24-05-2013 tarihinde eklendi
Hadisler ve dualar


 Allah Resulü (saa) ve Ehli Beyt imamları'dan nakledilen hadislerde Cuma gününün çok faziletler içeren bir gün olduğuna önemle dikkat çekilmiştir.  

İslam Fıkhının babası Hz.  İmam Sadık'tan şöyle rivayet edilmiştir:
"Cumanın çok büyük bir hakkı ve saygınlığı vardır. O halde onun saygınlığını zayi etme, o günde ibadetlerinden herhangi birinde kusur yapma, iyi amellerle Allah'a yaklaşmaya çalış ve Allah'ın bütün haramlarını terk et; çünkü o günde yüce Allah ibadet ve itaatin sevabını artırır, günahların cezasını siler, dünya ve ahrette müminlerin derecesini yükseltir. O gecenin fazileti gündüzüyle aynıdır. Cuma gecesini sabaha kadar namaz ve dua ile geçirebilecek durumda isen onu yap. Şüphesiz alemlerin Rabbi Cuma gecesi müminlerin iyiliklerini artırıp günahlarını silerek saygınlıklarının fazlalaştırmak için melekleri gökyüzünün birinci katına gönderir. Kuşkusuz Allah bağışı geniş ve kerem sahibidir."

İmam Sadık (as) bir başka hadisinde:
"Bazen mümin bir hâcet için dua eder, ama Allah onun hacetini Cuma günü reva etmek ve Cuma'nın fazileti nedeniyle istediği şeyleri kat kat artırmak için duasını kabul etmeyi erteler."
 Yine buyurdular ki:
"Hz. Yusuf'un (a.s) kardeşleri Hz. Yakup'tan Allah'tan kendilerinin günahlarının bağışlamasını istemesini rica ettikleri zaman Hz. Yakub (a.s) "Yakında sizin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim" dedi. Hz. Yakub (a.s) duasının kabul olması için dua etmeyi Cuma gecesinin seher vaktine erteledi."

Hz. Emirulmüminin Ali'den (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:
"Allah Teala Cumayı diğer günlerden seçmiş, gündüzünü bayram ve gecesini de gündüzü gibi kılmıştır. Cuma gününün faziletlerinden biri şudur: O gün Allah'tan istenen her hacet reva olur. Bir grup azabı hakketseler, Cuma gecesi ve Cuma gününe ulaşıp dua etseler Allah o azabı onlar-dan geri çevirir. Allah Teala takdir edilen işleri Cuma gecesi sağlamlaştırır. O halde Cuma gecesi gecelerin ve gündüzü de gündüzlerin en üstünüdür."

 İmam Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:
"Cuma gecesi günahlardan sakının; çünkü o gecede günahlar iki kat yazılır, nitekim sevabı da iki kat yazılır. Kim Cuma gecesi Allah'a karşı günah işlemeyi terk ederse, Allah Teala onun geçmiş günahlarını affeder. Kim Cuma gecesi açıkça günah işlerse, Allah Teala onu bütün ömrünün günahlarıyla azaplandırır ve o günahın azabını iki kat artırır."
İmam Sadık (a.s) "Şahitlik edene ve edilene yemin olsun" ayetinin tefsirinde şöyle buyurmuştur: "Şahitlik eden Cuma günüdür, şahitlik edilen ise Arefe günü."(5)

İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:
"Kim Cuma gününe erişirse, o günde ibadetten başka bir işle uğraşmamalıdır; çünkü o günde Allah Teala kullarının günahlarını bağışlar, onların üzerine rahmetini indirir."

İmam Sadık (a.s) başka bir rivayette şöyle buyurmuştur: "Kim Cuma gecesi veya gündüzü  Ahkaf Suresini okursa, dünyada bir korkuyla karşılaşmaz; kıyamette ise o günün dehşet ve korkusundan güvende olur."

Yine buyurmuştur ki: "Kim Cuma gecesinde Vakia Suresini okursa, Allah onu sever, onu sevimli kılar; dünyada sıkıntı ve fakirlik görmez; dünya afetlerinden hiç birisine tutulmaz ve Emirulmüminin Ali'nin (a.s) arkadaşlarından olur. Bu sure Emirulmüminin Ali'ye (a.s) mahsustur."
Bir rivayette şöyle geçer: "Kim her Cuma gecesi Cuma Suresini okursa, o Cuma ile sonraki Cuma gününe kadar işlediği hataların kefareti olur."
Her Cuma gecesinde ve yine Cuma günü öğleden sonra ve ikindi vakti Kehf Suresini okuyanlar için de bu fazilet rivayet edilmiştir.

