ayrıca Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika’nın Fas Kralı ikinci Muhammed’in cenazesinde 1999’da çekilen fotoğrafının yayınlamasını önerdi.
Yemen
YEMEN, MÜDAHALENİN BİNİNCİ GÜNÜ VE FÜZELER
Rai al Youm
Başyazı
Suudi Arabistan medyası, Yemen’e askeri müdahalenin “1000. günü”nü kutlamadı. Ancak Husi Ensarullah Hareketi kendi yöntemiyle, “balistik füze fırlatarak” kutlama yapmadan bu günün geçmesine izin vermedi. Resmi açıklamalara göre füze, Prens Selman’ın “yönetim ile ilgili sorunları” görüşmek için kullandığı, Riyad’ın güneyindeki Al Yamama Sarayı’nı, saraydaki bakanlar toplantısını hedeflemişti.
HUSİLER BİN GÜNDÜR AYAKTA
Husiler kutlama için “bin gündür ayakta kalmanın kutlamasıdır” diyorlar. Füze, Suudi hükümdarının yıllık bütçeyi kabul etmek ve halka açıklamak için toplantı yaptığı esnada sarayı hedef aldı. Ensarullah örgütünün lideri Abdulmelik el Husi “bin gün direndikten sonra Suudi rejimin sarayları, petrol ve askeri tesisleri füzelerimizin menzili içine girmiştir” dedi. Bu açıklama, yolda başka füzelerin olduğunu da göstermektedir.
FÜZLERLERLE İLGİLİ İKİ YAKLAŞIM
Füzenin hedefini vurup vurmadığı ve fırlatılmasının esas hedefleriyle ilgili iki yaklaşım var.
Birincisi; Suudi Arabistan resmi olarak yerdeki füze savunma sistemlerinin füzeyi havada patlattığını açıkladı. Yayınladığı videoları bunun delili olarak sundu.
İkincisi; askeri konularda uzmanlaşmış The National Interest dergisinde bu yaklaşımın antitezi yer aldı. Dergi Amerikan Patriot Füze Sisteminin, Husilerin son füzesini düşürmede başarısız olduğunu kesin bir şekilde belirtiyor. Geçen kasımda fırlatılan ve Riyad Uluslararası Havalimanını hedefleyen füzeyi düşürmede başarısız olduğu gibi.
Rus uzman Babek Tagfali, Patriot füzelerinin başarısız olduğunu onayladı. Lakin Tagfali bir hata yüzünden Husilerin füzesinin hedefini tam bir şekilde vuramadığını; bulunan enkazının da havada patlatılmadığını, füzenin kendi kendine düştüğünü ifade etti.
PATRİOTLAR TARTIŞILIYOR
Patriotların “Husilerin füzelerine karşı koymada başarısız olduğu” konusu Batı’da “dergilerde yer alan birçok yazıda ve askeri konularda uzmanlaşmış internet sitelerinde” yer aldı. Suudi iktidarının Rusya’yla onlardan daha verimli olarak nitelendirilen Patriotların muadili S-400 füzesi alması görüşmelerinin arkasında belki de bu durum yatıyor.
HUSİLERDEN 81 BALİSTİK FÜZE
Suudi Arabistan’ın resmi kanalı el Ahbariyye “Kararlılık Fırtınası” operasyonunun başladığı 2015’ten bu yana Husilerin Medine, Cidde, Khamis Mushait ve Riyad gibi Suudi kentlerine 81 balistik füze fırlattığını aktardı. Bu, karşı koymak için her biri 3 ile 7 milyon dolar değerinde en az 400 patriot füzesinin fırlatıldığı anlamına geliyor.
AMAÇ SUUDİLERDE PANİK YARATMAK
Bu arada Husilerin füze fırlatmasının iki hedefi olduğuna dair Batı’da geniş bir alanda dolanan bir askeri teori var.
Birincisi; Suudi cephanesindeki Patriotları mümkün olan en kısa sürede tüketmek. Çünkü Suudilerin füze açığını telafi etmeleri için uzun bir zamana ihtiyaçları olacak.
İkincisi; savaşı Suudi Arabistan’ın derinliklerine taşımak. Kurulduğu 80 yıldan bu yana güvenli bir şekilde yaşayan ve hiçbir füzeye veya bombardımana maruz kalmamış Suudi vatandaşlar arasında panik yaratmak. Irak’ın 1991’de fırlattığı ve içişleri bakanlığını vuran Scud füzesi hariç.
ARAP DEVLETLERİNE YEMEN TEPKİSİ
Birkaç Arap hükümeti tarafından Suudi Arabistan’a verilen dayanışma mesajları ironik bir durumu yansıtıyor. Füzelerin fırlatılmasına karşı mesajlar Arap kamuoyunda aksi sonuçlar veriyor. Sosyal medya dayanışma mesajlarına karşı “Kararlılık Fırtınasında” binlerce Yemenlinin bombalarla ölmesine ve yaralanmasına rağmen neden dayanışma mesajı yayınlanmadığı merkezli kapsamlı bir karşı saldırı var. Twetlerde ve yorumlarda “Onlar yoksul oldukları için mi?” sorusu soruluyor.