Ana Sayfa İç Gündem Ülke Gündemi Dünya Gündemi Kütüphane Etkinlik Kültür -Sanat- Bilim Haber - Analiz Caferider
Özgündüz: “Üfürükçüde, Muskacıda Keramet Aramayın”
Halkalı Zeynebiye Camii'nde 04 2018 Cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz güncel konulara değindi.
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
04-01-2019 19:09 - 1181 Okunma
Özgündüz, “Lâ İlâhe İllallah Muhammenden Resulullah diyen herkes Müslümandır. Ehlî Sünnet’in İslam’ın şartı dediği beş şartı da bilin, fakat İslam’ın şartı dediğim gibi bir tanedir. Diğer Ehli Sünnet in İslam’ın şartı olarak saydığı şeyler İslam’ın payendesidir yani sacayağıdır. İslam’ın şartı beştir ama Kelime-i Şahadet ayrıdır, onu koy bir yana. Onun yerine beşincisi Ehli Beyt’in vilayetidir. 
 
Birkaç sene önce Milli Eğitim’e vermek üzere hazırladığımız metinler üzerine tartışırken, bu idealimiz üzerine çalışırken bize cevap verecek kimse yoktu. Hayır diyen de yoktu. Şimdi de her yerde ilan ediyorum. Yine yok kardeş öyle değil diyen yoktur. Çünkü bu görüldüğü üzere hakikattir. Biz bu beş hakikati yıkmazsak sacayağı olarak korursak kazanımız her zaman doğru kaynar, içindeki de dökülmez. Bu beş hakikat önemlidir. Diğerlerini buna tamamlayacak olursak bakın bunlar önemli şeyler değildir demiyorum. Bunların içinde sacayağı olarak nitelendirdiklerimden önemli olanı yok ama sevabı çok olanı var. Mesela Emr-i maruf nehyi münkerin sevabı bunlardan yani oruçtan, namazdan çoktur. Onlar da farzdır. Namaz ve oruç daha önemlidir fakat Emri maruf nehyi münkerin sevabı daha çoktur. Ama bunlar (namaz, oruç vb.) sacayağıdır, gereklidir.
 Mesela Mescit-i Küfe’de iki rekât Namaz kılmak bin rekât namaz kılmaya bedeldir. O zaman ne kadar gazaya bıraktığım namaz varsa gideyim oraya iki-üç rekât namaz kılayım, hepsini bitireyim… Öyle değil işte. Sevap başka şeydir ehemmiyet başka bir şeydir. Mühim midir? Yani diyelim ki Emri maruf nehyi münkerden alacağın sevap namazdan, oruçtan alacağından çok daha fazladır fakat oruçsuz namazsız hiçbir şey kabul olmuyor. Bu yüzden namaz, oruç gereklidir. Aslında konum değil bugünlük ama size bunu hatırlatmak istedim.
 
Furu-i Din nedir biliyorsunuz değil mi? Onlar Furu-i din değil demiyorum fakat onlarla da sınırlı değil. Önemlilerdendir. Oruç, namaz, hac, zekât, humus… Bunlar Furu-i Din değildir denilmez. Müslüman bunu bilerek inkâr etmemeli. Şia da Sünni de bunların Allah’ın emri olduklarını bilerek inkâr etmemelidir.
 
Bilmeden inkâr etse ne olur?
O ihtimalde de zorun ne, bilmediğin şey ise sus. Terk etmek ve inkâr etmek arasında yerle gök arasında fark var. Terk etsen fasık olursun, ama inkâr edersen kâfir olursun. Ne işin var bilmiyorsan sus. 
Bugün necaseti soracaktım. Necaset on veya on bir tanedir. Geçerli midir? Ben şimdi Kur’an’a el basıp 11 şey necistir diye ant içemem. Neden amel ediyorum çünkü müraca-i taklidimiz diyor ki, bunlar necistir. Ne zaman elem bir müşteid çıkıp aksini demeyip ki amel etmemiz gerekir. Müraca-i taklidimizin icmaen yanlışta devam ettiği konular var mıdır? Olabilir ama bu sokaktaki insanın Müraca-i ağzına sakız yapmasını, onları küçümsemesini gerektirmez. Bin beş yüz seneye yaklaştık yani on beş buçuk asıra yaklaştık. Bir sistem gelmiş o günden bugüne onu değiştirmek kolay değil. Bin dört yüz sene bir şeye haram deyip sonra helal demek kolay değil.
 
Hz. Ali (a.s) ne buyuruyor: Ben size neyi emrettiysem önce kendim amel etmiş olmam gerekir. O zaman neden o dönem Hz Ali’nin (a.s) sözüne bakmadılar. Bu da onların hatasıydı. Hz Ali’nin  (a.s) hakkını gasp ettiler dediğiniz o üç noktalar bile Hz. Ali (a.s) bir söz söylediği zaman üzerine bir söz söylemiyorlardı. Hz. Ali’nin (a.s) söylediğinin üzerine bir şey katamıyorlardı. Sen olmasan biz helak olurduk diyorlardı. Verdikleri hükmü Hz. Ali (a.s) reddedince kabul ediyorlardı, sen bizi kurtardın, haklısın deyip yerlerine oturuyorlardı.
 
