Bugün Gazetesinde Nazlı Ilıcak'ın kaleme aldığı yazıda şu ifadelere yer veriliyor: "Selam Tevhid dosyasında, “İran casusu” olarak değerlendirilen Hüseyin Avni Yazıcıoğlu’nun bilgisayarındaki birçok bilginin, eşi vasıtasıyla bir flash bellekle polise ulaştırıldığı ortaya çıktı. Bu bilgiler arasında, Yazıcıoğlu’nun, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Nurkan Yağız ile görüşmesinin bir notu da vardı. Yazıcıoğlu, Yağız’la buluştukları yerin, “Ablan Dış Ticaret Şirketi/Fatih” olduğunu ve buluşmanın 5 Ekim 2010’da gerçekleştiğini anlatıyordu. Yazıcıoğlu, Nurkan Yağız ile görüşmesinden edindiği izlenimleri dosyaya aktarmıştı. Yağız, Başbakan ile değişik zamanlarda yüz yüze sohbet ettiğini ve Erdoğan’ın Fethullah Gülen Cemaati’ni tasfiye etmek gibi bir niyetinin bulunduğunu Yazıcıoğlu’na söylemişti.

İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Nurkan Yağız’ın açıklamasını dün sütunumda yayınladım. O böyle bir buluşmayı reddediyor. Selam Tevhid dosyası bir gün açılırsa, bu iddianın da doğru olup olmadığı anlaşılacaktır. Şimdilik dosya, Savcı İrfan Fidan tarafından kapatıldı. Eski Hakkâri Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, İrfan Fidan’ı eleştiren bir yazı kaleme aldı: “Fidan, dosyayı kapatmanın ana gerekçesi olarak, en önemli delillerden biri olan Kamile Yazıcıoğlu’nun getirdiği flash belleğin, soruşturma dosyasında bulunmamasını gösteriyor. Hüseyin Avni Yazıcıoğlu’nun bilgisayarından elde edilen bilgi ve belgeleri içeren bu flash bellek, Kamile Yazıcıoğlu tarafından polise teslim edilmişti. Savcı Fidan, ‘Flash bellek yok’ diyor ama zaten Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 131’inci maddesine göre, imajı alınan dijitalin aslı, getirene teslim edilmiş ve bu husus kayda geçirilmiştir. Anılan dijitalin imajı, toplam 106 klasörden oluşan soruşturma dosyasının içindedir. Dosyadaki deliller objektif bir bakışla incelenmiş olsa, bu dijitale ilişkin üst veri bilgilerini içeren bilirkişi raporuna da ulaşılabilirdi. Flaş bellek içerisinde yer alan bilgiler, polis tarafından yapılan teknik izlemeler, iletişim takip tutanakları ve alınan beyanlarla teyit edilmiştir.”

***
Polis ve savcılar, “Çok önemli bir casusluk olayı var” diyor. Erdoğan tarafından yeni atanan polisler ve savcı ise “Hiç önemli değil; tamamen uydurma” görüşünü benimseyip, dosyayı kapatıyor. Hâkimin önüne gitmesine izin verilmiyor. İlk günden itibaren “7 bin kişi dinlendi” dezenformasyonunu da hatırlayınca, insan ister istemez “Arı kovanına çomak mı sokuldu” diye düşünmeden edemiyor."