Bil ki, Cuma gecesinde kılınacak birçok namaz rivayet edilmiştir. Onlardan biri Emirulmüminin Ali'nin (a.s) namazıdır; diğer biri her rekâtında Fatiha suresinden sonra on beş defa Zilzâl Suresi okunan iki rekâtlık namazdır; kim bu namazı kılacak olursa, Allah Teala onu kabir azabından ve kıyamet gününün dehşetlerinden güvende kılar.

İmam Muhammed Bâkır  (a.s) şöyle buyurmuştur:
"Allah, her Cuma gecesi, gecenin evvelinden sonuna kadar arşın üstünden nida eden meleğe kendisi tarafından şöyle nida etmesini emreder: 'Güneş doğmadan önce ahreti ve dünyası için bana dua eden bir mümin var mı ki duasını kabul edeyim? Sabah olmadan önce günahından tövbe eden bir mümin var mı ki tövbesini kabul edeyim? Rızkını daralttığım ve sabah olmadan önce benden rızkını artırmamı isteyen bir mümin var mı ki rızkını artırayım? Sabah olmadan önce kendisine şifa vermemi isteyen hasta bir mümin var mı ki ona şifa vereyim? Sabah olmadan önce kendisini zindandan kurtarıp üzüntüsünü gidermemi isteyen üzgün ve mahpus bir mümin var mı ki duasını kabul edeyim? Sabah olmadan önce kendisinden zalimin zulüm ve sitemini defetmemi isteyen mümin ve mazlum bir kul var mı ki onun intikamını alıp hakkını kendisine geri çevireyim?' O melek sabaha kadar sürekli bu şekilde dua eder."

Sahih senetle İmam Rıza'dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir:  
"Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: Cuma günü günlerin efendisi ve en büyüğüdür. Allah Teala o günde iyiliklerin sevabını iki kat artırır, günahları siler, dereceleri yükseltir, duaları kabul eder, zorluk ve gamları giderir, büyük hacetleri reva eder; artırma günü olan Cuma gününde Allah Teala kullarına rahmetlerini artırır ve cehennem ateşinden birçok insanı kurtarır; o halde o günde kim Allah'ı çağırır, O'nun hak ve hürmetinin bilincinde olursa, Allah Teala'ya onu cehennem ateşinden kurtarmak bir hak olur. O halde Cuma günü veya Cuma gecesinde ölecek olursa, şehidlere verilen sevabı alır ve kıyamet günü Allah'ın azabından güvencede olarak haşrolur. Kim de Cuma namazı kılmayarak veya Cuma gününde Allah'ın haram kıldığı şeyleri işleyerek Cuma gününün saygınlığını hafife alır ve onun hakkını zayi ederse, Allah'ın onu cehennem ateşinde yakması gerekir; ancak tövbe edecek olursa başka."

İmam Muhammed Bâkır  (a.s) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
"Güneşin doğduğu Cuma gününden daha faziletli bir gün yoktur; Cuma gününde kuşlar birbirleriyle karşılaştıklarında birbirlerini selamlar ve bugün değerli bir gündür derler."

Resulullah (s.a.a): "Cuma günü günlerin efendisidir. Aziz ve celil olan Allah nezdinde kurban ve fıtır gününden daha büyüktür."

İmam Ali (a.s): "Her Cuma günü ailenize Cuma gününün gelişiyle ferahlasın diye bir miktar taze meyve verin."

İmam Bakır (a.s): "Hayır ve şer Cuma günü iki kat artar.

İmam Bakır (a.s): "Cuma günü verilen sadaka Cuma gününün diğer günlerden üstünlüğü sebebiyle iki kat artar."

Cuma Guslü
Resulullah (s.a.a): "Ey Ali! İnsanlar her yedi günde bir defa gusletmelidir. O halde her Cuma günü, su bulmak için günlük yiyeceğini satmak ve aç kalmak pahasına da olsa guslet. Zira hiçbir müstehap şey Cuma guslünden daha üstün değildir."                            

