04-02-2019 tarihinde eklendi
Vatikan’ın Alevi projesi mi var? İran’ın Alevileri Şiileştirme dosyası gerçek mi? Ali’siz Alevilik akımının arkasında kimler var? Bu hükumet sorunları çözmede samimi mi?
Uluslararası Shafaqna Haber Ajansı Türkiye’nin ileri gelen Alevi kanaat önderlerinden, Çerkezköy Ehlibeyt Dergahı Başkanı ve Dedesi “Seyit Sinan Boztepe” ile Aleviler ve gündeme dair çok önemli konularda röportaj gerçekleştirdi. Birçok soruya ışık tutacağına inandığımız röportajın 1. bölümünü hizmetinize sunuyoruz.

– Bir Alevi kanaat önderi olarak “Aleviliği” nasıl tanımlıyorsunuz. Alevilik nedir, Alevi kimdir?
– Alevi, yani İmam Ali’nin takipçisi. Şu halde İmam Ali üzerinden bir tanım yapmak zorundayız. İmam Ali; ittifak edilen rivayetlere göre Kâbe’de dünyaya gelmiş, mihrapta şehit edilmiştir. İmam’ın hayatı Kâbe ile mihrap arasında geçmiştir. Aleviliğin tanımını da böyle yapmalıyız. Alevilik Kâbe ile mihrap arasında bir inançtır.
 
– Çalışmalarınız ve hizmetleriniz hakkında biraz açıklama yapar mısınız?
– Trakya’da 2006 yılında derneğimiz kuruldu ve hizmete başladı. 2010 yılında dergahımızın temelini attık. 2015 yılına kadar inşaatle meşgul olduk. Son üç yıldır hizmet vermekteyiz.
Trakya’da, hatta Türkiye’de örnek olacak bir dergah yapmış olduk. Günlük namazların kılındığı, Cuma namazlarının kılındığı, Alevi örf ve adetlerinin yerine getirildiği, Perşembe Cem muhabbetlerinin icra edildiği, Muharrem programlarının yapıldığı, Ramazan ayında iftarların verildiği bir örnek dergah olduk.
içerisinde aş evi ve misafirhanesi olan bir yapı. Elbette sadece Alevilere değil tüm Müslümanlara kapımız açıktır ve hizmet etmektedir. Yaz aylarında çocuklara ve büyüklere Kuran kursumuz var.
Bu anlamda büyük bir boşluğu doldurduğunuza inanıyorum. Uzun yıllardır Alevi’nin Kuran’ı tanımadığı, hatta kabul etmediği iftiralarına da bu yolla cevap vermiş oluyoruz.
 
-Ülkemizde İmam Ali’siz Aleviliğin karşılığı var mı?
– Maalesef üzülerek belirtmeliyim ki Türkiye’de de “Ali’siz Aleviliğin” karşılığı var. Buna yönelik değişik dernek ve kurumlar son dönemde çalışmalarını çoğalttı. Kendi fikirlerine uygun cem evleri yapmaya başladılar.
Özellikle gençlere yönelik temelinde ateizmin olduğu “Ali’siz Alevilik” faaliyeteler yürütülüyor. Üzülerek izliyoruz ve bunlara karşı mücadele de veriyoruz.
 
-Ateizme kayan Aleviler var mı?
– Maalesef var! iddia değil gerçek. yıllardır Avrupa’da başlamış durumda. Özellikle ilk Ali’siz Alevilik iddiasında bulunan dernekler Almanya’da kuruldu. İddialar ve yazılan çizilenlere baktığımızda olayın arkasında Alman devletinin elini görmek mümkün.
Hatta daha büyük bir gerçeği söyleyeyim bu faaliyetlerin arkasında “Vatikan” bile var. Özellikle Avrupa’da ilk “Ali’siz Alevilik” iddiasında bulunan dernekler kültürel yardımlar adı altında finansa edildiler. Bunların eliyle cemevleri açtılar.
Allah’ın inkar edildiği, Peygamberin ve İslam dininin reddedildiği, 12 İmamların reddedildiği, tamamıyla temelinde Şamanizmin, Zerdüştlüğün barındırıldığı, hatta çeşitli yerlerde Hıristiyanlığın ve Müsavilğin de işin içine girdiği Oryantal bir inanç oluşturuldu Avrupa’da.
Bu faaliyetler daha sonra tüm ülkelere yayıldı. Önümüzde bir Avustralya örneği var. Bu guruplar, Avustralya’da devlete Aleviliğin ayrı bir din olduğunu kabul ettirdiler. Bu ülkede Alevi İslami dernekler ise ötekileştirildi. Özellikle Alevi gençler bu tuzağa düşmemeliler. Zaten biraz araştırsalar, Aleviliğin böyle uyduruk inançlardan uzak, kökleri 14 asır önceden gelen büyük ve asil bir temele sahip olduğunu anlarlar.
 
-Sayın dedem, Aleviler içerisinde İmamların türbesini ziyaret kültürünü yeterli görüyor musunuz, değilse niçin?
– Maalesef yeterli değil. Türkiye’de bu konuda istenilen seviyeye hala ulaşamadık. Ama eskiye nazaran bir ivme kazandı. Örneğin geçen yıl İmam Hüseyin’in Erbain ziyaretine takriben 10 bin kişi katıldığı söyleniyor. İllaki bunların bir kısmı da aynı zamanda ziyaret mazlumu olan Alevi canlardır.
Elbette 20 milyon Alevi’nin yaşadığı bir ülkede bu çok düşük bir rakam. Bu konuda biz de suçluyuz. Çünkü Alevilere Alevilikleri unutturuldu. Haremlerden koparıldılar. Bu şekilde inançlarından da uzaklaştırıldılar. Hepimiz bu taşın altına elimizi koymamız lazım. Alevileri inancın merkezi olan Mukaddes Haremlere ziyarete teşvik etmemiz lazım. Ama sayı şu an için istenile düzeyde değil.
 
