05-03-2014 tarihinde eklendi
Cemaat'in “Muta'a nikahı” taktiği


  
İktidar ile güç savaşına giren cemaatin aynı zamanda yayın organları ve paneller ile Ehli-Beyt mektebine karşıda savaş açtığını görmekteyiz.  Gerçi bu kini ve öfkeyi alevlendiren başka unsurlarda vardır. 
 
Cemaat'in bu saldırılarda mut'a nikâhını kullanması sadece taktiksel bir hamledir. Dini bilgisi en fazla İlmihal kitapları ve 'ekran güzeli hocalardan' ibaret olan geniş bir muhafazakâr kitleyi mut'a nikâhını kullanarak kandırmak oldukça kolaydır. Bizim mut'a tartışmalarına girmemiz ise onların isteği ve hilesidir. Bizi bu tartışmanın içine sokmakla Ehl-i Beyt mektebini mut'a nikâhına indirgemiş olacaklar ve bizde boşuna zaman harcamış olacağız.
Niye mi boşuna zaman harcamış olacağız?
 
İngilizlerin desteği ile yazmış olduğu kitapları, Kuran'dan yüce gösteren bir şahısın peşine takılanlar, Peygamberimize (saa) hakaret edilirken evinde oturup 'kim kiminle nerede ne halt ediyor' programları izleyip ama bir torba makarna için onurunu satıp dantelli kefen giyenler, birinin biryerine kıl olanlar, gencecik çocuklar katledilirken görmezden gelip 'ama yol yaptı' diyenler, 'çaldıysa benim paramı çaldı' diyecek kadar şeref yokusunu olanlar, kısaca hülloğlar mut'a nikâhının ne olduğunu bilse ne olur bilmese ne olur? Düşünme kapasitesi olmayan ve insan olmayı dahi beceremeyenlere değil mut'a herhangi başka bir konuyu anlatmaya çalışmak, çay bardağına okaynusu doldurmaya çalışmak gibi bir şeydir.
 
Gözden kaçmaması gereken önemli bir husus daha var, inasanlarda 'ya iktidarın yada cemaatin yanındasın' diye bir algı oluşturulmak isteniyor. Cemaatin mut'a meselesini gündeme taşıması ve 'Selam Terör Örgütü' palavrası ile farklı bir oyunun içinde olduklarını da gözden kaçırmamamız gerekiyor. 
Efendiler, kusura bakmayın ama Ali(as) Şiası kimsenin paralı askeri değildir.
 
Biz ne bize düşman olan cemaat ve tarikatların yanındayız nede 'düşmanımın düşmanı dostumdur' mantığı ile ellerinde kardeşlerimizin kanı olanların yanındayız. İmam Ali (as) hariciler ile savaşırken, Muaviye (la) ile dost olmadı. İmam Cafer-i Sadık (as) Abbasilerin ve Emevilerin iktidar savaşında taraf olmamıştır.
 
Diyelim ki bunları unuttunuz, daha 30 sene önce iki kutuplu dünyada ABD ye direnen İmam Humeyni tüm dünyanın gözü önünde Sovyetler Birliğine rest çekmiştir. Dilinizden düşürmediğiniz İmam Humeyni'nin bu ilkeli duruşunu ne çabuk unuttunuz?
 
Bugün İran İslam Cumhuriyeti onurlu bir şekilde ayakta ise ve İmam Ali'nin (as) aslanları olan Hizbullah destan üstüne destan yazıyorsa, bu birilerine yanaşlıklarından değil, sadece ve sadece İmam Ali'nin (as) tarafında olduklarındandır.
 
Emevi sarayından çıkanlar birbirine düşerken dahi, bizi engellemek için, bize rol biçip kendi kavgalarında bizi yıpratma peşindeler.
 
Nasıl İmam Cafer-i Sadık (as), Emeviler ve Abbasiler iktidar savaşına girişmiş iken mektebimizin gelişmesi için gerekli olan adımları attı ise, bugün bizimde bu mektebin talebesi olarak bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekir. İlmi, siyasi, kültürel ve hatta ekonomik olarak gelişmemiz için kaçınılmaz olan bu fırsatı iyi kullanmamız şart. 
 
Bunu gerçekleştirecek kapasitemiz ve gücümüzde mevcut. Yeter ki başkalarının iktidar savaşında güç harcayıp kendi kendimizi yıpratmayalım. Biz doğru olduğumuzu biliyoruz. Kendi namusuna sahip çıkamayanlar istedikleri kadar çamur atsınlar. 'Güneş balçıkla sıvanmaz' Biz birilerinin iktidar savaşında birliğimizi koruyarak güçlü çıkarsak, mektebimizi daha kolay anlatırız. Zaman fıkhi bir konuya tüm enerjimizi harcama zamanı değildir... Ve bu toprakların asli unsuru olan bizler, bu toprakları Türkleştiren ve Müslümanlaştıran bizler, Emevi uşaklarına bu toprakları bir daha emanet etmeyeceğiz...
Ya Ali (as) medet deyip işe koyulma vakti....
Allah yardımcınız, Peygamber (saa) ve pak Ehl-i Beyti (as) yoldaşınız olsun...
Selam ve Dua ile...
http://caferider.com.tr/cemaat-in-muta-a-nikahi-taktigi_m3291.html