CUMA GECESİNİN NELER YAPILMALI?
"Subhanellahi vellahu ekberu ve la ilahe illellahu" söylemek ve çok salavat getirmek. Nitekim şöyle rivayet edilmiştir: "Cuma'nın gecesi nurludur ve gündüzü çok aydınlıktır. O halde, "Subhanellahi vellahu ekberu ve la ilahe illellahu" zikrini çok söyleyin, Muhammed (s.a.a) ve Ehl-i Beytine (a.s) çok salavat gönderin."

Başka bir rivayette, bu gecede en az yüz defa salâvat getirilmesi, fakat daha fazla salâvat getirmenin daha iyi olduğu geçer. İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Cuma gecesi Muhammed (s.a.a) ve Ehl-i Beytine (a.s) salavat getirmek yüz Haseneye denktir; insanın yüz günahını siler ve makamını bin derece yükselir."

Hz. Muhammed (s.a.a) ve Ehl-i Beytine (a.s) Perşembe günü ikindi namazından Cuma gününe kadar çok salâvat göndermek müstehaptır. Sahih senetle İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Perşembe günü ikindi vakti ulaşınca melekler altın kalemler ve gümüş sahifelerle gökten yere iner ve Perşembe'nin ikindi vakti, Cuma gecesi ve Cuma günü güneş batıncaya kadar Hz. Muhammed (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'ine (a.s) gönderilen salâvattan başka bir şeyi yazmazlar."

Büyük alim Şeyh Tusî diyor ki: Perşembe günü Resulullah'a (s.a.a) bin defa salavat göndermek ve yine salavatını şu cümlelerle dile getirmek müstehaptır:

"Elllahumme salli ala Muhammed'in ve âl-i Muhammed ve accil ferecehum vehlik aduvvehum min'el-cinni ve'l-insi min'el-evveliyne ve'l-aksiriyn"
"Allah'ım! Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine sâlat et. Onların kurtuluşla-rını, çıkışını çabuklaştır; ilklerden sonlara kadar onların cinlerden ve insanlardan olan düşmanlarını helak et."

Perşembe günü ikindi vaktinden sonra Cuma gününün sonuna kadar bu şekilde yüz defa salavat getirmek çok faziletlidir.

Perşembe gününün son vaktinde şu cümlelerle mağfiret dilemek müstehaptır:

"Kendisinden başka ilâh olmayan diri ve kayyum Allah'tan bağışlanma diliyorum ve -günahlardan tevbe ederek- O'na dönüyorum; kendi nefsinden kötülüğü gideremeyen, adaleti uygulayamayan, kendisine zarar, yarar dokunduramayan, hayat veremeyen, öldüremeyen ve diriltemeyen aciz, hakir ve huzu içerisindeki bir kulun tevbesiyle -tövbe ediyorum- Allah'ın sâlatı ve selamı Muhammed ve onun tertemiz, pâk, seçilmiş ve iyi soyunun üzerine olsun."

Cuma gecesinde şu sureleri okumak büyük fazilettir:
İsrâ, Kehf, "Ta Sin"le başlayan üç sure (Şuara, Neml, Kasas), Secde, Yasin, Sâd, Ahkaf, Vakia, Fussilet, Duhan, Tur, Kamer ve Cuma. Eğer bunların hepsini okumaya fırsat bulamazsan, Vakiâ ve ondan önceki sureleri oku; çünkü İmam Sadık'dan (a.s) şöyle rivayet edilir: "Kim her Cuma gecesi  

İsrâ suresini okursa, Hz. Mehdi'nin (a.f) huzuruna çıkıp onun ashabından olmadan önce ölmez."
Yine buyurmuştur ki: "Kim Cuma gecelerinde Kehf Suresini okursa, şehid olarak dünyadan göçer ve Allah Teala kıyamet günü onu şehitlerle haşreder ve onlarla birlikte tutar."

Yine şöyle buyurmuştu: "Kim Cuma gecesi "Ta Sin"le başlayan Şuara, Neml, Kasas surelerini okursa, Allah Teala'nın dostlarından olur ve Allah'ın güven ve himayesine girer; dünyada fakir olmaz ve ahrette de Allah Teala cennetten ona razı olacağı kadar verir ve hatta razı olduğundan fazlasını lütufta bulunur; ayrıca onu cennet hurilerinden yüz kadınla evlendirir."
 