Sizin hayrınız Kur’an’dadır. Sizin görüşünüz değil. Kendi görüşünüz Kur’an ile çelişirse kendi görüşünüzü atın kenara Kur’an-ı seçin. Ve deyin ki, benim fikrimin bir yerinde bir sakatlık var. Tekrar inceleyin düşüncenizi, fikirlerinizi Kur’an-ı temel alarak test edin. Testi geçtiniz halde düşünceniz doğrudur. Kur’an’da hata var gibi bir düşünceye düşmeyin.
 
Ben diyorum aileme sizin ailenize de diyorum siz de ailenize deyin üfürükçüde, muskacıda keramet aramayın. Tıbbi sorununuz varsa tabibe gidin. Hz. Ali (a.s) bile tabibe başvururdu. Üfürük ile hal olunacak bir durum varsa keramet sahibi Hz. Hüseyin (a.s) orada, Hz. Hasan (a.s) orada, Hz. Zeynep (s.a) orada. Siz müşteri olmazsanız o da tezgâh açmaz ki. Hala Zeynebiye Mahallesi’nde üfürükçü varsa, muskacı varsa, fala bakan varsa ve hala müşteri buluyorsa ben utanırım, sen de utan. Ben de utanırım, neden? Benim mahallemde böyle bir şey olabilir mi? Ben kırk senedir bu millete ne anlattım. Kadının biri de dini tebliğ eder gibi gitti geldi, Hz. Ali’nin, (a.s) Resulullah’ın (s.a.a) sözlerini öyle ezberleyip aktarmaz.
 
Bir zulüm var ki bağışlanmaz. Bir zulüm var ki yakayı o zulüm yüzünden ele verdiysen kurtuluşun yok. Üçüncüsü de senden kimsenin bir davası yoktur. O durum bağışlanabilir. Birinci kısım neydi bağışlanmayan zulüm hangisiydi? Allah’ı kendisine ortak koşmayı bağışlamaz. Allah bizi şirkten korusun. 
 
Bir zulüm de var ki bağışlanabilir ama bırakılamaz. O da nedir? Salıverilmezsin ama kişilerin birbirine yaptıkları zulümler, haksızlıklar. Allah onu bırakmaz. O ödeşme olmadan olmaz. Allah’ın gücü yetmez mi? Ne demek istiyorsun. Allah senin hatırına adillik vasfından vazgeçip zalim mi olacak? Bir zalime hardal zerresi kadar gönlünde muhabbet, meyil varsa boyun secdeden kireç bağlasa yine de seni affetmem. Zalimi korumak için mazlumun hakkından vazgeçecek. Var mı böyle bir şey? Birine haksızlık etmişsen salınmana imkân yok. O adama hakkını ödeyeceksin.
 
 Bağışlanabilir günah hangisidir?
Kişinin kendisine yaptığı günah. Can benim değil mi? Ama Allah diyor ki, sana canı veren de benim. Neden kendi canını acıttın? Bu bağışlanabilir, tövbe edersin. Allah’ım tövbe ederim her şeyin yaratıcısı sensin yer gök her şey senindir. Bu canımın da sahibi sensin, sana ait olana zulüm ettim.- Başka davacısı var mı? Yoktur, kendi kendime vurdum. Bu bağışlanabilir. Kimseye zarar vermeden günah işlenebilir mi? Bunlar nasıl günahlardır, bunlar uzun konulardır.
 
Kısacası zulüm üç çeşittir: Bağışlanmayan zulüm şirk, terk edilmeyen, salıverilmediğin zulüm, başkasına yaptığın zulüm, köpeğe yaptığın zulüm bile sorgulanmana neden olacak. Üçüncüsü ise kendine ettiğin zulüm. Kesin bağışlanır demiyorum ama davacısı yoktur. Allah bizi her üçünden de korusun özellikle ilk ikisinden.
Allah bizi ıslah etsin, akıl versin…” dedi.
Paylaşım :
Mail Yazdır Yorum Yaz 0 Yorum
04-01-2019 19:09 - 1181 Okunma
Caferider Web TV
Video Galeri
Foto Galeri
Yazarlar Tümü
Şirali Bayat
ŞİA-CAFERİ AZERİ MİLLETİNİN YÜCELİŞ SERÜVENİ
Av. Sinan Kılıç
Selahattin Özgündüz’e neden saldırıyorlar?
İbrahim ŞEREN
ALLAH PEYGAMBERİNİ MUHATAP ALARAK YÜCE KURAN’DA ŞÖYLE BUYURUYOR
Mehdi AKSU
İRAN’DA SÜNNİLER!
Hamit Turan
ŞÎR-İ FIZZA
Çayan Uludağ
Mekteb-i Kerbela
Abdullah Turan
İmam Mehdi'nin Dünyaya Geldiğini İtiraf Eden Ehl-i Sünnet Âlimleri
Kasım Alcan
Hiç olmazsa dünyanızda özgür kişiler olun
Namık Kemal Zeybek
Osmanlı'da Alevi Katliamı
Orhan Kiverlioğlu
Biz büyük devlet iken
Seyyid Ahmedi Safi
Tüm Müslümanları ilgilendiren önemli sorun
Hüseyin Çaça
Kerbela Hadisesi-1-
Musa Ayaztekin
Muta Nikahı Nedir, Ne Değildir?
23-04-2024 | Ana Sayfa | Ana Sayfam Yap | Sitenize Ekleyin | Künye | Foto Galeri | Video Galeri | Yazarlar | İletişim | RSS
CaferiDer ® 2012  
Sitede bulunun içerikler ve analizler kaynak gösterilerek alıntılanabilir Tasarım & Yazılım : Network Yazılım