 
– Türkiye’de Alevi toplumunun sorunları var mı, varsa nelerdir?
– Çeşitli programlarla Alevlerin sorunları dile getiriliyor. Aleviler için en büyük sorun Cem Evleriymiş gibi gösteriliyor. Ben bu düşünceye katılmıyorum. Alevilerin en büyük sorunu ilimsizlik. İlmi olmayan bir gençlik ve toplum Aleviliği nere götürebilir ki!
Binaların yapılması Alevilerin sorunlarını çözmeyecek. Bunları devlet tarafında kabulü de çözemeyecek. O binaların elektrik ve sularının devlet tarafından ödenmesi Alevilerin sorunlarını çözecek mi?
Şu halde Alevilerin en büyük sorunu onların Ehlibeyt ilminden kopuk yaşamalarıdır. bunun için yetkin din alimlerinin yetişmesi lazım. Bunların Alevi kurumlarında görev almaları lazım. Ama maalesef Türkiye’de buna yönelik bir faaliyet yok.
 
-Türkiye’de Alevi dede ve alimelerinin yetişeceği bir okul, fakülte, merkez yok mu?
– Yok! Bir Alevi medrese ve okulunun olmasını hepimiz arzu ediyoruz. Türkiye’de bir Alevi gencinin okuyacağı dini okullar olmadığında yurt dışına gitmek zorunda.
Önceden en çok Şam medreselerine gidiyorlardı. Şimdi genelde Irak’ın Necef veya İran’ın Kum medreselerine gidip okuyorlar. Oysa biz bu sorunun çözümünün Necef veya Kum’un Türkiye’de açılmasında olduğuna inanıyoruz. Yani Türkiye’de Alevilerin, dini alimlerini, dedelerini yetiştirecekleri bir medreselerinin olmasını istiyoruz. Bilgisizliğin yok edileceği yegane yerler, okullardır.
 
– Alevi dedelerimizi ilmi açıdan yeterli görmüyor musunuz?
– Kendim de bir Alevi dedesi olarak buna açık sözlülükle cevap vereyim.
Alevi tarihinde Çaldıran savaşı önemli bir kırılma noktasıdır. Çaldıran savaşına kadar Aleviler Erdebil’e, yani Seyit Safiuddin’in Erdebil tekkesine gitmekteydiler. Orada medrese eğitimini tamamlayan Alevi dedeleri köylerine ve şehirlerine dönerek alimlik görevlerini yapmaktaydılar. Bu konuda elimizde yeterli belge de var.
Ama çaldıran savaşında sonra Alevilerin yenilmesiyle Anadoluda Alevilerin önüne büyük bir set çekildi. Alevilere ait Anadolu’daki dergah ve tekkeler de ya kapandı veya pasifize edildi. İçindeki eğitime engel konuldu, alimlerimiz ve dedelerimiz sürgüne gönderildi. Bunlar bir iddia değil Osmanlı arşivlerinde de bulunan belgeli gerçekler.
İşte bu yüzde Alevi dedelerimiz de Ehlibeyt sevgisini saf ve temiz kalplarinde yaşatmayı başardılar ama ilmi açıdan yetersiz kaldılar. Bunu zaten dedelerimizin kendisi söylemekteler.
 
– Şii-Alevi aynı anlama mı geliyor. Aralarında fark var mı?
– Özellikle Ali’siz Aleviler dediğimiz, İslamdan Alevileri koparmak için faaliyet gösterenlerin dillendirdiği bir konu bu. Osmanlı döneminde yaşayan Şair Agahi buna gözel cevap vermiş:
“Agahiyem Aleviyem, Mezhebin Şia Kızılbaşım ben” Aleviler aynı zamanda Şiidir yani taraftardır. Şiiler aynı zamanda Alevidir yani İmam Ali takipçisidir.
Dünyadaki Ehlibeyt metebine mensup olanlardan Alevileri koparmak için Şia ve Alevilerin ayrı olduğunu söylüyorlar. Bir de “Biz Anadolu Alevisiyiz” diye bir söz var. Alevinin Anadolu’su, Irak’ı, Şam’ı, İran’ı olmaz. Alevi her yerde Alevidir. Yani İmam Ali’nin taraftarı her yerde aynıdır, değişmez.
Zaten son 350 yıl önceye kadar Anadolu’da yaşayanlara Alevi’den çok Şii tabiri kullanılıyordu. Eski mecmua ve kayıtlardan da bu böyle geçiyor. Osmanlı döneminde özellikle Şiiler de dahil hepsine Alevi denildi. Alevi normalde Hz. Ali soyundan gelen seyyitler için kullanılan bir tabirdi.
Burada bir kelime oyunu var. Alevileri büyük Ehlibeyt ailesinden soğutmak ve uzaklaştırmak için bu kullanılıyor. Ama gençler son dönemlerdeki araştırmalarıyla bu oyunu kırmaya başladılar. Özellikle de Ehlibeytin ziyaret yerlerinde dünyanın dört bir köşesinden gelen Ehlibeyt taraftarlarıyla da tanışmaya başladılar. Bu son ve kesin sözümüz olsun ki “Alevilerin hepsi Şii, Şiilerin hepsi de Alevidir”
 
…devam edecek
 
www.tr.shafaqna.com
http://caferider.com.tr/vatikanin-alevi-projesi-mi-var--iranin-alevileri-siilestirme-dosyasi-gercek-mi--alisiz-alevilik-akiminin-arkasinda-kimler-var--bu-hukumet-sorunlari-cozmede-samimi-mi--_h22727.html