"Kim her Cuma gecesi Secde suresini okursa, Allah Teala kıyamet günü onun amel defterini sağ eline verir; onu amellerine göre hesaba çekmez ve Hz. Muhammed (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'inin (a.s) arkadaşlarından olur."

Sahih senetle İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim Cuma gecesi Sâd suresini okursa, ona dünya ve ahiret hayrından ancak mürsel peygambere veya mukarreb meleğe verilen miktarda hayır verilir ve onu, ailesinden istediği herkesle birlikte, hatta -ailesinden ve onun şefaat edeceği seviyede olmasa bile- kendisine hizmet eden hizmetçiyle birlikte cennete sokarlar."

- Cuma'nın akşam ve yatsı namazlarının birinci rekâtında Cuma Suresini, akşam namazının ikinci rekâtında İhlas Suresini ve yatsı namazının ikinci rekâtında ise A'la Suresini okumak.

Ravi diyor ki,  bunun üzerine ben, "Hakk (ve olumlu) bir şiir olsa bile mi?" diye sordum. İmam (a.s), "Hak olsa bile" buyurdu.
Sahih bir hadiste İmam Sadık'tan (a.s) Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Kim Cuma gecesi veya Cuma günü bir şiir okursa, o gece ve gündüzde okumuş olduğu o şiirden başka bir yarar elde etmez, sevaba ulaşmaz."

- Müminlerin hakkında çok dua etmek; nitekim Hz. Fatıma (s.a) böyle yapıyordu. Rivayete göre insan, ölen mümin kardeşlerinden on kişi hakkında bağışlanma dilerse, cennet ona farz olur."

- Cuma gecesi okunması rivayet edilen duaları okumak; bu gecede okunması rivayet edilen dualar oldukça fazladır. Biz onlardan bazılarını nakletmekle yetineceğiz: Sahih senetle İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim Cuma gecesi akşam namazının nafilesinin son secdesinde yedi defa aşağıdaki duayı okursa, dua biter bitmez bağışlanır."Her akşam böyle yapması iyidir; dua şudur:

"Ellahumme inni es'eluke bi-vechikel kerim vesmikel aziym en tusalliye ala Muhamed'in ve âlihi ve en teğfire lî zenbiyel aziym"

Anlamı:
"Allah'ım! Yüce veçhin (künhü) ve büyük ismin hürmetine senden Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine sâlat etmeni ve benim büyük günahımı ba-ğışlamanı diliyorum."

Peygamber efendimizden (s.a.a) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim Cuma gecesi veya Cuma günü şu duayı yedi defa okursa, o gece veya o gün ölecek olursa cennete girer:"

"Allah'ım! Sen benim Rabbimsin, senden başka ilâh yoktur; beni sen yarattın, ben senin kulun ve cariyenin oğluyum, senin avucunun için-deyim (güç ve kudretin altında zelilim), kâhkülüm (yularım) senin elinde-dir. Gücüm yettiğince senin ahdin ve vaadin üzere akşamlıyorum, tüm yaptıklarımdan (kötülüklerimden) senin rızana sığınıyorum; sürekli nime-tinle beraberim, -ama onu kötüye kullanarak- günahımla dönü-yorum. O halde günahlarımı bağışla; kuşkusuz senden başka kimse günahları bağışlayamaz."

Şeyh Tusî, Seyyid, Kef'amî ve Seyyid b. Bâkî şöyle demişlerdir: Cuma gecesi ve gündüzü ve yine Arefe gecesi ve gündüzü şu duayı okumak müstehaptır; biz duayı Şeyh'in Misbah kitabında:

 "Allah'ım! Herkes yarattığın bir kişinin lütuf ve ihsanına ulaşmak, mükafat ve bağış almak ümidiyle onun huzuruna varmak için kendisini hazırlar.

Ya Rabbi! Ben de senin affını ümit ederek, bağış ve mükafatına ulaşmayı dileyerek kendimi hazırladım. O halde ey hiçbir saili kapısından boş çevirmeyen ve ey bağışa ulaşan kendisinden bir şey eksiltemeyen! Duamı boşa çıkarma. Ben ne yaptığım iyi bir amelimle ve ne de bir yaratılmışın bağışını umarak sana geldim; ben kendi nefsime karşı kötülük ve zulüm yaptığımı ikrar ederek, günahıma hiçbir hüccet ve mazeretim olmadığını itiraf ederek geldim. Ben senin büyük affını ümit ederek geldim; sen o affınla suç işleyenleri affettin ve uzun bir zaman büyük günahlarına ısrar etmeleri onlara rahmetle dönmeni engellemedi. Ey rahmeti geniş ve affı büyük olan; ey yüce, ey yüce, ey yüce! Senin gazabını hilminden başka hiçbir şey geri çevirmez ve senin öfkenden sana tazarru etmekten başka hiçbir şey kurtarmaz. O halde ey ilâhım! Ölü şehirleri dirilttiğin güç ve kudretinle benim için bir kurtuluş bağışla; beni gam ve kederle öldürme; tâ ki duamı kabul edesin ve onun kabul olduğunu bana gösteresin. Hayatımın sonuna kadar bana -ahiret- afiyet ve sağlığın tadını tattır. Beni düşmanımın alayına muhatap etme; onu bana musallat etme ve ona üzerime çökme imkanı verme.

Allah'ım! Sen beni alçaltacak olursan, kim beni yüceltebilir; sen beni yüceltecek olursan, kim beni alçaltabilir; beni helak edecek olursan, kulun hakkında kim sana muhalefet edebilir veya kim onun işiyle ilgili senden bir talepte bulunabilir? Gerçekten senin hükmünde hiçbir şekilde zulüm ve haksızlık olmadığını; intikam ve cezalandırmada senin acele etmeyeceğini ben biliyorum; çünkü ancak vaktin geçmesinden endişelenen acele eder ve zulme ancak zayıf olan bir kişi ihtiyaç duyar; oysa sen bundan çok yücesin ve büyüksün.

Allah'ım! Ben sana sığınıyorum, bana sığınak ver; Senden aman diliyorum, bana aman ver; Senden rızık istiyorum, beni rızıklandır; Sana tevekkül ediyorum, o halde bana kifayet et; düşmanıma karşı senden yardım istiyorum, bana yardım et; Senden yardım diliyorum, bana yardım et; Senden bağışlanma diliyorum ey ilâhım, beni bağışla.    


"Allah'ın zimmetinde, meleklerinin zimmetinde, peygamberlerinin ve elçilerinin -Allah'ın selamı onların üzerine olsun- zimmetinde ve Muham-med'in

-Allah'ın sâlatı onun ve Ehl-i Beyt'inin üzerine olsun- zimmetinde ve Muhammed'in Ehl-i Beyt'inden olan vasilerin -Allah'ın selamı onların üzerine olsun- zimmetinde sabahladım. Muhammed'in Ehl-i Beyt'inin -Allah'ın selamı onların üzerine olsun- gizlisine ve açığına, zahirine ve ba-tınına iman ettim. Şehadet ederim ki Muhammed -Allah'ın sâlatı onun ve Ehl-i Beyt'inin üzerine olsun- gibi onlar Allah'ın ilminde ve itaatindedirler."
Cuma günü sabah namazından önce üç defa şu duayı okursa günahları denizköpüklerinden fazla olsa bile bağışlanır:

"Esteğfirullah ellezi la ilahe illa huvel hayyul qeyyum ve etubu ileyh"
 

Anlamı:
"Kendisinden başka ilâh olmayan diri ve kayyum (her şeyi ayakta tutan) Allah'tan bağışlanma

Şeyh Tusî şöyle rivayet etmiştir: Cuma günü sabah namazından sonra şu duayı okumak müstehaptır:
"Allah'ım! Ben hacetimle senin katını amaçladım, fakir, yoksul ve zavallı olduğum bugünde sana geldim. Benim senin mağfiretine kendi amelimden daha fazla ümidim var; elbette senin mağfiret ve rahmetin benim günahlarımdan daha geniştir. Öyleyse bütün hacetlerimi reva et; senin hacetlerimi reva etmeye gücün yeter, onları reva etmek sana ko-laydır ve ben ise sana muhtacım. Ben, Senden bana gelen hayırdan başka hiç bir hayır bulamadım ve senden başka hiç kimse benden kötü-lüğü gidermedi. Ben ahiretim ve dünyam için ve yine insanların beni me-zarımda yalnız bırakıp gidecekleri ve günahlarım sana götürüleceği muh-taç günümde senden başak hiç kimseye ümit beslemiyorum."
Cuma günü sabah namazından sonra yüz defa İhlas Suresini okumak, yüz defa Muhammed (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'ine (a.s) sâlat etmek, yüz defa istiğfar edip bağışlanma dilemek ve Nisâ, Hud, Kehf, Saffat ve Rahman surelerini birer defa okumak sünnettir.

- Resulullah'ın(s.a.a) sünnetlerinden biri olan Cuma guslü etmek; peygamber efendimizin (s.a.a) Emirulmüminin Ali'ye (a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Ey Ali! O günlük yiyeceğini satıp aç kalarak su satın almak pahasına olsa bile her Cuma günü guslet; çünkü hiçbir sünnet bundan daha büyük değildir."

İmam Cafer-i Sadık'tan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Kim Cuma günü gusledip şu duayı okursa, gelecek Cuma gününe kadar onun için temizlik olur" Yani günahlardan temizlenir veya amelleri manevî temizlik taşır ve kabul olur:اَ

Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur; tektir; ortağı yoktur. Şehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve elçisidir. Allah'ım! Mu-hammed ve Ehl-i Beyt'ine sâlat eyle ve beni tevbe edenlerden ve temizlerden kıl."
İhtiyat gereği mümkün oldukça Cuma guslünü terk etmemelidir. Onun zamanı ise şafak atmasının sonrasından öğleye kadardır; öğleye ne kadar yakın olursa o kadar iyidir; dua şöyledir:

- Başı hatmi gülüyle yıkamak; bu amel insanı abraş hastalığı ve delillikten kurtarır.

- Bugünde tırnağı almak ve bıyıkları kısaltmak çok faziletlidir; rızkı artırır ve gelecek Cuma'ya kadar insanı günahlardan temiz tutar; delilik, cüzam ve pisi hastalığından korur. O zaman şu duayı oku:

"Allah'ın adıyla, Allah'ın yardımıyla; Muhammed (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'inin (a.s) sünneti üzere."
Tırnaklarını alırken sol elinin küçük parmağından başlamak ve sağ elinin küçük parmağında bitirmek. Ayak tırnaklarını alırken de böyle yapmak ve daha sonra aldığın tırnak parçalarını yere defnetmek.

- Güzel koku kullanıp temiz elbiseler giymek.

- Sadaka vermek; bir rivayete göre Cuma gecesi ve gündüzünde verilen sadaka diğer zamanlarda verilen sadakanın bin katıdır.

- Cuma gününün gelişine sevinmeleri için ailesine taze meyve, et ve diğer güzel şeyler satın almak.

- Sabahleyin aç karnına nar yemek, öğleden önce yedi hindiba yaprağı yemek.
Resul-i Ekrem'den (s.a.a) ise şöyle rivayet edilmiştir: "Cuma günü yaşlı bir adamın halka cahiliyet ve küfür tarihlerini naklettiğini görecek olursanız çakıl taşlarıyla taşlayın onu."

İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s) şöyle rivayet edilmiştir: "Cuma günü hiçbir ibadet benim yanımda Muhammed ve Ehl-i Beyt'ine (Allah'ın selamı onların üzerine olsun) sâlat göndermekten daha sevimli değildir."
Fırsat bulamazsanız, kıyamet günü yüzünüzün nurlu olması için en azından yüz defa salavat getirmeyi terk etmemek gerekir.

- Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt İmamlarını (a.s) ziyaret etmek; bugünde o hazretlerin nasıl ziyaret edileceğine ileride değineceğiz.

- Ölülerin, anne-babanın veya onlardan birinin mezarını ziyaret etmek de bugünde faziletli bir ameldir.
İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s) bu konuda şöyle rivayet edilmiştir: "Cuma günü ölüleri ziyaret edin; onlar, ziyaretlerine gelenin kim olduğunu bilir ve sevinirler."
 

http://caferider.com.tr/hadisler-ve-dualar_m3234.html